Azerbaycan Ordusu düzenlediği son anti-terör operasyonu ile esir vatan Karabağ’ı tamamen kurtardı. Karabağ’daki ayrılıkçı, etnik temizlikçi terör unsurlarının kurduğu sözde Ermeni idaresi “Artsakh” yayınladığı son “kararname” ile kendini feshettiğini duyurdu.
Sözde idarenin bir önceki başbakanı Ruben Vardanyan sınırdan kaçmaya çalışırken, Azerbaycan güvenlik güçleri tarafından tutuklandı. Vardanyan, Putin’in yakın dostu, milyar dolarlarla oylanan bir oligarktı. Azerbaycan ve Ukrayna’da kara para, uyuşturucu, silah kaçakçılığı, terör gibi suçlardan hakkında yakalama kararı olan Vardanyan, aynı zamanda ABD ve AB’nin yaptırım listesindeydi.
Vardanyan geçen sene Ermenistan’ın, Tataristan gibi bir özerk bölge statüsüyle Rusya Federasyonu’na bağlanması gerektiğini açıkladıktan sonra Ermenistan’ın tepkisi üzerine, sözde görevinden “istifa” etmişti. Ancak terör ve suç operasyonlarını işgal altındaki Karabağ’dan yönetmeye devam ediyordu.
Azerbaycan Devletinin kurtardığı topraklarda yaptığı duyuru sonucu, birkaç gün içinde Ermeniler binlerce silah teslim etti. Yapılan görüşmeler sonucu, hiçbir çatışma olmadan Azerbaycan Ordusu pek çok kente barışçıl bir şekilde girdi.
Azerbaycan, Karabağ’da yaşayan Ermenilerin Azerbaycan vatandaşı olarak hukuklarının ve haklarının güvence altında olduğunu duyurdu. Ancak savaş suçlularının yargılanacağını yineledi. Tarihi günlerin yaşandığı bir süreçten çıkan çok önemli dersleri sıralayalım:
1. Karabağ ve Hocalı’da katliamdan kurtulan siviller, 31 yıl sonra artık vatanlarına dönmeye başladı. Geçen hafta Azerbaycan askerleri Hocalı’yı kurtardı. Tüm dünyanın medya organları, kameraları, muhabirleri oradaydı. Tek bir Ermeni öldürülmedi. İşkenceye uğramadı. Tek bir tecavüz olayı rapor edilmedi. Şehirde düzen vardı. Ne sokak ortasında birileri infaz edildi, ne de çığlıklar içinde insanlar kaçıştı. Çünkü burası zaten yasal ve tarihi olarak Azerbaycan toprağıydı. Etnik temizlik için işgal eden ordu ile vatan toprağını savunan ordu arasındaki fark nedir derseniz, 1992 ile 2023 Hocalı’sını karşılaştırın. Kimin gerçek etnik temizlikçi olduğu, Karabağ’da kimin gerçek vatan savunması verdiği ortaya çıktı.
2. 2023’te Karabağ’da yaşananlar 1914-1918 arasında yaşananların aynısıdır. Türk Ordusu vatan topraklarını kurtarmıştır. Asılsız Ermeni iddialarının bir daha çöktüğünü görüyoruz. Yüzyıl önce de Türk Ordusu kurtardığı topraklara adalet, barış ve hukuk getirdi. Kimseyi katletmedi. Geçtiğimiz hafta Karabağ’daki yaklaşık 120 bin Ermeni’den Ermenistan’a geçmeyi tercih eden sayısı sadece 10 – 15 bin arasındaydı. Bu geçenler de Azerbaycan ile yapılan ikili görüşmeler sonucu, kontrollü ve barış içinde sınırdan geçti.
Teslim olan Ermeniler özellikle “milis” olarak bölgede silahlı çatışmaya girenler ve aileleri için Ermenistan’a geçiş hakkı istemişti. Azerbaycan ise aralarında aranan savaş suçluları olmadığı koşulda buna izin vereceğini açıkladı. Yani bir etnik temizlik değil tam tersine bir af anlaşması söz konusu.
