Kemal Kılıçdaroğlu, 21 Kasım 2017 tarihinde yaptığı grup toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ailesi ve yakın çevresinin Man Adaları’nda kurulu bir şirkete para transferi gerçekleştirdiğini söylemişti.
Kılıçdaroğlu’nun dile getirdiği iddialar oldukça ciddiydi. O kadar ki, normal bir ülkede hükümet bile düşürürdü.
Erdoğan ve ailesi ise Kılıçdaroğlu’nun iddialarına her zaman olduğu gibi hakaret davası açarak karşılık vermişti.
Maaile (Recep Tayyip Erdoğan, oğlu Ahmet Burak Erdoğan ve Bilal Erdoğan, kızları Sümeyye Erdoğan Bayraktar, Esra Albayrak, kardeşi Mustafa Erdoğan, eniştesi Ziya İlgen, dünürleri Özdemir Bayraktar, Sadık Albayrak, Osman Ketenci ve Orhan Uzuner) açtıkları davada Erdoğan ailesi, Kılıçdaroğlu’ndan 1 milyon 500 bin TL manevi tazminat talep ediyordu.
Görülen mahkemede Kılıçdaroğlu, Recep Tayyip Erdoğan ve ailesine toplamda 359 bin TL manevi tazminat ödemesine hükmedilmişti. İstinaf Mahkemesi’nin ‘usulen bozma’ kararının ardından dosya yeniden yerel mahkemeye gönderilmişti.
Yeniden görülen Man Adası davasında da Kılıçdaroğlu’nun 142 bin lira tazminat ödemesine karar verilmişti.
Yargıtay’a intikal eden davada dün karar açıklandı ve Kılıçdaroğlu Man Adası davasını kazandı.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’ndan tazminat kazandığı üç dosyada oyçokluğu ile bozma kararı aldı. Yargıtay’ın gerekçeli kararında geçen “davalı yanca dayanılan bu belgelerin sahteliği hususunda da herhangi bir tespit bulunmamaktadır.” ifadesi, Kılıçdaroğlu’nun gösterdiği belge ve dekontların gerçek olduğu tescil edildi. Böylelikle Kılıçdaroğlu’nun hem yurtdışından usulsüz para aktarma hem de “vergi cenneti” denen Man Adası’nda kurulan şirketler üzerinden bunu yaparak vergi kaçırdıkları ile ilgili iddiaları da mahkemece doğrulanmış oldu.
Erdoğan, kendi yönettiği ülkeden ailecek vergi kaçıran lider olarak da tarihe geçti ve bu karayı da Türkiye’nin alnına çaldı.
Milleti vergiye boğan AKP’nin liderinin ve ailesinin vergi kaçırması ihtimaline şaşıramıyoruz artık. Çünkü AKP yönetimindeki 20 yılda Türkiye’de yolsuzluk yapmak kanun haline geldi.
Daha birkaç gün önce Türkiye’yi kıskanan Almanya’da geçen yıl sel felaketinin yaşandığı dönemde Rheinland-Pfalz Çevre Bakanı olan Anne Spiegel’in, selden 10 gün sonra ailesiyle birlikte tatile gittiği ortaya çıkınca istifa etmişti. Almanya bizi değil biz Almanya’yı kıskansaydık, şimdiye kadar istifa etmemiş tek bir AKP’li kalmazdı.
Hatırlayanlar olacaktır; Erdoğan, 2017’de Kılıçdaroğlu iddiaları ilk dile getirdiğinde, Kılıçdaroğlu’nun iddialarını ispatlaması halinde Cumhurbaşkanlığını ve siyaseti bırakacağını söylemişti. Şimdi sözünü tutacak mı, tutmayacak mı göreceğiz. Gerçi bunların kitabında görev bırakmak, istifa etmek gibi kavramlar yoktur. Görevden af talebi vardır, o da af makamı uygun görürse.
Peki, af makamını görevinden kim affeder?
Demokrasilerde bu sorunun cevabı halktır! Türk milleti ilk seçimde bunları görevlerinden affedecektir ancak bunların bu ülkeye yaptıkları kötülükleri ve verdikleri zararı asla affetmeyecektir!