Kızılay’daki kan krizi derinleşmeye başladı. Ülkenin her yerinde ameliyatlar erteleniyor ve hastalar mağdur oluyor.
Mağdur derken… Sıradan bir hizmet aksaması değil bu. Kandan bahsediyoruz. İşin ucunda ölüm var.
Derinleşen krizin siyasi boyutu ortada. Depremden de öte bir felaket olan Kerem Kınık başta olmak üzere 155 yıllık kurumu bu hale düşüren AKP’den başkası değil.
Ne Ramazan ayı buna bahane olabilir, ne de depremle birlikte doğan yoğun kan ihtiyacı… Ramazan ayı yeni bir şey değil. Depremden bu yana da olmuş 2,5 ay.
Kızılay’a doldurulan AKP’li kabile üyeleri, çadır ve yardım malzemesi satıp kâr peşinde koşmaya öncelik verdiği için Kızılay aslî görevini yerine getiremeyecek hâle gelmiş. Basit bir kan stoğunu bile yönetemiyorlar.
Kerem Kınık’a depremde yapılan istifa çağrıları, şimdi doğal olarak kan krizi vesilesiyle tekrar ediliyor.
Fakat burada muhaliflerin kendi kendine düştüğü ve AKP’nin trolokrasi kadroları tarafından tespit edilip işlenen bir tuzak var.
Sosyal medyadaki trollerin açıklaması şöyle: Muhalifler, Atatürkçüler, CHP’liler Kızılay’ın üstüne çok gitmiş. Kızılay siyasete alet edilmiş. Öyle olunca Kızılay’a güven azalmış. O yüzden kan bitmiş. Hatta Kerem Kınık istifa etsin diye kan verilmemiş.
Kerem Kınık’ın istifası halinde Kızılay’a kan bağışında bir artış olabilir mi? İlla ki olur. Fakat Kızılay’ın temel sorunu kişilerden ziyade sistem. AKP’nin talan edici, yıkıcı, yok edici sistemi. Yoksa Kerem Kınık gider, Kerim Kızık gelir. Hem illâ bir isim öne atılacaksa o da Kerem Kınık’tan evvel Tayyip Erdoğan’dır.
Kaldı ki her AKP’li gibi Kerem Kınık da istifa keyfiyetinden yoksundur. İstifa çağrısı, onun gibiler için ancak övgü olabilir!
AKP’lilerin tuzağı, Kerem Kınık’ı öne sürerek muhaliflerden “Kızılay’ı sabote ettiniz” itirafı almak.
Burada esas AKP’lilerin itirafını görebilmek lazım.
AKP’liler, Kızılay’a kanıyla sahip çıkanın muhalif kitleler olduğunu çok iyi biliyor. Bundan da ötesi, Türkiye’yi sırtından taşıyanın muhalifler, özellikle Atatürkçü milyonlar olduğu gerçeği var.
İslamcılar, geleneksel olarak kan vermez. Böyle bir kültürleri yok. Köylü kasabalı dar ufuklu nüfus da bu işlerden uzaktır. AKP kitlesi, kan verme bilincinden yoksundur.
Oysa düzenli kan verme, –tıpkı çöpleri toplama, doğa yürüyüşüne çıkma, bir konuda imza toplama gibi– bir şehirli orta sınıf (Beyaz Türk) alışkanlığıdır. Terör olaylarında tüm halk kendiliğinden mobilize olup hastanelere koşar, bu ayrı. Ama düzenli kan vermek, AKP’ye asla teslim olmayacak olan muhalif orta sınıfların alışkanlığıdır.
Tam da AKP’nin ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi olarak üstüne gittiği, yok etmeye çalıştığı kesimler işte bunlar zaten. Biziz.
Muhalif siyaset açısından Kerem Kınık’ı yine istifaya davet eden etsin. Ama madem karşı taraf kan stoklarının azalmasından bizi suçluyor…
O zaman soralım:
Tayyip Erdoğan’ın evinde zor tuttuğu yüzde elli nerede o zaman kardeşim?
Her felaketi, her trajediyi siyasete alet etme hakkı siz “yerli ve milli” zırtapozlara helal, biz darülharp olanlara ise haram değil mi?
Tamam işte. Toplayın trollerinizi, mahalle temsilcilerinizi, yurt dışı tatilinden vakitleri kaldıysa muhtarlarınızı…
Hem kan toplayın hem oy.
Alıştınız, ota sapa atıştırmalık çerez gibi selâ veriyorsunuz. Buyurun, Kızılay’ın kan stokları için selâ verin.
Kırk yılın başında bir işe yarayın.
Yok…
Aslında AKP’nin elinde böyle bir büyük nüfus bile yok. AKP’nin nasıl bir haşere yapılanması olduğu işte tam da burada ortaya çıkıyor.
Bunlara verilecek en doğru cevap, “Hoşthoşt troller, vatan sizden ne bekler?” olacaktır.
Kimse fark etmiyor mu? Kızılay’ın ilk acil durum ilanından beri insanlara kan verme çağrısında bulunanlar zaten muhalifler!
Kızılay’ın kan stoklarında bir nebze iyileşme olacaksa en başta Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu gibi muhalif liderler sayesinde.
Bu yüzden kan stoklarını doldurmayı Kerem Kınık’ın istifasına bağlamak, hem AK trol tuzağına düşmektir hem de siyaset bilmemektir.
Atatürkçüler şunu bilmeli. Gezi’de yediğimiz gazdan Kızılay’ın stoklarına kadar bu ülke her şeyiyle bizim. Kanıyla, suyuyla, taşı toprağıyla… Kansızlar defolup gidecek. Türk milleti yaşayacak.