9 Eylül 2022’de İzmir’in Kurtuluşu büyük bir coşkuyla kutlandı. Kutlamalara, konsere katılım dünya rekorları kırdı. 2 milyon insan Gündoğdu Meydanı’ndaydı. Tüm Türkiye’nin kalbi İzmir’de attı o akşam.
İzmir’in Kurtuluşu’nun 100. Yılı olması kutlamaları daha da anlamlı kıldı. İnsanların akın akın meydanları doldurmasının başka nedenleri de var. Bu kutlama yasaklanan festivallere, şenliklere bir cevaptı aynı zamanda. Festival, konser yasaklatan zihniyete karşı çıkıştı. Kalabalıklar toplanırsa iç savaş çıkar, taşkınlıklar olur tezlerini de birer birer çürüttü bu kutlama.
Tüm ülke İzmir’in Kurtuluşu’nun 100. Yılı coşkusuna katılırken rahatsız olan belli kesimler hemen ortaya çıktı. İçimizdeki Yunanlar böyle günlerde görünür hale geliyor.
Daha kutlamalar başlamadan Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın sözleri tartışıldı: “ Şehirlerin kurtuluş yıldönümleri kutlanıyor. Kesinlikle karşıyım. Şehirlerin düşman işgalinden kurtuluşu dolayısıyla kutlama yapılmaz. İstanbul’un kurtuluşu 6 Ekim, kim demiş? İzmir’in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet. Cihan Harbi bitti. Müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki.” Zaferin 100. Yıl coşkusu yaşanırken, İzmir kutlamalarından önce yapılan bu açıklama, Siyasal İslamcıların bakış açısını net bir şekilde ortaya çıkartıyor. 100 yıldır Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde emperyalizmin kaybedişini içlerine sindiremediler. Tarih bilmemekten, cehaletten değil bu sözler. Kendi kafalarındaki tarihi gerçek kabul ederek bu çıkarımları yapıyorlar.
AKPli trollerin başında yer alarak sosyal medyayı yönlendirdiğini iddia eden, kendini siyaset bilimcisi olarak tanımlayan Abdurrahman Uzun da 9 Eylül’den rahatsız olanlardan: “Birileri farklı bir milat oluşturmaya çalışıyor. 9 Eylül niye bir Konyalı için önemli olsun? Bir taraflarından yeni bir kurtuluş günü tarihi oluşturmaya çalışıyorlar.” Bu bakış açısı da ortak milli değerlere Siyasal İslamcıların sahip çıkamayacağını gösteriyor. Ulusun bir parçası olmadıkları için bu gururu ve coşkuyu anlayamıyorlar. Mesele hangi şehrin kurtuluşu olduğu değil; İzmir, Kurtuluş Savaşı’nın son noktasının konulduğu yer. Bunu bile anlamak istemiyorlar.
Törende İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yaptığı konuşma çok tartışıldı. Konuşmada Nutuk’tan yaptığı alıntıyla Vahdettin’den bahsetmesi Cumhur İttifakı’nı rahatsız etti. İttifakın parti temsilcileri tek tek açıklama yaptılar.
Bu açıklamalarla esas dertlerinin ne olduğunu bir kere daha gösterdiler. Mesele bir şehrin kurtuluşu olamazdı tabi ki. İzmir’in Kurtuluş kutlamalarına tepki göstermelerinin altında yatan şey Cumhuriyet düşmanlığıdır. İzmir’in Kurtuluşu sadece Kurtuluş Savaşı’nın bitişi değil, Cumhuriyet’in müjdesidir. İzmir de Cumhuriyet’in aydınlık yüzüdür. Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlıkları bu kesimi Vahdettin’i savunmaya iter.
Bu düşmanlığı gördüğümüz bir kesim de sol-sosyalist kesim. 9 Eylül kutlamalarını basit bir pop konseri olarak algılıyorlar. Bedava konserin kalabalık olacağı tezleriyle toplanan kalabalığı bile küçümsüyorlar. Ulus aidiyeti hissetmeyenler bir anda aynı safa düşüyorlar. 9 Eylül kutlaması sonrası Tunç Soyer’in sözlerini ön plana çıkaran Akit gazetesiyle, “9 Eylül kutlandı” gibi geçiştirme bir başlıkla haber yapan BirGün gazetesi arasında bir fark kalmıyor bu durumda. Bu kutlamanın sadece festivallerin iptal edilmesine karşı bir tepki olduğu tezini sol kesimler tekrarlayıp durdu. Milli bilinçten uzak oldukları için, meselenin sadece işlerine gelen tarafını görmeyi tercih ediyorlar.
Gündoğdu Meydanı’ndaki coşku, Yunanistan’a da ulaşmış. İzmir’in Kurtuluşu kutlamalarını “Neo-faşist şenlik” olarak tanımladılar. Yunan basının genel bakış açısı bu şekilde. İngilizler bu sırada Kraliçe Elizabeth’in vefatıyla uğraştığı için onların tepkisini ölçemedik. İçimizdeki Yunanlar, İngilizler tanımlamasını boşuna söylemiyoruz. Türk’ten çok işgalcilere kendilerini yakın hissediyorlar.
Milli günleri, bayramları küçümseyen, yok sayanlara inat 100. yıl kutlamaları İzmir’in dağlarında hâlâ çiçekler açtığını gösterdi. Kurtuluş gününü kutladık, onun müjdelediği Cumhuriyet’in 100. yılını da kutlayacağız. AKP’siz bir Türkiye’de “Yaşa Mustafa Kemal Paşa” sesleri tüm yurtta duyulacak.