Onursal Adıgüzel, CHP’nin eski genel başkan yardımcılarından ve bilişim sorumlusu. 14/28 Mayıs seçimlerinden sonra en çok tepki gören, en çok eleştirilen ve seçim yenilgisinden sonra, her ne kadar kendisi istifa etmiş olsa da, ilk “kellesi alınan” kişiydi.
Onursal Adıgüzel, geçtiğimiz gün (19 Eylül 2023) Diken haber sitesinden Altan Sancar’a verdiği röportajda söyledikleriyle tekrar gündeme geldi. Adıgüzel’in söyledikleri, CHP’nin nasıl bir gaflet, hatta hıyanet içinde olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Baştan söyleyeyim, Onursal Adıgüzel’in açıklamaları bende kendini aklamaya çalıştığı izlenimi bıraktı. Ancak açıklamalarına toplu olarak bakınca ve seçim sonrasında CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun aldığı tavır da göz önüne alındığında CHP içerisinde bunlar yaşanmamıştır diyemiyorum.
Onursal Adıgüzel, seçimlerde kurduğu sistemin “tıkır tıkır” çalıştığını, örgütlerden zamanında ve yeterli veri gelmediği için sorun yaşandığını söylüyor. Burada Onursal Adıgüzel’in verdiği İstanbul örneği önemli.
Onursal Adıgüzel, 14 Mayıs akşamı İstanbul örgütünden gelen veri akışıyla ilgili şunu söylüyor: “Akşam 21:30 ve biliyorsunuz kamuoyu bilgi bekliyor. Ama İstanbul’da o saat itibariyle sandıkların toplamda yüzde 50’siden veri gelmişti.” Bunun sorumlusu olarak da CHP’nin örgütten sorumlu genel başkan yardımcısı olan Oğuz Kaan Salıcı’yı gösteriyor.
Burada neredeyse seçim sonuçlarının kesinleşmeye yaklaştığı saatlerde bile İstanbul örgütünden gelen verinin ancak yüzde 50 olması önemli. Bunun tek bir açıklaması var; İstanbul örgütünün sandık başlarında yeterince görevlisi yokmuş. Türkiye tarihinin en önemli seçiminde, Türkiye’nin en büyük ilinde ana muhalefet partisi sandıkların başına görevli koyamamış.
Onursal Adıgüzel’in verdiği rakamlar, durumun vahametini görmek açısından önemli: “Test yapıyorduk, okul önünden 112 bin sandığın sonucu gelmişti. Seçim günü de 118 bin dedim biliyorsunuz.” YSK’nın açıklamasına göre, seçimde Türkiye genelinde 191 bin 884 sandık kuruldu. Buna göre CHP, toplam sandıkların yüzde 61’inden veri alabilirken, yüzde 39’undan veri alamamış. 28 Mayıs seçimlerinde veri alınabilen sandık sayısı 120 bine çıkmış. Yani yüzde 1’lik bir artış sağlanarak sandıkların yüzde 62’sinden veri alınmış.
Onursal Adıgüzel’in açıklamalarından CHP’nin sandıkların yüzde 40’ından veri alamadığını öğreniyoruz. Türkiye’nin en önemli seçimlerinde CHP sandıklara, oylarımıza sahip çıkamamış. Onursal Adıgüzel, gerek pati yönetimine, gerekse Kılıçdaroğlu’na defalarca durumu bildirdiğini, ancak bu kadar yapılabildiğini söylüyor.
Peki, meşhur “altılı masa”nın diğer bileşenleri?
Onlardan da sağlıklı veri akışı gelmediğini yine Onursal Adıgüzel’in açıklamalarında görmek mümkün.
Kılıçdaroğlu’nun kaybedeceğini bile bile aday gösterilmesi konusuna gelirsek…
Onursal Adıgüzel, özellikle Ocak ayında yapılan anketlerden söz ediyor. CHP’nin özel olarak yaptırdığı anketlerde durumun başa baş gittiğini, Kılıçdaroğlu’nun adaylığının kesinleşmesinden sonra yapılan anketlerde de “Genelde de bir iki puan geride çıktığını, seçim sonuçlarının da bu sonuçlara uygun olduğunu” söylüyor.
Yani Kılıçdaroğlu, ta Ocak ayında seçimi kazanamayacağını biliyormuş ve bile bile aday olmuş. CHP yönetiminden de kimse buna itiraz edememiş ya da etmemiş! Onursal Adıgüzel, parti yönetiminin bu anketleri “görmezden geldiğini” de söylüyor.
Onursal Adıgüzel, milletvekili adaylarının belirlenme sürecinden kampanya sürecine kadar tüm seçim sürecinin objektif bir şekilde yürütülmediğini de söylüyor. Gerçi bunu söylemesine gerek yoktu. Kılıçdaroğlu, Ümit Özdağ’la kimsenin bilmediği bir protokole imza atarak sürecin ne kadar “şeffaf” yürütüldüğünü söylemişti zaten. Sorsan bir de şeffaflık getireceklerdi ülkeye…
Onursal Adıgüzel’in açıklamalarıyla CHP’nin ve özellikle Kılıçdaroğlu’nun seçim sonrası tavırları örtüşüyor. Adıgüzel, “(…) bugün sayın genel başkanımız dahil kimse bu eleştirileri kabul etmiyor ve hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi davranıyor. Sanki kampanya süreci mükemmel yönetilmiş, ittifak çalışmaları mükemmel yapılmış, adaylar mükemmel belirlenmiş; hiçbir sorun yokmuş gibi hatta kaybetmedik diyecek kadar farklı yorumlara sebep olacak açıklamalar yapılıyor.” diyor.
14/28 Mayıs seçimleri ve seçim sonrasında özellikle muhalefetin durumu aylardır tartışılmaya devam ediyor ve anlaşıldığı kadarıyla tartışılmaya da devam edecek.
Kılıçdaroğlu’nun ve CHP yönetiminin kaybedeceği bilindiği halde adaylıkta bu kadar diretmesi, üstelik “yüzde 60’larla kazanıyoruz” diye Türk milletine yalan söylenmesi, gaflet mi, yoksa ihanet mi?
Bunu da ilerleyen zamanlarda göreceğiz.