Dün tarihe utançla geçecek bir gelişme daha yaşandı. Madımak Katliamının üzerinden 30 yıl geçtikten sonra Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi, firari 3 sanık hakkındaki davayı zamanaşımı gerekçesiyle düşürdü.
2 Temmuz 1993’te gerçekleşen katliam, adım adım provokasyonlar, tehditler ve bilinçli ihmaller zinciriyle gerçekleşmişti.
Madımak otelini ateşe veren failler, “Kahrolsun laiklik!”, “Yaşasın şeriat!”, “Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak!” sloganları atıyordu. İçeride insanlar diri diri yanarken bundan açık açık zevk alıyorlar, “İşte size cehennem ateşi!” diyorlardı.
İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zamanaşımı olmaz. Ama belli ki Sivas’taki katliam, mahkemenin gözünde münferit bir olaydı. Tıpkı dönemin taze Cumhurbaşkanı Demirel’in dediği gibi…
Madımak’ın Maraş ve Çorum’un devamı olduğu yorumu haklıdır. Cumhuriyet düşmanı karanlık tohum, fırsatı kaçırmamış ve ilk fırsatta katliamdan güç almaya, teröre başvurmuştur.
Ama işte Erdoğan ve partisi AKP de 12 Eylül’ün çocukları olarak üzerlerine düşeni yapmaktadır.
Madımak, Yargıtay kararıyla “terör eylemi” sayılmasına rağmen faillerden birinin yıllarca AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde çalıştığı, firari sanık olduğu halde evlenip ehliyet aldığı hatta askerlik bile yaptığı ortaya çıkmıştı.
Hatta Erdoğan, İBB’deki irticaî varlığı öyle bir tesis etmiş ve bu geleneğe öylesine sadık ki 2017’de İBB’de istifa ettirdiği Kadir Topbaş’ın yerine seçtirdiği isim bile tesadüf değildi. Mevlüt Uysal, Sivas katliamı sanıklarının avukatıydı!
Sivas davalarında idam cezası almış, cezası müebbete çevrilmiş faillerin kaçının halen cezaevinde olduğu bile belli değil. Adalet Bakanlığı açıklama yapmıyor. Aynı Adalet Bakanlığı’nın Almanya’ya firar etmiş, adresi işi gücü belli failleri getirtmek için çaba sarf etmediği de biliniyor.
Sağlık raporlarına rağmen Türk generallerin tahliyesini bekleten, hapiste ölmelerini sağlayan Erdoğan, bir başka Sivas katili müebbetlik Hayrettin Gül’ün cezasını daha geçen hafta affetmişti.
Yani Sivas Katliamı, gerici bölücü Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarının adeta geçmişle kurduğu bağ olarak işlev görüyor. Yargıda, orduda, bürokraside tüm gericiler üstlerine düşeni özenle yerine getiriyor.
AKP, geçmişten alıp getirdiği karanlık damarın hakkını veriyor. 31 Mart ayaklanmasından Hilafet Ordusu’na, Kubilay Olayı’ndan 12 Eylül’e giden katliamlara ve buradan Madımak’a, gerici vahşet silsilesinin her ânına sahip çıkıyor.
Son olarak buradan bir mesaj da veriliyor.
Şairlerin, sanatçıların, düşünürlerin Orta Çağ’dan kalma saiklerle diri diri yakıldığı, Yirminci yüzyılın en iğrenç katliamlarından birinin hesabı böyle kapatılarak hem yandaşlara göz kırpılıyor, hem de halka gözdağı veriliyor.
Çok sayıda organize suç işleyen, çocuklara tecavüz edip aileleri parçalayan cemaatlerden tutun da hırsızlık, yolsuzluk, kaçakçılık gibi en pespaye suçlara kadar… Yandaşlar, Türk Devrimi’ne ve tarihsel mirasına düşman olanlar, gericiler cezasız kalacak ama Atatürkçüler ve demokratlar masum ve haklı da olsa bu dünyada cehennemi tadacak.