Türkiye yine bir terör sarmalına giriyor. 13 Kasım’daki İstiklal Caddesi saldırısından sonra terör bu kez Gaziantep’in Karkamış ilçesini hedef aldı.
Suriye’nin kuzeyinden atılan 5 roket, ilçenin farklı noktalarına isabet etti. Okula isabet eden bir roket, 22 yaşında gencecik bir öğretmeni, Ayşenur Alkan’ı şehit etti. Bir diğer roket ise 5 yaşındaki Hasan Karataş’ı hayattan kopardı.
Taksim’deki saldırıdan hemen sonra, iktidar PKK’yı alçak saldırının sorumlusu olarak göstermişti. PKK ısrarla saldırıyı üstlenmekten kaçınırken, saldırıyla ilgili yakalananların hemen tamamının Arap, Suriyeli oluşu, bombayı koyan kişinin abisinin ÖSO’da komutan olması iddiaları vs de AKP’nin yaptığı açıklamaların gerçekliği üzerine kuşkuları artıran gelişmelerdi.
İstiklal saldırısı bahane edilerek Suriye’nin kuzeyine hava harekatı düzenlendi. Şimdi kara harekatı konuşuluyor. Ancak gerek ABD, gerekse Rusya, tıpkı bir kaç ay önce olduğu gibi, harekata karşı açıklamalar yaptılar. Böylesi bir zamanda Karkamış’a düzenlenen roketli saldırı, akla ilk “harekat için gerekçe mi?” sorusunu getiriyor.
Söz konusu AKP olunca, insanın aklına en olmayacak berbat şeyler geliyor.
Nasıl gelmesin ki?
İstiklal saldırısında hemen herkesin aklına 7 Haziran-1 Kasım süreci gelmedi mi bu ülkede?
Bir ülkenin vatandaşının ülkesini yöneten iktidarla ilgili, sırf iktidarda kalabilmek için, kendi vatandaşına kıyması ihtimalini düşünmek ne kadar kötü bir şey. Ama işte yukarıda dediğim gibi söz konusu AKP olunca, insanın aklına ister istemez böyle şeyler geliyor.
Taksim saldırısını haberlerde görür görmez hemen herkes gibi benim aklıma da 7 Haziran-1 Kasım süreci gelmişti. Zaten saldırı ile ilgili yazdığım yazılarda bunu dile de getirmiştim. Karkamış’a Suriye’den roketli saldırı haberini görünce de ilk olarak aklıma Hakan Fidan’a atfedilen cümle geldi.
27 Mart 2014 tarihinde basına yansıyan ses kayıtlarında Davutoğlu’nun, Feridun Sinirlioğlu’nun ve zamanın Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler’in olduğu bir toplantıda Suriye’ye müdahale tartışılırken, Hakan Fidan’ın “Ben öbür tarafa 4 tane adam gönderirim, 8 tane füze attırırım. Problem değil o. Gerekçe üretilir.” dediği iddia ediliyordu. Hatta Fidan, o dönemde gündemde olan Süleyman Şah Türbesi’ne bile saldırı düzenlenebileceğini söylüyordu.
İşte Karkamış’a roketli saldırı yapıldığında benim aklıma ilk bu ihtimal geldi.
Taksim saldırısında PKK eylemi üstlenmemişti. Karkamış’taki saldırıda da iktidar yine PKK’yı sorumlu gösterdi. PKK’nın saldırıyı üstlenip üstlenmediği üzerine şu ana kadar bir açıklama yapılmadı. Ancak açıklama yapılsa ve saldırı üstlenilse bile artık ülkede hiç kimse PKK’nın AKP’den bağımsız bu saldırıları gerçekleştirdiğine kolay kolay inanmaz.
Ne de olsa geçmişte aynı masaya oturmuşlukları ve Türkiye’yi kana bulamışlıkları var. Yine bir seçim arifesi ve yine AKP ve Erdoğan zorda. Eski ittifaklar yeniden kurulmuş olamaz mı?
Bir taraftan Türkiye bir terör sarmalına sokuluyor, diğer taraftan sınır ötesi harekatlar düzenleniyor. Tabi bir de “yeniden açılım” gündeminin ısıtılmaya başlandığı, Demirtaş’ın özel jetlerle, artık hasta ziyaretine mi başka bir yerlere mi belli değil, götürüldüğü günlerde, insanın aklına geçekten çok kötü şeyler geliyor.