Macaristan seçimlerinin sonuçları iki ülke arasındaki benzerliklerden dolayı Türkiye’de de tartışılmaya devam ediyor.
Tabi bu tartışmalarda her siyasi kesim sonuçları kendine göre yontuyor. Yandaş medyanın ağzı kulaklarında. Orban 6’lı masayı devirdi başlıklarında coşuyorlar.
Avrasyacılar sevinçten dört köşe, Avrasya’da yer alan kaybetmez diyorlar. Perinçek niye bu zamana kadar kazanamadı diye sorulabilir tabi ama Perinçek oy yüzdesi olarak kaybeden gibi görünse de her devrin kazananıdır aslında.
Muhalefet kesiminde ise benim dün yazdığım gibi uyarıcı değerlendirmeler yapılmakta, aday seçiminden sandık güvenliğine pek çok noktanın altı çizilmektedir.
Dün yazdığım yazının ana vurgusu, muhalefet iktidara alternatif olamazsa seçimleri kazanamayacağıydı. Bugün buradan devamla başka bir noktanın altını çizmek istiyorum:
Lider yoksa muhalefet seçimi kazanamaz!
Biraz iddialı gibi görünmekte birlikte, Türkiye’nin gerçeğini tam olarak yansıtan cümle bu sanırım.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde iki isim, iki aday yarışacak, partiler değil. O nedenle AKP’nin adayı ve aynı zamanda lideri olan Tayyip Erdoğan’ın karşısında güçlü bir aday ile ve güçlü bir muhalefet liderliğiyle çıkılmalı.
Tabi bu ikisi, aynı kişi de olabilir. Yani muhalefetin adayı Kılıçdaroğlu da olabilir ya da örneğin Akşener de. Güçlü bir aday ve lider, muhalefetin şansını artıracaktır.
Muhalefetin adayının henüz belirlenmemiş olması bir handikap gibi görülebilir. Konu ne zaman açılsa, “henüz erken” diyerek geçiştiriliyor. Ancak aday konusu geçiştirilecek bir konu değil.
Hayır yani adayı ne zaman açıklayacaksınız? Seçimler resmi olarak ilan edilince mi? O aday ne zaman hazırlanacak seçime?
Umarız muhalefetin partileri sistem için çalıştıkları kadar aday üzerinde de çalışıyorlardır. Aday kim olursa olsun kazanır, önemli olan sistem denirse baştan kaybedilir. Çünkü yukarıda da dediğim üzere seçimi sistem değil aday kazanacak.
Kılıçdaroğlu 2019 yerel seçimlerinde aday belirlemede oldukça başarılı olmuştu. Şimdi muhalefet ittifakının en güçlü üyesi olarak aynı performansı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de göstermesini bekliyoruz.
Bazı çevreler, CHP ve Kılıçdaroğlu’nun sürpriz bir aday çıkarıp seçimleri alacağını iddia ediyor. Ancak bilinmeli ki, sürpriz aday her zaman düzgün aday değildir. Daha önceden bir sürpriz aday tecrübemiz var.
CHP nasıl bir sürpriz yapabilir acaba? Ya Kılıçdaroğlu’nun kendi aday olacak ya da Ekrem İmamoğlu veya Mansur Yavaş”tan birini aday gösterecek.
Macaristan seçimlerinden gördük, daha önce kendimiz de tecrübe ettik, Erdoğan sağ tandanslı, laik İslamcı (o da nasıl oluyorsa) bir adayla yenilemez.
Anketlerde öne çıkan iki aday var: Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş. İkisi de sevilen, başarılı isimler. Ancak önlerindeki en büyük engel Kılıçdaroğlu görünüyor.
Neymiş, İstanbul veya Ankara’yı kaybetmemeliymişiz. Cumhurbaşkanlığını alma ihtimali varsa bence bu risk alınabilir. Ancak muhalefet, özellikle de CHP Türkiye için bu riski alabilecek mi, göreceğiz.
Muhalefetin Erdoğan’ı sandıkta yenmek için önünde tarihi bir fırsat var. AKP ve Erdoğan ilk defa bu kadar zayıf ve muhalefet ilk defa bu kadar güçlü ve her kesime seslenebilen bir ittifak içinde.
Geriye kalan muhalefet ittifakına liderlik edecek güçlü bir isim ve seçimde Erdoğan’ı yenebilecek güçlü bir aday çıkarmak.