No Result
View All Result

Numan’a değil konuşturana bak

Ali ÖZSOY by Ali ÖZSOY
14 Ekim 2024
in GÜNLÜK
0
Numan’a değil konuşturana bak

MHP DEM’in, DEM AKP’nin, AKP CHP’nin, CHP MHP’nin elini sıktı diye sevinçten dört köşe olan bir tayfa var. Oysa tam tersine, bunların hepsi el ele tutuştuysa halkın gardını iyi alması şart.

Birinci açılım döneminin özlemiyle yanıp tutuşanlar da et derdinde kasaplar misali davul zurna çalıyor. Çok güzel şeyler olacakmış. Kastettikleri “güzellik” ise hemen basındaki elemanlarına sızdırıldı. Bu sefer Bahçeli de ikna olmuş. Apo ev hapsine çıkacakmış, “çözüm süreci” başlayacakmış.

TBMM Başkanlığı koltuğunda oturan Numan Kurtulmuş ise Gazi Üniversitesi açılışında kendince ilk açılımı yaptı. Anayasa’nın 3. Maddesi değiştirilmeliymiş. Devletin bölünmezliği olmazmış. Aynen aktarıyorum:

“Bu devletin aslı millettir. Devlet milletin işlerini iyi yönetmek için vardır. Mesela çok sıradan gibi gözüken, Anayasada yer alan ‘Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür’ tabiri bu perspektiften bakıldığında değiştirilmelidir. Çünkü devletin ülkesi olmaz, devletin milleti olmaz. Bu metin, ‘milletin gücü üzerine yükselen devlet anlayışı’ ile yeniden ele alınmasının önemli olduğunu düşünüyorum.”

Devletin yasama organını temsil etmek iddiasındaki kişi cehalet ve ihanet dolu sözlerle, devletin tanımının kendisine karşı çıkıyor. Karşı çıktığı maddeyi hatırlatalım:

“Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı “İstiklal Marşı”dır.”

Numan Kurtulmuş’un saçma sapan sözlerinin dünyanın her yerinde bir çılgınlık alameti olarak algılanacağı kesindir. Uluslararası hukukta dahi devlet, belirli bir toprak parçası ve üstündeki halkı yöneten siyasi aygıt olarak tanımlanır. Ülkesiz ve milletsiz devlet yoktur. Yine bağımsız bir ulusun da tanımı devletli olmasıdır. AKP’nin “Türk Milleti” dememek için uydurduğu “bu millet” zırvalığının ulaşacağı yer Türkiye’nin devleti ve milletiyle yok edilmesidir. Numan Bey de ağızlarındaki baklayı çıkarmış oldu.

Kurtulmuş, bir de utanmadan sözlerine liberal ve evrensel bir renk katmaya çalışıyor. Milletin devleti olurmuş da tersi olmazmış. Oysa çağdaş devlet ve millet kuramı bunun tam tersidir. Egemen Devletin tanımladığı sınırlar ve haklar çerçevesinde politik unsur olarak millet vardır. Bölünmezlik ve birlik de egemenliğin ilk koşuludur.

Fransız Anayasası’nın 1. Maddesi, “Fransa bölünmez, seküler, demokratik ve sosyal bir Cumhuriyet’tir” der. İtalyan Anayasası’nın 5. Maddesi, “Cumhuriyet birdir ve bölünmez” der. İspanyol Anayasası’nın 2. Maddesi, “Anayasa, İspanyol ulusunun çözülmez birliğine ve tüm İspanyolların ortak ve bölünemez anavatanına dayanır…” der. Finlandiya Anayasası’nın 4. Maddesi “Finlandiya toprakları bölünmezdir.” der.

Çağdaş anayasalardan sayısız örnek verebiliriz. Sözde liberallerin sözde dindarların, özde Türk ve devlet düşmanı bölücülerin iddialarının tersine Türk Devletinin “bölünmez bir bütün” olması, bir Türk aşırılıkçılığı değildir. Modern devletin en temel şartıdır. Zaten “bölünebilir devlet” bir oksimorondur. Bu tür bir yapıda millet de olmayacağı gibi değil demokrasi, hukukun en temel işlevleri bile söz konusu olamaz.

Numan Kurtulmuş, bilinçli bölücülüğüne liberal bir sos katamayacağı gibi asla muhafazakâr veya dini bir renk de katamaz. Nitekim Kurtulmuş, Osmanlı döneminde yaşasa dahi bu sözleri için hemen hapse atılırdı. Çünkü bölünmez bütünlüğünü korumak, devletin adeta kendi tanımı gereği ortaya çıkan varoluşsal özelliğidir. Osmanlı da bölücülüğün ne olduğunu çok iyi biliyordu. Yıkılmamak için hep bölücülük ile mücadele etmek zorunda kalacaktı.

