Dün akşam AKP’li Esenler Belediyesi’nin sivil zabıtaları olduğu söylenen bir güruh, İyi Parti Esenler teşkilatının stand çalışmasına eşkıya gibi saldırdı. Saldırı sonucu İyi Partililerin kurduğu tente parçalandı, stant malzemeleri zarar gördü.
İstanbul İl Başkanlığı’na isabet eden kurşunlar tesadüftü. Peki, bu ne? Hesap hatası yapılacak balistik bir problem de yok burada. Doğrudan fiziksel saldırı işte. Yapanlar da, iddia edildiği gibiyse, iktidarın en kalın derili yüzlerinden Tevfik Göksu’nun adamları.
Demek ki AKP-MHP’nin, yani aslında Tayyip Erdoğan’ın seçim kampanyası, İyi Parti’ye özel bir provokasyonlar ve şiddet ajandası içeriyor. Bu artık sabit bir olgu. Fakat bu olgu, 2023 seçimlerine özel değil.
İyi Parti, Türk milliyetçiliğini Atatürk’ün uygar ve demokrat zeminine taşıma misyonuyla MHP’nin; merkez sağı toparlama misyonuyla da AKP’nin bir numaralı hedefi.
Dolayısıyla Tayyip Erdoğan ve etrafına topladığı gerici güruh, kurulduğundan beri kendilerini en çok tehdit edenin İyi Parti olduğunun gayet farkında.
Hem Devlet Bahçeli’nin hem Tayyip Erdoğan’ın İyi Parti’ye ve Meral Akşener’e etmedikleri hakaret ve tehdit kalmadı.
Akşener’in namusuna bile dil uzattılar. Kadınlıktan vuran bu avam dil, Akşener’in şahsında tüm İyi Parti’yi avam fedailerin hedefi haline getirdi.
Erdoğan, Rize’de AKP’lilerin provokasyonuna uğrayan Akşener’e “Bunlar iyi günler. Daha neler olacak neler…” derken işte tam da bugünlere işaret ediyordu.
Merter’deki İl Başkanlığına atılan kurşunlar, “Beni kendinle uğraştırma” tehdidi üzerine gelmişti. Kindar sokak çeteleri, Reislerini uğraştırmamak için vazife üstlenmeye başladı yani.
Faşist iktidarın provokasyonuna en kuvvetli cevap, İyi Parti’nin –ve tabi CHP’nin de– bu sindirme operasyonu karşısında öncelikle geri adım atmamak ve her provokasyon denemesinde karşı bayrak göstermektir.
AKP-MHP’nin sokak şiddeti, bir bakıma muhalefet için hayırlı bir işarettir. Siyaseti sosyal medyaya, Tik Tok’lara hapseden hikmetinden sual olmaz PR mistikleri, kerameti kendinden menkul SEO guruları ile şizofren Boğaziçi siyaset/sosyoloji tarikatının bütün foyası, böyle saldırılarla dökülüp gidiyor işte.
Muhalefet, gençlik ve kadın kollarıyla topyekûn bir sokak çıkarması yapmak zorunda. Nitekim İyi Parti Esenler teşkilatı, saldırı sonrası bugün aynı noktaya tente ve stant kurup çalışmaya devam ediyor.
Ama yetmez.
Hem CHP hem de özellikle İyi Parti, tüm bu saldırılara inat, son düzlüğe büyük bir coşkuyla girmeli. Daha çok stand, daha çok sokak ve durmadan miting.
Sokakta varlığını ispat edemeyenler ve tedbir konformizmine kapılıp kendini aldatanlar 14 Mayıs gecesi ne yapacak? Oylar merkeziyetsiz Blockchain’le sayılmayacak ki? Sokakta kim varsa sandıklar da ona emanet. Bitti!
Son olarak, müstebitin yıldırma silahının çift namlulu olduğunu da unutmamak gerek. CHP örgütleri, sosyoloji itibarıyla şiddet oltasına pek müsait olmayabilir ama İyi Parti teşkilatlarının kültürel genetiğinde bu tarz bir psikolojik harekâta düşebilecek miras mevcut. Yani şiddet ve yıldırma ajandasına İyi Parti’yi şiddet sarmalında çekerek kriminalize etme hesaplarının olabileceğini de tahmin etmeliyiz.