Türkiye, günlerdir Süleyman Soylu’nun İçişleri Bakanlığı bünyesinde kurduğu “Paralel YSK”yı konuşuyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, 2 Mayıs günü yaptığı açıklamada İçişleri Bakanlığı’na bağlı GAMER’in (Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi Başkanlığı), YSK’ya başvurarak yurt içi ve yurt dışı sandık bilgilerini istediğini belirtmişti. Erkek’in açıklamasına göre, YSK bu talebi reddetmişti.
Geçtiğimiz cuma günü 81 ilde GAMER’den sorumlu vali yardımcıları ve GAMER müdürleri toplanmış, toplantıda YSK’nin reddi ve kamuoyundaki itirazlardan ötürü e-sistem üzerinden girişlerin yapılamayacağı belirtilmişti. Bu nedenle sandıklardan polis ve jandarma marifetiyle alınan bilgilerin Excel formatında Ankara GAMER’e gönderilmesi yönünde talimat verilmişti.
YSK, İçişleri Bakanlığı’nın bu girişimini de yasakladı.
Günlerdir herkesin sorduğu soru ise şu: Soylu, sandık verilerini ne yapacak?
Herkesin hemfikir olduğu konu, İçişleri Bakanlığı üzerinden yeni bir seçim hilesi hazırlığının olduğu.
Daha önceki yıllarda SEÇSİS üzerinden yapılan hileleri hepimiz biliyoruz. Benzeri bir hile, GAMER’e yüklenen veriler üzerinden gerçekleştirilebilir. Yani aslında Süleyman Soylu, kendi manipülasyon ekibi için bu verileri istiyor olabilir.
Türkiye’de sandıkların bir kısmı, özellikle köy ve kasaba sandıkları, oy verme işleminin bitiş saati olan 17.00’den önce oy verme işlemlerinin biteceği sandıklardır. Buralardan diğer partilerden önce alınacak veriler, Soylu ekibini bir adım öne geçirecektir. O bilgilere göre bir analiz yaptırılacak, belki o sandıkların kapanmamasını isteyecek, sandık sonuçları üzerinde manipülasyonlar yapılacaktır.
Burada hemen Cumhuriyet gazetesi yazarı Necati Özkan’ın, ta 3 Ekim 2022 günü yazdığı “Atı alan” başlıklı yazıya geçeyim. Özkan, yazısında 2017 referandumunda nasıl hile yapıldığını tek tek anlatmıştı. 2017 referandumu deyince hemen herkesin aklına mühürsüz oylar geliyor.
Ancak 2017 referandumundaki hile, sadece mühürsüz oy skandalından ibaret değildi. Ağırlıklı olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki illerin 104 ilçesinde, 2015 genel seçimlerinde çıkan sonuçlardan farklı olarak “Evet” oylarında anormal bir yükseliş vardı.
Necati Özkan, burada Polimer araştırma şirketinin 2015 seçimleri ve 2017 referandumu verilerinin karşılaştırıldığı bir sunumu işaret ediyor. Bu analize göre bu 104 ilçeye bağlı 4.659 sandıkta 2017’de çıkan sonuçlar ile 2015 seçimleri arasında tutarsızlık vardı.
“Örneğin Şanlıurfa ili Akçakale ilçesi Bulutlu Mahallesi’nde 2015 genel seçimlerinde CHP 474, HDP 14 oy almışken referandumda bu mahalleden sadece 36 ‘Hayır’ oyu çıkmış. 2015 genel seçimlerinde aynı mahallede AKP 406, MHP 42 oy almışken referandumda bu mahalleden tam 1065 ‘Evet’ oyu çıkmış, yüzde 240 artmış!”
Polimetre’nin analizine göre, 104 ilçedeki “normalin üzerindeki” “Evet” oyunun toplam sayısı 2 milyondan fazlaydı. 1 milyon 122 bin oy farkla referandum geçtiğine göre, referandumun geçmesinde bu orantısız artışın payı büyüktü.
İşte sandık bilgilerine ulaşılması, bu 104 ilçe gibi daha kaç ilçenin verilerinin ilk elden Soylu’nun elinde olması ve bu veriler üzerinde istediği gibi oynamasını sağlayacaktır.
Bu tür bir hileyi önlemenin yolu, muhalefetin tüm sandıklarda gözlemci bulundurmasıdır. Geçmiş yıllardaki eksiklikler malum. Önümüzdeki seçimler için Pamukkale’deki sandıklarda yer alamayacaklarını biliyoruz. Bilmediğimiz, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da sandıkların ne kadarında yer alacakları.
Hayır yani, sandık sonuçlarını yetkili tek kurum olan YSK açıklıyor zaten. Gerçi biz YSK’ya güvenmiyoruz o ayrı da, Soylu da mı güvenmiyor?
Yoksa şöyle bir şeyin mi peşindeler? 14 Mayıs akşamı sonuçlar açıklanmaya başladı ve Kılıçdaroğlu ile Millet İttifakı önde gidiyor. YSK’nın verilerinin gerçeği yansıtmadığını, en doğru verilerin kendi ellerinde olduğunu mu söyleyecekler? YSK’yı baypas mı edecekler?
Hatta YSK’yı seçim gecesi gayri milli, terör odaklarına çalışan ya da dış güçlerin maşası bile ilan edebilirler. Olmaz mı diyorsunuz? Yenilgiyi kabullenmemek için her şeyi yapmazlar mı?
Belki de Soylu, bambaşka bir şeyin peşindedir. Dün ortaya atılan iddialara göre, Erdoğan tarafından tasfiye edilen Soylu, seçim gecesi darbe yapacakmış. Bu verileri de doğru zamanda harekete geçmek için kullanacakmış.
Ben pek ihtimal vermiyorum ama, Soylu’nun bu verileri, Erdoğan kaybettiği zaman olaysız çekilmesi için kullanacağını iddia eden bile var.
Soylu’nun neyin peşinde olduğunu Soylu’dan daha iyi kimse bilemez. Ortada bir sürü ihtimal ve teori uçuşuyor. Hangisi doğru hangisi yanlış bilmek zor. Soylu’nun bu girişiminden Erdoğan’ın haberi ve onayı var mı, o bile meçhul.
Bilinen bir şey var ki, 3 gün sonra yapılacak seçimlerin kelimenin tam anlamıyla “ilklerin” seçimi olacağı. Eski Türkiye’de İçişleri Bakanları, tarafsızlıklarının belirtisi olarak görevlerinden istifa ederlerdi. Hem bakanlık yapıp hem seçim çalışmasına katılmak düşünülemezdi bile. Şimdi İçişleri Bakanı sıfatını taşıyan kişi, seçimde tek yetkili kurum olan YSK’ya paralel bir seçim kurulu kuruyor.
AKP’nin devleti yok edip yerine partiyi koymasının sonucu hep bunlar.