Seçim sonrası Millet İttifakı dağıldı. Kılıçdaroğlu’nun “özverileri”yle kurulduğu iddia edilen Millet İttifakı’nın, seçimlerde Tayyip Erdoğan’ı devirecek bir güç oluşturamayacağını Türk Solu gazetesinde defalarca yazdık. Bu ittifak Türkiye’ye sadece bir seçim kaybettirmedi.
CHP listesinden Meclis’e giren Millet İttifakı’nın milletvekilleri Meclis aritmetiğini değiştirdi. Seçim sonrası yaptığı ilk grup toplantısında Tayyip Erdoğan, türbanla ilgili Anayasa değişikliğini Meclis’e sunacağını açıkladı. Türban konusunu seçim öncesi bir anda gündeme getiren Kılıçdaroğlu’ydu. Tayyip Erdoğan da bu fırsatı değerlendirdi. Hem seçim sürecinde bunun politikasını yaptı, hem kendi tabanını korumak için hâlâ kullanmaya devam ediyor.
Cumhur İttifakı’nın milletvekili sayısı bu değişikliği yapması için yeterli değil. Bunun için diğer partilerden destek alması gerekiyor. Saadet ve Gelecek Partisi’nin geçen hafta kurduğu ittifak bu açıdan önemli.
Kılıçdaroğlu’nun çok büyük bir siyasi hamle olarak anlattığı hâlâ doğru olduğunu savunduğu 6’lı Masa’ya dahil olan partilerden ikisi kendi gruplarını kurdular, kendi ittifaklarını yapmaya başladılar.
CHP tabanının oylarıyla Meclis’e sokulan bu partiler AKP’ye nereye kadar direnecekler, izleyeceğiz. Kökenleri aynı olan bu partilerin, AKP’ye can simidi olma ihtimalleri daha güçlü. Bunu kendi açıklamalarından anlıyoruz. AKP kendi tarafına geçebilecek milletvekilleriyle görüşmeye hemen başlamış, bunu engellemek için grup kurmaya karar vermişler. AKP tarafına geçme potansiyellerini en iyi kendileri biliyor.
Saadet ve Gelecek partilerinin kurduğu grubun sözcüsü de Selçuk Özdağ oldu. Gelecek Partisi’nin milletvekili olan Selçuk Özdağ, CHP listelerinden Muğla milletvekili olarak seçildi. Selçuk Özdağ, Ülkü Ocakları davasında idamla yargılanan bir isimdir. 80 öncesinde Manisa Ülkü Ocakları başkanı olan Özdağ, karanlık bir geçmişe sahiptir. Bir çok solcu, CHPli ismin infaz edilmesi kararını veren, uygulayan kişidir. Bu ismi Kılıçdaroğlu, CHP’nin en çok oy aldığı illerin birinde aday gösterdi. Özdağ CHP’ye oy getirmediği gibi Atatürkçü isimlerin CHP’ye oy vermesini engelledi. Şimdi de Meclis’te Kürt- İslamcı bir grubun sözcüsü oldu.
Saadet ve Gelecek partili milletvekillerine baktığımızda ömrünü CHP’yle mücadeleyle geçiren isimlerin yer aldığını görüyoruz. Gelecek ve Deva Partisi milletvekillerinin çoğu daha önce AKP milletvekilleriydi. Seçim öncesi bu isimler çok tartışıldı. Selçuk Özdağ isminin Mecliste kurulan bu gerici ittifakın sözcüsü olması, zihniyetlerinin hiç değişmediğinin bir göstergesidir.
Şimdilik herhangi bir grupta yer almasa da DEVA Partisi’nin bakış açısı farklı değil. Babacan aldıkları milletvekillerinin helal olduğu söylemesi rakamlarla yalanlanıyor. CHP’yi hortumlayarak Meclis’e girdiler. Deva, Saadet ve Gelecek partilerinin 35 milletvekilini düşündüğümüzde, Cumhuriyet tarihinin en gerici ve sağcı Meclisiyle karşı karşıyayız. Demokrasi, parlementer sistem gibi vaatlerle kurulan 6’lı Masa uygulaması ülkeyi daha karanlık günlere götürüyor.
Saadet ve Gelecek Partili isimler kurdukları grubu anlatırken sağ tabanın oyunu yerel seçimlerde toplayacaklarını söylüyorlar. Madem sağ tabanın sağ partilere oy vereceğini biliyorsunuz, neden 6’lı Masa’da yer aldınız? Sol partinin oylarıyla Meclis’e girmek yerine kendi tabanınıza yönelmediniz? Tayyip Erdoğan’ın başkanlığı belki engellenemezdi, ama Meclis aritmetiği bambaşka olurdu. Yeniden Rafah Partisi’ne, MHP’ye giden oylar kazanılabilirdi. AKP tabanı için de yeni bir alternatif ortaya çıkardı. CHP’ye hiçbir koşulda oy vermeyecek bu taban, tekrar Cumhur İttifakı’na yöneldi. Sağ-muhafazakar tabandan oy alacağım diye taviz üstüne taviz veren Kılıçdaroğlu, o tabandan oy alamadığı gibi kendi tabanını küstürdü. Bu gerçeği 6’lı Masadaki herkes görüyordu, ama basit koltuk hesapları yaparak hareket ettiler.
Kendi tabanlarının Kılıçdaroğlu’na oy vermeyeceğini bile bile aday göstererek, milletvekili pazarlığında ellerlini güçlendiren bu sağcı partiler, CHP’yi de sırtından vuracaktır. Abdüllatif Şener örneği bunu kanıtladı bizlere. Şener, AKP’den ilk ayrılan isimlerden birisi. Kılıçdaroğlu’nun davetiyle CHP milletvekili oldu. Bu seçimlerde aday gösterilmeyince Kılıçdaroğlu ve CHP’ye oy vermediğini açıkladı.
Siyasal İslamcılıkta ahlak olmaz. Sadece basit hesaplar ve koltuklar vardır. Şener milletvekili olamadı belki ama rektörlük koltuğuna oturdu. Oğlunu da Meclis de üst düzey bürokrat yaptı.
AKP’den kopan diğer isimlerin de mantığı aynıdır. Özeleştiri yapıp gelseler anlaşılabilir ama bunlar siyasal İslamcı köklerini bırakmadıklarını açıkça belirtiyor, AKP’yi kuruluş felsefesinden uzaklaşmakla suçluyorlar.
Bu gerçekleri, oluşacak Meclis tablosunu Kılıçdaroğlu biliyordu. Siyasal İslamcıları Meclis’e taşıdı. Bu Kılıçdaroğlu’nun hatası değil, siyasi tercihidir. Meclis ne kadar sağcı, İslamcı olursa olsun; o hâlâ ana muhalefet partisi lideri. Tek isteğinin de bu olduğunu, seçim sonrası izlediği politikayla bir kere daha anladık.