Hafta sonu tüm dünya gibi biz de Türkiye olarak IŞİD’in Moskova’da yaptığı sivil katliamı ile sarsıldık. Vahşi saldırıda en az 133 kişinin katledildiği tahmin ediliyor. Dünya basınına ve sosyal medya mecralarına yansıyan görüntüler, olayın ne kadar büyük bir soğukkanlılık ve vahşilikle organize edildiğini gösteriyor.
Böyle bir terör saldırısı ve sivil katliamı karşısında, insanım diyen herkesin ilk yapması gereken bu olayı lanetlemektir. Bu noktada; Rusya’ya karşı olmanızın, Rusya’nın geçmişten bugüne birçok sivil katliamına imza atmış bir devlet olmasının, ideolojik yaklaşımınızın, dünyaya bakış açınızın bu tavrı değiştirmemesi gerekir.
Evet, Rusya saldırgan ve sömürgeci bir devlettir. Çarlık Rusya’sı döneminde de, Sovyetler Birliği -özellikle Stalin- döneminde de, şimdiki Ukrayna işgalinde de çok kötü bir insan hakları karnesine sahiptir. Kaldı ki Rusya’nın tarihi boyunca en çok katlettiği insanlar da Türk milletinin fertleridir. Bu Kafkasya’da, Kazan’da, Kırım’da, Türkistan’ında, Balkanlarda ve Doğu Anadolu’da da böyle olmuştur.
Fakat tüm bu gerçekliklere rağmen bizim tavrımız tek ve değişmezdir: Terörü kınıyoruz, Rus halkının acısını paylaşıyoruz dünyada hiçbir halk, devletinin başındakilerin işlediği günahlar dolayısıyla bu şekilde cezalandırılamaya kalkılamaz. Bunun adı vahşettir, terördür. Başka da hiçbir şey değildir. Tek hak ettiği muamele lanetlenmektir.
Türkiye’de basın da siyaset de Rusya’daki saldırı karşısında kınama ve lanetleme tavrı aldı. Fakat maalesef ortada bir çelişki, hatta bir çifte standart olduğunu da tespit etmeliyiz. Çünkü geçtiğimiz yılın 7 Ekim tarihinde çok benzer bir saldırı, yine bir konser basılarak, sivil katliamı yapılarak başka bir şeriatçı terör örgütü olan Hamas tarafından İsrail halkına karşı gerçekleştirilmişti.
Biz Türk Solu olarak o dönemde de şimdi Rusya’ya karşı tavrımızda olduğu gibi İsrail’in sivil katliamcılığına, devlet terörizmine bakmadan İsrailli sivillere yapılan bu katliamı vahşi terör saldırısını şiddetle kınamıştık. Ancak sadece İslamcılar değil, basınımızın ve siyasetimizin laik, sosyalist, sol kanadı da dahil olmak üzere geniş bir yelpazesi, Hamas’ın eyleminin açık bir sivil katliamı, vahşi bir terörizm olduğunu görmezden gelmeyi seçmişti. Hatta son derece bilinçli bir şekilde bunun üstünü örtüp Hamas’ı kahraman ve özgürlük savaşçısı ilan etmişlerdi.
Şimdi soralım; her iki olay da elinde silah olan teröristlerin konser basarak çoluk çocuk demeden sivilleri katlettiği olaylar değil midir? İkisinin de aynı karakterde olaylar olduğunu kimse reddedemeyecektir. Diğer yandan Rusya’nın da İsrail kadar emperyalist, sömürgeci, yayılmacı ve katliamcı bir devlet olduğu da açıktır. Peki öyleyse, IŞİD’i, terörist Hamas’ı kahraman ilan ettiren nedir? Bunun tek açıklaması; Türkiye’de AKP iktidarının ve siyasal İslamcıların beslediği antisemit, Hamasçı histeridir. Tabii aynı kesimlerin diğer yandan mutlak bir şekilde Rusçu olduğunu da gözden kaçırmamalıyız.
Ortada terör ve sivil katliamı varsa, tavır insanlık tavrı olmalıdır. İnsaniyette samimi olan herkesi, Rus halkının da İsrail halkının da teröre maruz kalıp katliama uğradığı zaman yanında olmaya davet ediyorum. Yoksa IŞİD’i terörist, Hamas’ı kahraman ilan ederek ne tutarlı olabiliriz ne de insan…