CHP Grup Başkanı Özgür Özel, Genel Başkanlık için adaylığını açıkladı.
Aslında Özel’in adaylığını kendisinden daha önce Kemal Kılıçdaroğlu ilan etti! Kılıçdaroğlu “CHP’nin farklı bir parti olduğunu ve kendisi dışında da adaylar çıkabildiğini” ispatlamak adına Özel’in adaylığını kendisinden önce açıklayıverdi.
Üstelik Kılıçdaroğlu açıklamasını CHP’nin ne kadar demokratik bir parti olduğunu vurgulamak için yaptı.
Oysa bunun anlamı, Kılıçdaroğlu’nun koltuğuna talip olanların bile kendisinden icazet almaya çalışması.
Bülent Ecevit, Milli Mücadelenin iki numaralı ismi İsmet İnönü’nün karşısında aday olduğunda izin istememişti. Ecevit “İnönü’nün genel sekreteri” olarak değil, “İnönü’ye bayrak açan genel sekreter” olarak ortaya çıkmayı seçmişti.
Özel adına bu durum iliklenen ilk yanlış düğme.
Özgür Özel, CHP Genel Başkanı olmak istiyorsa bunun yolunun Kılıçdaroğlu’yla aralarında bir sorun olmadığını ispatlamaktan ve delegelerin gönlünü hoş tutmaktan değil; zor olanı tercih ederek tüm kamuoyu üzerinden CHP delegelerine baskı yapmaktan geçtiğini bilmeli.
Bunun ilk adımı ise başta Kılıçdaroğlu olmak üzere seçim yenilgisinin sorumlularıyla hesaplaşmak…
Oysa Özel’in Kılıçdaroğlu’yla yaptığı görüşme bir “helalleşme” görüntüsü taşıyor ki, böylesi bir görüntüde “CHP dışı muhalefetin” kendisine destek vermesi için hiçbir sebebi yok.
Özel’in adaylık konuşmasında seçim yenilgisinden bahsetmesi ancak Kılıçdaroğlu’nun adını bir kere bile olsa telaffuz etmemesi cesaretsiz bir tercih.
Özgür Özel “kavga etmeden” ve delege hesabıyla Genel Başkan olabileceğini düşünüyorsa yolun sonu kendisi açısından hüsran olacaktır.
Ortada çok daha büyük bir dinamik var.
“CHP’li olmayan” ama CHP’ye oy veren milyonlarca seçmen Erdoğan’ın karşısında en güçlü gördüğü adaya içine sinmese bile oy vermiş, destek olmuş ve sandıklarda da oylarına sahip çıkmıştır. Görevini yerine getirmiştir. Özel, kazanmak istiyorsa “CHP örgütünün gücü”nün çok dışındaki bu gerçeği arkasına almaya çalışmalı.
CHP örgütsel varlığıyla değil, Türkiye koşullarında toplumsal muhalefetin duyduğu endişe sonucunda hala ayakta.
Özel açıklamasındaki “parti içi iktidar için değil, CHP’yi iktidar yapmak için aday olduğu” konusunda samimiyse, bu süreci bir fırsat olarak kullanıp köklü bir hesaplaşma cesaretini göstermeli.
Aksi takdirde konuşma metninde yaptığı gibi bir defa Atatürk’ten bir defa da “Kürt sorunundan” bahsederek ürettiği “bir oradan, bir buradan” siyaseti kendisine yeterli gelmeyecek. Kimse artık bunları yemiyor…