Önce Tayyip Erdoğan Mısır’a gitti. Önceden “katil” dediği Sisi’nin ayağına. Dün de Sisi Ankara’ya geldi. Askeri törenle karşılandı. Samimi pozlar verildi, el ele tutuşuldu, şakalaşmalar, gülüşmeler kameralara yansıdı. 17 tane de “ticari ve ekonomik” anlaşma imzalanmış.
Çok fazla yoruma, analize gerek yok. Türkiye’nin dış politikası yok. AKP’nin de asla bir ilkesi veya ideolojisi veya gerçek bir siyaseti olmadı. Varsa yoksa bir hanenin günlük çıkarları, kendini sağlama alma çabaları…
Olan Türkiye’ye ve Türk milletine oldu. Doğu Akdeniz’de çiğnenen egemenlik haklarımız, Mavi Marmara destanları eşliğinde millet uyutulmaya çalışılırken; Ege’deki adalarımız işgal edildi, halk kutuplaştırıldı. Hatta Mısır halkı bile kaybetti. Orada dahi bunlara güvenen varsa, boşu boşuna hapislere düştü, hatta katledildi.
Garip dört parmak hareketleri, yapmayanı linç etmeler, Esma için gözyaşı şovları, “katil Sisi” diye bağırıp çağırmalar, Sisi ile hiçbir alakası olmayan muhaliflere hakaretler, tehditler…
Şimdi o dört parmaklı el, sımsıkı Sisi’nin elini tutuyor. “Dostum Sisi”nin….
Hep aynı terane. Yakında Netanyahu da gelir. Yine “siyonist”liğimizle kalan biz oluruz. Mavi Marmara’dakilere “bana mı sordunuz” diyenler, Esma için “ne işin vardı orada” demez mi? Der. Nelerini gördük ve nelerini göreceğiz.
Ben Esma için gözyaşı dökememiştim çünkü AKP’li kodamanların ve eşlerinin döktüğü gözyaşlarını görünce, dehşet içinde kalmıştım. Çocuk yaştaki bu kızcağızı bu kadar kullandıklarına göre, kesin yine satacaklar ileride diye düşünmüştüm. Ve gerçekten de hem Esma için çok üzülmüş hem de Ortadoğu’da yaşanan ve yaşanacak tüm adaletsizliklere, zulümlere ve dönekliklere karşı büyük bir öfkeye kapılmıştım.
Bunlar nasıl insanlar? Ticaretini yapmayacakları, satışa sunmayacakları, fiyat biçmeyecekleri değer var mı?
Bugün Esma’nın başına gelenler, gelecekte Filistinli çocukların gözyaşlarının ve kanlarının “ticaret anlaşmalarına” nasıl tahvil edileceğinin göstergesidir. Bu sırada miting düzenleyip, bize küfretmeye, hepimizi Siyonist ilan etmeye devam edecekler. Sermayenin dini olmaz, ticaret sünnettendir falan diyecekler. Tanrım bu nasıl bir yüzsüzlük, utanmazlık?!
Zamanında Türk milletinin içine nifak sokmak için, halkı kışkırtmak, muhalifleri şeytanileştirmek için şöyle bir cümle sarf etmişlerdi: “Bu Pazar seçimde, Sisi mi diyeceğiz, Binali Yıldırım mı? Mesele bu!”
Desenize Binali yine kaybetti. Bizzat reisi bile “Sisi” dedi.