Isparta halkı, 3 Şubat’ta başlayan ve günler süren elektrik kesintisi ile beraber cehennem soğuğunu yaşadı. Günlük işlerin ve sanayinin durması bir yana, elektrik olmadığı için insanlar doğalgazı da kullanamadılar. Birçok mahallede 4 gece boyunca hem karanlık, hem dondurucu soğuk bir arada Ispartalıları perişan etti.
İstanbul’da iki hafta önceki kar yağışında ne olduğunu hatırlıyorsunuz. Trolünden yandaş medyasına, bakanından Cumhurbaşkanına tüm iktidar işi gücü bırakıp İmamoğlu’nu hedef göstermişti. Oysa İBB kendi sorumluluk alanındaki tüm ana arterleri temizlerken Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı Kuzey Marmara Otoyolu ve TEM kar altında kalmış, insanlar araçlarını terk etmek zorunda kalmıştı.
Yeni İstanbul Havaalanı’nda ise günlerce mahrumiyet yaşanmış, yolcular uçaklarda mahsur kalmış, Turkish Cargo’nun çatısı çökmüştü. Günlerce havaalanında rezillik yaşayan insanlara ise yardım yerine çevik kuvvet gönderilmişti.
Oysa elektrik dağıtımı ve perakende satışı Cengiz-Kolin-Limak ortaklığına verilmiş olan Isparta’yı yandaş medya görmedi. İşin özeti, Ispartalıların fahiş faturalarla zengin ettiği Cengizler taş üstüne taş koymadığı için ilk ciddi soğuklarda şebeke çöktü.
Halkın soğuktan donduğu ikinci gece Isparta’nın AKP’li Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen ekranlara çıkıp “Çok güzel bir bereket geldi. Bazı zorlukları hepimiz yaşayacağız. Allah’ın izniyle bu bereketli yağışlar devam etsin. Bizler bunun çaresine bakıyoruz.” dedi.
Isparta Belediyesi kar yağışında üstüne düşeni yapmadığı gibi komşu Antalya ve Burdur Belediyelerinden gelen yardım tekliflerini sırf CHP’li oldukları için geri çevirdi. AKP’li komşular Afyon ve Konya Belediyelerinden herhangi bir yardım teklifi yapılıp yapılmadığı ise bilinmiyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in bu sabah yaptığı açıklamaya göre şehirde kesinti bitti ama kırsalda devam ediyor. Isparta’daki Bakan Dönmez’e tıpkı İstanbul’da olduğu gibi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun eşlik etmemesi düşündürücü. Isparta’nın yaşadığı felaket İstanbul’dakinden çok daha ciddi, hatta ölümcül. Bu, iki hafta önce İstanbul’a “farklı amaçla” gelmiş olduklarını kanıtlıyor.
Aslında tepkilerin odağında en üst mülkî amir olan Vali Ömer Seymenoğlu vardı. Seymenoğlu dün “Covid” olduğu gerekçesiyle görevden alınan ilk vali oldu. Yerine vekâleten bakabilecek vali yardımcıları varken bir merkez valisine görev verildi. Anlayacağınız Seymenoğlu’nun tam da Isparta’da enerji ve karla mücadele fiyaskosu yaşanırken Covid olası gelmiş.
Aslında Erdoğan’ın bu apaçık fiyaskonun bedelini CK şirketine ve belediye başkanına da ödetmesi beklenirdi. Ama Isparta Demirel’den beri geleneksel bir sağ kalesi olmakla birlikte AKP açısından çok da “cepte” bir il değil. Erdoğan’ın elini kolunu bağlayan güç ilişkileri var.
Saray iktidarının tek elinden gelen Isparta rezaletinin gündemden düşmesini beklemek ve Belediye Başkanı Başdeğirmen’in anlattığı gibi topluca oturup “Allah’ım bize elektrik ver” diye dua etmek.