Çarşamba günü aynı anda hem Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, hem de Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Türkiye’deydi. Lavrov Çavuşoğlu’yla, Maduro da Erdoğan’la görüştü.
Peki fırsat bu fırsat, Maduro ile Lavrov Ankara’da görüşmüş olabilir mi?
Soru saçma gelebilir.
Diplomasi forumu, BM toplantısı vesaire olsa olağan bir soru olurdu bu, evet. Ama Türkiye’deki muhataplarıyla görüşmeye gelen bu iki isim, görüşmek için neden fırsat kollasın?
Zahmet edip aramayın. Böyle bir görüşmeye dair bir söylenti, dedikodu falan bildiğim kadarıyla henüz yok.
Üstelik Maduro, Lavrov’un da Ankara’da olduğu hatırlatılınca “Bilmiyordum,” cevabını veriyor. “Görseydim görüşürdüm, harika bir adam,” diye de ekliyor.
Ama bu çok ucuz, çok amatörce bir yalan. Nikolas Maduro gibi bir adamın, SergeyLavrov ile aynı anda aynı ülkede rastlaşacağını bilmeme ihtimali sıfır.
“Çok kutupluluk”, “yeni bir dünyanın doğuşu”, “hegemonyalar” ile ilgili Avrasyacı nutukları Ankara’da da tekrar eden Maduro için Lavrov tesadüfe bırakılacak bir isim mi?
…
Gazeteci Seher Yaşayacak’ın geçen yıl yayınladığı uçuş kayıtlarını hatırladınız mı? Hani şu Sezgin Baran Korkmaz’ın TC-YYA kuyruk numaralı jetinin uçuş kayıtları.
Onlarca defa İstanbul-Moskova-Caracas arası mekik dokumuştu.
Maduro, Erdoğan’la olan buluşmasında, Covid-19 salgınının etkili olduğu 2020 ve 2021’in “güç yıllar” olduğunu ve Türkiye’nin Venezuela’ya verdiği destekle o dönemde dostluğun en önemli unsurunu bir kez daha sergilediğini ifade etmiş.
Binali Yıldırım’ın oğlu maske, PCR testi falan götürmüştü, biliyorsunuz. Türkiye’den “maske” götür, Venezuela’dan “peynir” getir… Reza “çikinovaski” diyordu. Benzer işler.
Dolayısıyla, Ankara’da Maduro ile Lavrov’un, üst düzey AKP’lilerin organizasyonuyla “farklı” bir temada bir araya gelmemesi için sebep göremiyorum.
Uluslararası dikta dayanışmasının “çok kutupluluk” diye anlattığı masalın özü zaten bu. Engelsiz, hukuksuzca ve sınırsızca iş çevirmek.
Rusya, satamadığı petrolü ve hammaddeyi, çaldığı Ukrayna tahılını elden çıkarmak, satın alamadığı yüksek teknolojiye ve emtiaya erişmek için Ankara’ya bir “yeraltı masası” mı kurduruyor?
Maduro, göbekten bağlı olduğu Rusya’nın aleyhine Amerika ile anlaşırken diyetini mi ödemeye çalışıyor?
Bunları sormak zorundayız. Sonuçta sadece işler değil, kafalar da benzer.
Hatırlar mısınız, birileri Alman zırhlılarına Türk bandırası çekmişti. Onlar da gidip Sivastopol’ü bombalamıştı. Sonrasını iyi biliyoruz.
Dün o benzer kafalar İran’ın kara parasını aklasın diye Reza’ya pasaport verdi. Reza’nın benzeri SBK, Venezuela’nın işini yaptı.
Daha bu ikisinin sonuçlarıyla bile tam yüzleşmemişken şimdi sırada tüm dünyanın yaptırımlarını delip adam akıllı hedef olmak mı var?