Rusya’nın dış yatırımcılara ödemesi gereken 100 milyon dolarlık 27 Mayıs vadeli iki eurobond kupon ödemesinde 1 aylık ek süre doldu; ancak ödeme yapılmayınca Rusya temerrüte düşmüş oldu. Böylelikle Rusya, 104 yıldır ilk kez bir dış borç ödemesinde temerrüde düştü. 1998 Rusya moratoryumunda bile dış borçlar ödenmişti. Putin gerçek bir dahi(!) olduğunu yeniden ispatladı!
Rus yetkililer temerrüdü bir “komedi” olarak nitelendirerek bunun yapay bir “temerrüt” olduğunu Rusya’nın bu borcu ödeyebilecek parası olduğunu ancak ödeme kanallarının kapatıldığını söyledi. Maliye Bakanı Anton Siluanov, “Bu durum, diplomatik bağları koparmak ve doğrudan çatışmaya girmekle eş anlamlı. Söz konusu gelişmeler bizi tamamen farklı kurallara sahip farklı bir dünyaya sokuyor. Böyle devam ederse yasal kanallardan olmayan farklı tepkiler vermemiz gerekecek.” diyerek batı bloğunu “hukuksuz” davranmakla suçladı.
Ukrayna’yı işgal etmeye çalışan, ülkenin hala bir kısmını elinde bulunduran, Ukrayna halkının tahıllarını çalan, şehirlerini yağma eden ve başkent Kiev’i bombalayan bir ülke olarak Rusya’nın “hukuktan” bahsetmesi gerçekten çok trajikomik bir durum.
Rusya ayaklar altına aldığı ve yok ettiği bir “hukukun” kendisi için uygulanmasını istiyor. Yağma ve işgal devam edecek, üstelik bu istila Rusya’nın batı ülkelerinde istiflediği ancak bugün bloke edilen varlıkları sayesinde finanse edecek! Bir katile “Al vur!” diyerek silahını vermekle, Rusya’ya cinayet işleyebilecek “paralarını” vermek arasında hiçbir fark yok.
Batı elindeki “finans” silahını kullanıyor ve bunun “hukuksuz” olduğunu iddia etmek hiç de “insancıl” değil. Kaldı ki eğer eşitlikten ve hukuktan yanaysak Rusya’nın bu zenginliğinin nereden geldiğini sormamız gerek. O zaman temele inelim; Rus imparatorluğunun yeraltı zenginliklerinin olduğu coğrafyaları nasıl sömürdüğünü, buralarda yaşayan halkları nasıl katlettiğini ve topraklarından sürdüğünü hatırlayalım. Rusya’nın batıda bloke edilecek bütün malvarlıklarında “kan” vardır. Batı, Amerika kıtasını nasıl talan ederek zenginleştiyse aynı şekilde Ruslar da etraflarındaki coğrafyaları sömürerek zenginleştiler.
Şimdi ise batı belki de insanlık tarihinin tek kalemdeki en büyük “sermaye transferini” yapıyor. Bir hırsızın elindeki malların başka bir hırsızın eline geçmesine elbette üzülecek değiliz ancak hırsızların “eşit” olduğunu söylemek de doğru olmaz. Bugün itibariyle Rusya, Belarus’a yerleştirdiği nükleer başlıklı balistik füzelerle dünyayı çok daha farklı bir noktaya götürme “hırsına” sahip. Hitler Almanya’sını anımsatan bir çizgideler ve dünya için çok daha büyük bir tehlike oluşturuyorlar.
Bu yüzden de Rusya’nın temerrüde “düşürülmesini” insanlık açısından olumlu bir tedbir olarak görmek gerekiyor. Batı dünyası ya silaha sarılıp üçüncü dünya savaşını başlatacaktı ya da “finansal silahı” kullanacaktı. Elbette ikinci seçenek çok daha makuldur.
Rusya yanlısı BirGün Gazetesi haberi “Rusya temerüde düşürüldü.” olarak veriyor; buradaki “düşürüldü” kelimesi turnusoldur. Takip etmeyenler Rusya’ya karşı bir komplo kurulduğunu düşünebilir. Evet, Rusya’ya karşı bir komplo kuruldu ve gerçek sorumlusu da Putin’dir. Deli Petro’ya özenen Putin gerçekten onun gibi tarihe geçti ancak Rusya’yı borçlarını ödeyemez hale getirerek!
“Rus uzmanı” sıfatı taşıyan ama buram buram Rusçuluk kokan bazı “otoriteler”, Rusya’nın temerrüt ilanından etkilenmeyeceğini söylüyor. Yani diyorlar ki, “Ne yaparsanız yapın Rusların bileğini bükemezsiniz, Ruslar öylesine kadim bir ulustur!”. Sadece Ruslara duyulan “iman”la açıklanamayacak ilginç bir ruh hali! Yine aynı isimler yaptırımlar başladığında “bunların Rusya’yı zayıflatmayacağını aksine güçlendireceğini” söylüyorlardı.
Oysa Rusya’nın temerrüde “düşürülmesi”, uluslararası finans sisteminden tamamen çıkarılması anlamına geliyor. Savaş bitebilir, ateşkes de yapılabilir ancak finansal bir düşmanlığın tamir edilmesi çok daha zor ve uzun vadeli. Rusya açısından batı bloğundan tamamen kopuş “yeni bir medeniyet inşası” anlamına gelmiyor. Putin gibi bir figürde böyle bir “alternatif proje” görmek ise gerçekten büyük garabet.