Türkiye Komünist Partisi, dün akşam saat 21.00’de “Gerçek İstila” etiketiyle bir video yayınladı.
TKP’nin yayınladığı video, daha önce sığınmacılar hakkında yayınlanan “istila” videosuna cevap mahiyetinde. Zaten 13 dakikalık videoda ara ara “İstila” videosunu kendisinin yaptırdığını söyleyen Ümit Özdağ’ın görüntülerine de yer verilmiş.
“Evet, Türkiye istila altındadır!” denilen videoda TKP, Türkiye’nin sığınmacılar tarafından değil, yabancı sermaye tarafından istila edildiğini söylüyor.
Videoda, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından itibaren yabancı sermaye tarafından nasıl istila edildiği rakamlarla ve bolca Erdoğan ve Babacan görselleriyle anlatılıyor.
Öncelikle video, TKP’nin görüşlerini tam olarak yansıtıyor. TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, çeşitli basın kuruluşlarına verdiği demeçlerde zaten esas meselenin sığınmacılar değil ekonomi olduğunun altını çiziyordu. 12 Mayıs günü Cumhuriyet gazetesinde yer alan bir haberde Kemal Okuyan, “Zannediliyor ki iktidarı zayıf karnı sığınmacılar… hayır iktidarın zayıf karnı ekonomi.” diyerek, TKP’nin sığınmacıları sorun etmediğinin altını çiziyordu.
Elbette ki, Türkiye’de ekonomi birinci sorun. Türk insanı bunu yaşayarak biliyor zaten. Ancak ekonomik sorunlar, diğer sorunları unutturmuyor. TKP’nin sıkıntısı da burada başlıyor zaten. Sırf ideolojik bakışla bir soruna odaklanmak ve geriye kalan her şeyi yok saymak…
Şimdi videoya dönersek, Türkiye’nin sorunu gerçekten yabancı sermayenin mi yoksa sığınmacıların istilası mı?
AKP’nin iktidara gelişiyle birlikte, Türkiye bir yabancı sermaye cennetine çevrildi. Videoda anlatılan yasal düzenlemelerle yabancı sermayenin Türkiye’ye girişinin önü açıldı. AKP iktidarı döneminde, tüm Cumhuriyet tarihinde yapılan özelleştirmelerin kat be kat fazlası yapıldı. Türkiye’nin en önemli, stratejik kurumları yabancılara peşkeş çekildi.
Videoda anlatılan özelleştirmeler ve yabancı sermayenin AKP iktidarının bir bölümünde Türkiye’yi istila ettiği doğru. Ancak eksik.
Videoyu hazırlayan “komünistler”, biraz araştırma yapsalardı, yabancı sermaye girişinin günümüzde AKP iktidarının ilk dönemlerinde olduğu kadar yoğun olmadığını, hatta son yıllarda gitgide azaldığını göreceklerdi.
Mahfi Eğilmez’in kişisel internet sitesinde geçtiğimiz yılın Mart ayında yayınlanan bir analizinde, Yabancı Sermaye Raporu, yabancı sermaye girişlerinin 2002’den 2020’ye kadar olan seyrini görebiliyoruz.
Videoda bahsedilen yabancı sermayesi istilası diyebileceğimiz dönem, AKP iktidarının ilk yıllarıdır. Bunun en önemli sebebi ise AKP’nin yabancı sermayeyi çağırmak için yaptığı yasal düzenlemeler ve özellikle AB’ye üye olmak için yaptığı sözde reformlardı.
2008 krizinden sonra azalmaya başlayan yabancı sermaye girişi, 2011 itibariyle tekrar artmaya başlamış. Ta ki, 2015’e kadar. Ne olmuştu 2015’te, AKP Haziran ayında yapılan seçim sonuçlarını kabul etmemiş ve 1 Kasım’da tekrar seçime gitmişti.
2015’ten sonra ise yabancı sermaye girişi, günümüze kadar her geçen yıl azalmaya devam etti. Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmesinden sonra ise hepten azaldı. Yani AKP otoriterleştikçe, yabancı sermaye Türkiye’den kaçmış. Şimdi ise AKP istese de yabancı sermayeyi çekemez. Çünkü yabancı sermaye AKP gibi riskli iktidarların ülkesine gitmez.
Yani rakamlar da gösteriyor ki, TKP’nin iddia ettiği gibi Türkiye’de bir yabancı sermaye istilası yok. Ve yine rakamlar gösteriyor ki, Türkiye’de bilinçli, planlı bir yabancı göçü, yani bir yabancı istilası var.
TKP’nin yaptığı gibi bunu görmezden gelebilirsiniz, yok sayabilirsiniz, Türkiye’nin gündemi bu değil diyebilirsiniz. Ama tüm bunlar, Türkiye’nin sığınmacılar sorunu olduğu gerçeğini değiştirmez.
TKP’nin videosunda Türkiye’nin göçmen deposu haline getirilmesi en çok yabancı sermayenin işine gelir, çünkü emek ucuzlar, sömürü artar deniyor. TKP’nin bahsettiği ucuz emek sömürüsünden nemalanan kesim, üzülerek söylüyorum, yabancı sermaye değil, AKP’li işadamlarıdır.
TKP açısından sığınmacı istilasına yabancı sermaye istilasıyla karşılık vermek, yabancı sermaye düşmanlığı üzerinden kitlesini ajite etmek, elbet makuldür. Ancak burada temel mesele sorunun görmezden gelerek ya da başka bir şeye dikkat çekerek asıl sorunu gözden kaçırmaya çalışmaktır.
TKP’nin videosu, sığınmacı gerçeğinin üzerini yabancı sermaye düşmanlığı üzerinden örtmeye çalışmaktır. Ancak rakamlar, TKP’nin yabancı sermaye konusunda yanıldığını göstermektedir.
Peki, TKP gerçekleri görmezden gelerek, hatta çarpıtarak AKP’nin yaptığının aynısını yapmıyor mu?
TKP gerçeğe gözünü, kulağını ne kadar kapatırsa kapatsın, Türkiye’nin ilk olmasa da ikinci sorunu sığınmacılar sorunudur. TKP’liler kendi yarattıkları dünyada yabancı sermaye düşmanlığı üzerinden komünistçilik oynayabilirler ancak Türkiye gerçeklerine gözlerini kapattıkları sürece Türk insanına da, işçi sınıfına da ulaşamıyorlar, ulaşamayacaklar.