12 şehidin ardından tartışılan konulardan biri, şehit cenazelerinde CHP’ye gösterilen tepkiler oldu.
Pazar günü Gaziantep’te Şehit P. Uzm. Çvş. Abdulkadir İyem’in cenaze töreninde CHP çelengi bir şehit yakını tarafından parçalanıp dışarı atıldı.
Ertesi gün CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kendi seçim bölgesi Manisa’da Şehit Er Enis Budak’ın cenaze töreninde ıslık ve sloganlarla protesto edildi.
Dün Gümüşhane Şiran’da Şehit P. Uzm. Onb. İsmail Yazıcı’nın cenaze töreninde Özgür Özel adına gönderilen çelengi cenazeye katılan bazı kişiler parçaladı.
Şehit P. Er Emre Taşkın’ın Malatya’daki cenaze töreninden önce ise yine CHP’nin çelengi parçalanıp cami avlusunun dışına fırlatıldı. Şehidin tabutu önünde saf tutan kalabalığın bir anda alkış tutması dikkat çekti.
Elbette ilk olarak aklımıza cenaze adabı, şehidin hatırasına saygı ve huşu geliyor.
Yapılan hoş mu? Değil.
Doğru mu? Doğru da değil.
Ama zaten konu bu değil.
Yaşı yetenler, Davutoğlu-Babacan ikilisinin öve öve bitiremediği o “ilk dönem AKP’sini” hatırlasın.
Millet, cenazelerde AKP çelenklerini parçalardı. 2015 ortalarına kadar Türkiye’de “Kahrolsun PKK, işbirlikçi AKP” sloganı hemen her şehit cenazesinde duyulurdu. Çünkü gerçeğin özeti buydu.
AKP’li milletvekilleri ve bakanlar sık sık şehit cenazelerinde protesto edilir, bazen şehit yakınlarının da tepkisiyle cami avlusundan ayrılmak zorunda kalırdı. Hatta bazen cenaze alanına girmeleri mümkün olmazdı.
Gerçekten de mesele, hareketin nahoşluğu veya yanlışlığı, doğruluğu falan değil.
Muhalif medyaya bakıyoruz. TELE 1’i, Cumhuriyet’i, Sözcü’sü, hep bir ağızdan “provokasyon” diyor.
Velev ki çelenk parçalayanların, Özgür Özel’i sıkıştıranların, slogan atanların hepsi AKP’li olsun. Hatta bunların tümü gerçekten de provokasyon olsun!
Ortada bir provokasyon varsa, bu provokasyonun nasıl tuttuğunu kimse merak etmiyor mu?
Kimse “Nereden nereye?” diye sormayacak mı?
Zira AKP’liler de eskiden “provokasyon” diyordu. Tıpkı Sözcü’nün dünkü manşetinde olduğu gibi onlar da “Şehit cenazesine siyaset karıştırmayın” diyordu.
İnsan aynı insan. Şehit aynı şehit. PKK aynı PKK.
Soru şu: Bu vatandaş ne oldu da AKP’yi bırakıp CHP’ye çullanır oldu?
Roma bir günde yıkılmadı.
Özgür Özel, Kılıçdaroğlu’nun Kürtçülüğüne rahmet okuturcasına önce kurultay kürsüsünden Demirtaş’a selam çaktı, sonra sahnede açılım fırsatçısı bir PKK sempatizanının elini öptü ve ardından hainlik ettiği için asılan Şeyh Sait’in torunlarına empati çağrısı yaptı.
Bu tabloyu hak ettiği çerçeveyle de kavuşturdu Özgür Özel. PKK’nın siyasi kolu ile yerel seçim ittifak görüşmelerine başladı.
Kimse kendini kandırmasın. Ortada provokasyon falan yok.
Çelenk parçalamak, şehidin cenazesinde rahat bırakılmamak, sloganlar eşliğinde kovulmak, bu vatandaşın Erdoğan’a ve AKP’ye layık gördüğü muameleydi. Erdoğan ve AKP, ders aldı. Artık bağıra çağıra değil alttan altta bölücülük yapıyorlar.
Özgür Özel ise kendisi Tayyip Erdoğan’laşıp CHP’yi de iyiden iyiye AKP’leştirdiği için bu muameleyi görüyor.