AKP lideri Tayyip Erdoğan dün Adıyaman’da, Adıyamanlılardan helallik istedi. Aynen aktarıyoruz:
“Sarsıntıların yıkıcı etkisi, olumsuz hava şartları, hasar gören alt yapının getirdiği zorluklar gibi sebeplerle maalesef ilk birkaç gün Adıyaman’da arzu ettiğimiz etkinlikte çalışma yürütemedik. Bunun için sizden helallik istiyorum. Her şeyin farkındayız ve gereğini yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.”
Aynı adam, depremin ikinci günü Hatay’da kurtarma çalışmalarının yetersizliğini eleştirenlere şöyle saldırmıştı:
“Bazı haysiyetsizler, namussuzlar ‘Hatay’da jandarma, asker göremedik’ diye iftiralar atıyorlar. Bizim askerimiz, jandarmamız, polisimiz şereflidir. Ama onları bu şerefsizlerin ağzına meze yaptırmayız.”
Depremin 15. Günü Kızılay’ın yetersiz kaldığını gündeme getirenlere de aşağıdaki ifadelerle hakaret etmişti:
“Çıkmış biri Kızılay nerede diyor, be ahlaksız be namussuz be adi… Günde 2,5 milyon insana bu Kızılay yemeğini ulaştırıyor.”
Yani ortada şöyle bir durum var. Devlet yardımları yetersiz kaldı, kurumlar halkı yalnız bıraktı diye isyan edilince, Tayyip depremzedelere ve halka “haysiyetsiz, namussuz, şerefsiz, ahlaksız, adi” diye küfrediyor, hakaret ediyor. Sonra da aynı halka dönüp “etkin çalışma yürütmedik” diye helallik istiyor. Yarın aynı adam kaldığı yerden küfretmeye, hakaret etmeye devam edecek!
Kimden helallik istiyorsun be adam! “Adi, şerefsiz” dediğin halktan mı?
Madem biz Türk halkı olarak, sana göre “adi, şerefsiz” bir topluluğuz, neden bizden helallik istiyorsun?
Hayır! Biz “adi, şerefsiz” değiliz. Kimin olduğunu da herkes biliyor. Tarih de yazacak. Bu bir.
Hayır! Seninle helalleşecek bir tane şerefli insan yok bu ülkede. Helalleşmeyeceğiz. Hepinizden hesap soracağız. Bunu da tarih gösterecek. Bu iki!
Kan var elinizde, kan. Bunun helalleşmesi yok. Hesaplaşması var. Ant olsun.