İş Bankası ve Denizbank, ABD Hazinesi Yabancı Varlıklar Kontrol Dairesi’nin (OFAC), Rus ödeme sistemi Mir’i Rusya dışında kullananlara ve yayılmasına yardım edenlere yaptırım uygulamaya hazır olduğunu duyurmasının ardından sistemden çıktı.
Şanghay Zirvesi sonrasında Tayyip Erdoğan’ın “amacımız üyelik” dediği bir dönemde İş Bankası’nın kendisini korumaya alması dikkat çekici. İktidar bloğundan unutulmuş yeni bir “İş Bankası hazineye devredilsin!” çıkışı gelebilir.
Elbette böylesi bir karar “beyefendinin müsaadesi alınmaksızın” açıklanmış mıdır, bunu bilemiyoruz. Ancak Türk Devletinin ABD yaptırımları konusunda duyduğu korku, ABD’nin Türk işadamlarına gönderdiği ve onları yaptırımları delmeme konusunda uyaran özel mektuba hiçbir cevap verilmemesiyle ortaya çıktı.
İktidar “devlet için yaptırıma yol açan da yaptırımı yiyen de şereflidir” diyerek yaptırımın olası cezalarına ortak olmak istemiyor. İktidar medyası TÜSİAD’ı ABD’nin mektubuna yanıt vermediği için sert biçimde eleştirirken iktidarın kendisi de yanıt vermemeyi tercih etti. Üstelik aynı mektup MÜSİAD ve TOBB gibi kuruluşlara da gitmiş olmasına rağmen yine bir karşı açıklama gelmedi.
Demek oluyor ki, Erdoğan yaptırımları açıkça delmenin meydanlarda “Ey Amerika” diye bağırmaktan çok daha fazla bedelinin olduğunu biliyor. Hal böyleyken İş Bankası’nın iktidarın tavrına aykırı gibi görünen bir tutum alabilmesi “genç bankacıların tedirgin” olmasından ziyade Erdoğan’ın Türkiye’nin içinde bulunduğu riskli durumu görmesine bağlı olabilir.
Kamu bankaları bu korkuyu Zarrab Davası sonrasında fazlasıyla yaşamış ve Amerikan yaptırımları Türkiye’yi teğet geçmişti. Halk Bank Davası’nda da aynı tedirginlik yaşandı. Bu süreçte Putin’in Şanghay’da “Rus şirketleri ürünlerini Türkiye üzerinden ihraç edebileceklerine dair sinyaller aldı” açıklaması Türkiye’yi daha sıkıntılı bir duruma sokabilir.
Şimdiye kadar “tarafsızlık” politikası gibi gösterilen ama cambazlığa dönüşen dış politika tarzı tepki yaratmaya başladı. Sonuçta uluslararası ilişkiler niyetlerinizi gizlemenin çok da mümkün olmadığı şeffaf bir alan. Herkesin her şeyden haberi var ve dünyanın en akıllısı da Erdoğan değil.
Böyle olduğu için de iş adamları ve özel bankalar kendilerini koruyabilecekleri bir mekanizma yaratmanın peşinde. Elbette iktidarla ters bir tavır alıyormuş gibi gözükmeksizin. AKP sayesinde cambazlık artık ata sporumuz oldu.