Irak Merkezi Yönetiminin Barzani ile anlaşarak Kerkük’teki askeri kontrol noktalarını Peşmerge’ye yeniden teslim etmesi, Kerkük’teki Türkmen varlığının Kürtlerin insafına teslim edilmesi anlamına geliyor.
Böylesi bir gelişmenin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Irak ziyaretiyle yaşanmış olması oldukça manidar(!) Irak Dışişleri Bakanı ve Barzani’yle yapılan görüşmelerde bu konuyla ilgili basına yansıyan bir şey olmadı. Bu durumda iki ihtimal var; ya Kerkük konusu gündeme gelmedi ya da gündeme geldi ancak Türkiye yeni karara engel ol(a)madı.
İki durum da AKP açısından ciddi bir başarısızlığın göstergesi. Kerkük 2003 Irak işgalinden sonra uzun süre Merkezi Yönetimin hakimiyetinde kalmış, 2014’te IŞID istilasının ardından Merkezi Hükümet Kerkük’ün idaresini Barzani’ye devretmişti.
Bu durum on yıllardır “Kerkük, Kürdistan’ın kalbidir.” diyerek Kerkük’ü ele geçirmeye çalışan Kürtler açısından büyük bir fırsat yaratmış, çok kısa sürede Kerkük’ün demografik yapısı değiştirilmiş, Türkmenlerin arazilerine el konulmuş ve göçe zorlanmıştı.
Kerkük’ün Kürtlerin en yoğun yaşadığı yer olmamasına rağmen Barzani tarafından bu kadar çok önemsenmesinin temel nedeni Kürtlerin bölgedeki petrolü ele geçirerek asli güç olduğunu ispatlamaktı. Barzani yönetimi Türkleri yok ederek Kürtlerin “hakim ulus” olduğunu tüm dünyaya göstermeye çalıştı.
Ancak üç sene süren bu süreç, 2017’de Irak Merkezi Hükümetinin Kerkük’e yeniden el koyması ve Barzani güçlerinin Kerkük’ten kovulmasıyla son buldu.
Irak Türkmenleri açısından bu durum geçici bir rahatlama sağladı. Ancak alınan yeni kararın ardından Irak Merkezi Yönetimi askeri kontrol noktalarını yeniden Barzani’ye teslim edecek. Muhtemeldir ki Merkezi Yönetim ve Barzani arasında petrol kuyularından kaynaklanan bir anlaşma yapıldı.
Böylesi bir durumda Kürtler, Kerkük’e 2017’nin intikamı için dönecek ve ilk hedef de Irak Türkmenleri olacak.
AKP iktidarının böylesi bir adıma göz yumması, üstelik bunun da Barzani’yle yapılan görüşmenin ardından gerçekleşmesi geri dönüşü olmayan bir yola girilmesi anlamına gelebilir.
Büyük baskılar gören, uzunca süredir fiziki saldırıların hedefi olan Irak Türkmenleri artık korumasız durumdadır.
İktidar medyasının böylesi bir durum karşısındaki sessizliği “gizli bir anlaşma” ihtimalini akıllara getiriyor.
Türkmenlerin kaderini Barzani çetesine emanet etmek büyük bir ihanettir.