Türkiye’deki sol basın, milli bayramlara olan düşmanlıklarını her fırsatta yazarlar, çizerler. Yeter ki ellerine fırsat geçsin.
Milli bayramlara karşı olanların milli marşlara sempati beslemesi elbette beklenemez; fakat kendi çıkmazlarını göstermek açısından milli bayramlara ve milli marşlara karşı tavırlarını göstermek bizim görevimiz.
Türk insanı, AKP iktidarıyla günbegün fakirleşir, baskı altında tutulurken; Türkiye’nin demografik yapısı dönüştürülmeye çalışılırken, özellikle Z Kuşağı’nın ciddi bir direnişini görüyoruz.
Gerek sosyal medyada, gerek çevresinde teslim olmadığı gösteren bir jenerasyon geliyor ve jenerasyon, kurtuluşun Atatürk’te olduğunu biliyor, Atatürk’e sarılıyor.
Konser yasaklarının ardı ardına geldiği dönemde, üniversitelerinde bahar şenlikleri düzenlenmeye başladı.
Kayseri Erciyes Üniversitesi’ndeki şenlikte binlerce öğrencinin hep beraber İzmir Marşı’nı söylemesi ve bunun dalga etkisi göstererek ODTÜ’ye sıçraması Türkiye’deki sol basını ciddi anlamda rahatsız etmişe benziyor.
Normal olarak şunu düşünmemiz lazım: AKP’ye karşı oluşan bir tepkiden, sol neden rahatsızlık duyar? Sol, AKP’ye karşı değilse, bu tür tepkileri desteklemesi gerekmez mi?
Bizdeki sol için bunu söylemek biraz zor.
Bizdeki sol için, Atatürk karşıtlığı da milli bayram karşıtlığı da milli marş karşıtlığı da AKP’ye olan karşıtlığından daha büyüktür.
Bizim sol basına göre, Türkiye’de Atatürkçü bir iktidar görmektense, AKP 50 yıl daha bu ülkeyi yönetsin, buna razıdırlar.
Erciyes ve ODTÜ’deki İzmir Marşı coşkusundan sonra, Evrensel Gazetesi yazarı Nuray Sancar, “Minervanın Baykuşu” köşesinde “İzmir’in dağlarında çiçekler açar” başlıklı bir yazı yazmış.
Yazıyı okuduktan sonra, yazı başlığı için marştan bir dizenin seçilmesinin, sadece okunurluğu artırmak için yapılan bir hamle olduğunu görüyorsunuz.
Hadi ODTÜ’nün öğrencileri zaten boyun eğmezmiş, bir geleneği varmış ODTÜ’nün de, ya Erciyes Üniversitesi…
Erciyes Üniversitesi, epeyce şaşırtmış Nuray Sancar’ı. Kayseri gibi sağın kalesi olan bir yerden beklenmeyecek bir tavır göstermiş Erciyesliler.
Şehir ve üniversitenin ayrımını yapmak gerekir. Üniversite, şehrin içinde ayrı bir şehirdir.
Bizler şunu savunduk: Üniversite, şehrin kültürel yapısını değiştirir, değiştirmeli.
Nuray Sancar’a göre durum tam tersiymiş demek ki. Şehrin yapısı, oy dağılımı; üniversiteyi etkilemeliymiş. Solda duranların, gençliğin halkı değil de; halkın gençliği yönlendirmesi gerektiğini düşünmesi veya bilinçaltlarında böyle sakat bir düşüncenin yatması biraz “üzdü” bizi.
“İzmir Marşı malum, son zamanlarda iktidar karşıtı birbirine benzemez duyguları ortak bir havuza örgütleyen, siyasi göstergelerle yüklendi. Hem de güncel siyasete ilişkin hiçbir tutumu, tavrı açıkça içermeden. Birkaç yıldır çeşitli sorun ve beklentilerin, bir değişim isteğinin vapurda, tramvayda, piknikte açığa vurulma biçimi olmuştu bu marş. Bir tivit yüzünden insanın tutuklanabildiği, eleştiri diye hakaret davasına konu olduğu yerde risksiz, Silivrisiz, apolitik ama hem milliyetçi, vatansever, devletçi hem antiemperyalist görünmenin konforlu alanı için gerekli çatı her fırsatta, en kolay bu marş ile oluşturuldu.”
Nuray Sancar, yazının devamında İzmir Marşı’nın “Kurtuluş Savaşında keşke Yunanlılar galip gelseydi” diyenlere bir tepki olarak dile getirildiğini söylüyor ama yukarıdaki alıntıya bakınca, “acaba kendisi de Yunan’ın galip gelmesini mi istiyordu?” diye sormadan geçemiyoruz.
Ve üstelik şunu da soralım: Bir tivit attığı için ceza alanlar, İzmir Marşı’nın güncelliğini yitirdiğini ve tepki göstermenin en kolay yolu olduğunu düşünüyorlar mı?
“Risksiz, Silivrisiz, apolitik” bir marş mı İzmir Marşı? Serap Yeşiltuna’nın İleri Yayınları’ndan çıkan “İzmir’in Dağlarında Çiçekler Açar” kitabını okumasını tavsiye ederim. İzmir Marşı’nın ne kadar politik bir marş olduğu ve neden yasaklandığı bu kitaptan okunabilir.
Yine Nuray Sancar’a göre İzmir Marşı, eskiye(!), “devletin kuruluş ayarlarına” dönme girişimiymiş.
Eeee! Kötü mü?
Bu sola göre kötü!
Bunlar, AKP’li bir Türkiye’yi Atatürkçü bir Türkiye’ye yeğ tutanlardır.
Her şey bir yana, İzmir Marşı, İngiliz emperyalizmine karşı zafer kazanmış bir milletin coşkusudur.
Bir solcu bundan neden rahatsız olur?
Hiç kimse kusura bakmasın, rahatsız etmeye devam edeceğiz.
Parkta, vapurda, tramvayda, piknikte, festivalde, konserde, bulunduğumuz her yerde İzmir Marşı’nı söylemeye devam edeceğiz.