Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un, Mevlüt Çavuşoğlu’yla yaptığı görüşmenin ana unsurlarından biri de Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine düzenleyeceği operasyondu. Lavrov’un konuşmasında ABD’nin “bir takım gayrimeşru örgütleri desteklediğini ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü dikkate almadığını” söylemesi, Rusya’nın Türkiye’deki siyasi atmosferi iyi takip ettiğini ve ABD karşıtı mesajların karşılık bulacağının farkında olduğunu gösteriyor.
Türkiye’de bulunan Rus muhipleri Lavrov’un “gayrimeşru örgüt” diyerek kastettiği örgütün PKK/PYD olduğu propagandasını yapsa da Lavrov’un kastının bu olmadığı çok açık.
Rusya’nın terör örgütüne verdiği desteği gizlemek adına ciddi bir medya çalışması yürütüldüğü görülüyor. Geçtiğimiz aylarda Aydınlık Gazetesi, Rus ordusunda görevli “önemli bir yetkiliyle” yaptığı röportajda, Rusya’nın PKK/PYD’ye destek vermediğini, Moskova’da bir PYD bürosu olduğuna dair yapılan haberlerin yalan olduğunu yazıyordu.
Lavrov’un “gayrimeşru örgütler” mesajının öne çıkarılması da, Rusya’nın Türkiye’nin terörlemücadelesine destek algısını yaratmak amacını taşıyor. Oysa Lavrov Ankara’da konuşurken Rus devlet televizyonu RT’de PYD’nin sözde lideri Mazlum Abdi’yle yapılan bir röportaj yayınlanıyordu. Böylesine bir röportajın Ankara’nın Moskova’dan destek istediği bir güne denk gelmesi elbette bir tesadüf değil.
Buradan çıkarabileceğimiz en basit sonuç Rusya’nın PKK/PYD’yi bir terör örgütü olarak görmediği olur. Moskova’nın iyice yalnızlaştığı bir dönemde bile Ankara’yı karşısına almak pahasına bu ilişkiyi inkar etmemesi, Suriye Kürtleriyle yapılan uzun vadeli planların bir göstergesi.
Gerçi bu noktada Rusya, Türkiye’de de devlet televizyonlarına teröristlerin çıkartıldığını söyleyebilir. Sonuçta Türkiye’nin TRT’sinde Osman Öcalan’ın konuşması ile Rusya’nın RT’sinde Mazlum Abdi’nin konuşması arasında bir fark yok.
Ancak Türkiye’deki çözüm sürecine nasıl karşı çıktıysak, Rusya’nın da Suriye için PKK ile pazarlık yapmasına ve masaya oturmasına karşı çıkmalıyız. Tutarlı ve dürüst olmak bunu gerektirir.
Sadece ABD’nin teröre verdiği destek üzerinden yapılan propagandanın aslında PKK’yı karşı yapılmadığını, iç politika malzemesi olarak üretildiğini biliyoruz. Örneğin Lavrov ve Şoygu da en az McGurk kadar PKK’lılarla oturup kalkıyorlar ama Erdoğan açısından ABD’nin Ortadoğu sorumlusu McGurk’a vurmak çok daha cazip çünkü politik getirisi çok.
Seneler önce Milliyet’te yayınlanan ABD’liler ve PKK’lıların dağda yaptıkları görüşmenin haberini hatırlıyoruz ancak nedense Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun Mazlum Abdi ile görüşmesi, görüşmede de Rus Genelkurmay Başkanı’nın hazır bulunmasını anımsamak istemiyoruz(!)
Rusya’nın terör örgütüne verdiği destekten bu kadar az söz edilmesi sadece toplumsal hafızayla değil, Türkiye’deki Rusçu şebekenin etkisiyle de ilgili. Hal böyle olduğunda da Rusya’nın her seferinde“Tamam yaptım ama hele bir sor niye yaptım?” diyerek PKK ile ilişkiye haklı gerekçeler yaratmaya çalışması doğal hale geliyor. Tuhaf olan şey ise artık bunun kanıksanmış olması.