Abdülhamit döneminde yayınlanan ilk Osmanlı Anayasa metni Kanuni Esasi’nin birinci maddesini devlet düşmanı mürtecilere hatırlatıyoruz:

“MADDE 1.- Devlet-i Osmaniye, memalik ve kıtaat-ı hazırayı ve eyalat-ı mümtazeyi muhtevi ve yekvücud olmağla hiç bir zamanda hiç bir sebeble tefrik kabul etmez.”

Yine aynı Kanuni Esasi’nin 18. Maddesi, Türkçeyi tek resmi lisan ilan ediyordu:

“MADDE 18. – Tebaa-i Osmaniye’nin hidemat-ı devlette istihdam olunmak için devletin lisanı resmisi olan Türkçeyi bilmeleri şarttır.”

İstiklâl Savaşımızın en önemli metinlerinden Misak-ı Milli’nin birinci maddesinde de vatan, “hakikaten ve hükmen hiçbir sebeple ayrılma kabul etmez bir küll” olarak açıkça belirtilmektedir.

Her önemli tarihsel dönemeçte olduğu gibi din adına gericilik davası güdenler, aslında sadece ve sadece Haçlı emperyalistlerinin ajanlığını yapıyor.

İstiklâl Savaşı’nda Türkiye bölünsün diye Yunan ve İngiliz işgal ordularının emrinde TBMM Ordularına karşı silaha sarılanların siyasi mirasçılarının “devletin bölünmez bütünlük” kavramına saldırması şaşırtıcı değildir. Asıl şaşırtıcı ve Türk ulusu için utanç verici olan, TBMM Başkanlığı gibi bir mevkide oturan birinin bu sözleri sarf etmesidir.

Hepimiz biliyoruz ki konuşana değil konuşturana bakmak gerekir. Nitekim Kurtulmuş, her AKP’linin yaptığı gibi hemen fırıl fırıl döndü. Yanlış anlaşıldım, algı operasyonu yapılıyor gibi bilindik laflar ile u dönüşü yaptı.

Bunlar hep deneme yoklama açıklamalarıdır. Kürtçü-İslamcı-bölücü terör örgütü Hizbullah’ın uzantısı HÜDA-PAR “Anayasa’nın dördüncü maddesi değişsin” dedi. Büyük tepki topladı. Ama yine de MHP lideri gitti ellerini tuttu.

Şimdi ise Saray ve diğer Kürtçü-bölücü terör örgütü PKK’nın uzantısı DEM yerine Kurtulmuş konuşturuldu. Yine büyük infial oldu. Saray’daki danışman Mehmet Uçum güya düzeltme yaptı. Ancak yine de keşif eylemi gerçekleşmiş oldu. Hatta Mehmet Uçum, ilk dört madde değişmez ama ekleme olabilir yorumu yaparak; “Hâkimiyeti Milliye” ilkesini de ilk dört maddeye eklemeyi önerdi. Cumhuriyet’in ne olduğunu bilmiyor olamaz!

Yani operasyon başladı. Kurtulmuş’a şu anda sahip çıkan bir tek PKK’nın yayın organı “Politika” gazetesi oldu. Kurtulmuş’un “racon kesilerek” susturulduğunu savundular. Ama aslında bu tartışmaları tezgâhlayan isme odaklanmamız gerekiyor. “Anayasa pazarlığı” adı altında kendi müebbet cumhurbaşkanlığı için vatanın bölünmez bütünlüğünü dahi müzakereye çıkaracak. Dördüncü ve Üçüncü madde ameliyat masasına yatırıldığına ve MHP de kuzuya çevrildiğine göre, açılım başlayabilir diye düşünüyor. Kim mi? İşte o Kurtulmuş’u konuşturan kişi. İktidarda kalmak için her şeyi yapabilecek adam.

Previous Post

İsrail tehdidi bahanesiyle İkinci PKK Açılımı

Next Post

“Cezasızlık algısı” AKP propagandasıdır

Next Post
“Cezasızlık algısı” AKP propagandasıdır

"Cezasızlık algısı" AKP propagandasıdır

Facebook Twitter Instagram

TÜM HAKLARI SAKLIDIR © 2022 TÜRKSOLU, ATATÜRKÇÜ, MİLLİYETÇİ, SOLCU GAZETE.

No Result
View All Result
  • TÜRKSOLU
  • GÜNLÜK
  • HAFTALIK
  • ARŞİV
  • İLERİ YAYINLARI KİTAPLIĞI

TÜM HAKLARI SAKLIDIR © 2022 TÜRKSOLU, ATATÜRKÇÜ, MİLLİYETÇİ, SOLCU GAZETE.