Karşımızda canlı bir örnek var. Türk Ordusu 100 yıl önce de vatan savunması verdi. Ermeni Taşnak Hükümeti teslim oldu. 3 Aralık 1920’de Gümrü Antlaşması imzalandı. Yani savaşan taraflardan, Türkler kazanıp uluslararası ve nizami bir anlaşma ile sınırını teyit ettirdi. Karabağ’da nizami ve hukuki bir taraf olmamasına ve teröristlerle savaşılmasına rağmen, Azerbaycan burada yaşayanları kendi vatandaşı olarak gördüğü için, hiçbir hukuksuzluğa ve mezalime izin vermeden, egemenliğini tesis etti. Yani demek ki Ermeniler kazanamayacakları ve tamamen haksız savaşlara girip, kaybettiklerinde dahi kimse onları katletmiyor. Tüm dünya Ermeni palavralarının ve iftiralarının geçersizliğini canlı yayında izleme şansı elde etti.
3. Azerbaycan 2020’de kurtardığı tüm bölgelerde toplu mezarlıkları açığa çıkardı. Katledilen asker ve sivillerin kimlikleri tespit edildi. Avrupa İnsan Hakları Komisyonu’nun tarafsız gözlemcileri sürece nezaret etti. Dün Azerbaycan Devlet Güvenlik Servisi Başkan Yardımcısı Korgeneral Şerafet Hasanov yaptığı açıklamada kurtarılan bölgelerde 500’e yakın sivil ve askerin yer aldığı bir toplu mezar daha bulunduğunu belirtti. Ermenilerin Azerbaycan Türklerine yönelik soykırımının kanıtları tek tek ortaya çıkarılmaya başlanıyor. Tarih gerçek soykırımcıların kim olduğunu bir kez daha yazıyor. Hep yazacak.
4. Türk kendi gücüne, kendi askerine, kendi iradesine dayanmadan asla haklarını savunamaz. 1991’den beri Azerbaycan Ordusunu, Türk Silahlı Kuvvetleri eğitiyor. Eski Sovyet coğrafyasında ordusu Türk subayları tarafından eğitilen, ülke topraklarında da Rus üssü açılmasına izin vermeyen tek ülke Azerbaycan. İşte bu yüzden Azerbaycan Türk’ü muzaffer oldu. Artık iki tane güçlü Türk Ordusu var. Biri Türkiye’de diğeri Azerbaycan’da! Yaşasın Azerbaycan!
5. Atatürk sabırla ve akılla Hatay’ı vatan topraklarına kattı. Ölmeden önce Musul-Kerkük ve Kıbrıs’ı şahsi mirası olarak yakın çevresine salık verdi ve bir hedef gösterdi. Yıllar boyu bu ülküyü kaybetmeyen Türk ulusu ve ordusu önce Kıbrıs’ı kurtardı. Karabağ’ın kurtarılması ise Kıbrıs’tan sonra en büyük zaferimizdir.
Demek ki Milli Davalar ve Milli Ülküler, hayal değildir. Hamaset değildir. Gerçektir. Sabredeceksin ve 100 yıl bile geçse vatanından, hakkından, ülkünden vazgeçmeyeceksin. Er ya da geç Türk’’ün şanlı bayrağı Türkmeneli’nde, Doğu Türkistan’da ve Kırım’da da dalgalanacaktır.
6. Nasıl bir Avrupa dünyası ve Avrupa Birliği varsa, nasıl İslam dünyasından bahsediliyorsa, nasıl Avrasya nutukları atılıyorsa, nasıl mazlum milletler dünyası varsa; bir Türk Dünyası ve kurulması gereken Türk Birliği de vardır. “Reel politikçiler”, “jeopolitik ahkâmcılar”, “Batıcılar, Doğucular, Avrasyacılar, İslamcılar” artık Türk Birliğini ve Türk jeopolitiği gerçeğini gizleyemezler. 300 milyon nüfuslu Türk gerçekliğini karikatürize edemezler.
7. Son olarak bu zafer sadece Azerbaycan’ın, büyük Türk Ulusunun zaferi değildir. Bütün insanlık âleminin zaferidir. Bütün dünyanın zaferidir. İnsan Hakları Hukukunun zaferidir. Çünkü etnik temizlik ve soykırım ile elde edilen hiçbir kazanım insanlık nezdinde meşru ve kalıcı olamaz. Hiçbir yayılmacı gücün, sömürgecinin, emperyalistin elde ettiği “ganimet” yanına kâr kalmaz. Ne mutlu insanlığa, tüm ezilenlere! Ne mutlu Türk’üm diyene!