Rusya için işler hiç iyiye gitmiyor
Sekiz ay önce Rusya, Ukrayna’yı işgale başladığında “Kiev 24 saatte düşer” diyen Rus propagandası ve Türkiye’deki maaşlı/maaşsız Rusya yanlıları, Ukrayna’da yaşanan son gelişmeler karşısında iyice çaresiz durumda…
Rus propagandasının temel tezi şudur: “Rusya çok güçlü bir ülkedir. Rus ayısını kızdırmak istemezsiniz.” Urallar’dan Pasifik’e dünyanın en geniş ülkesinde onlarca farklı etnik unsuru tahakküm altında tutmak için şarttır bu… Bu propaganda bittiği anda Rusya da biter. Çünkü Ukrayna işgali gösterdi ki, Rusya aslında hiç de o kadar güçlü değil.
“Salaklıklar”la dolu seferberlik
Rusya, işgal başladıktan altı ay sonra seferberlik ilan etmek zorunda kaldı. Ve seferberlik Putin’in bile açıkça kabul ettiği aksaklıklar, hatta “salaklık”larla doluydu. Tüm dünya sosyal medyada yayılan görüntülerle güldü, eğlendi.
Bir ülke seferberlik ilan ederse, bu genelde korkutucu ve kaygı verici bir gelişmedir. Çünkü seferberlik yüz binlerce “taze kuvvet”in cepheye sürülmesi demektir. Ama Rusya’nın ilan ettiği seferberlik Ukrayna için bırakın “caydırıcı” olmayı, “bunu bile beceremiyorlar” düşüncesinin doğmasına ve Ukrayna’nın çok daha cesur hissetmesine yol açtı.
Karada, havada ve denizde çöken Rus ordusu
Ukrayna semalarında aylardır tek bir Rus uçağı göremiyoruz. Ukrayna bu başarıyı genellikle Stinger gibi omuzdan atılan uçaksavar füzeleriyle yakaladı. Çok sayıda uçak ve helikopter düşürüldü. Halbuki Rusya 2.000’i aşkın uçağı ve 1.500’ü aşkın helikopteriyle ABD’den sonra dünyanın en büyük ikinci hava kuvvetlerine sahip. Bunun yaklaşık %20’sini (400 uçak, 360 helikopter) işgal için seferber etmişti. Peki Ukrayna’da ne kadarını kaybetti? 70’ten fazla uçak ve 50’den fazla helikopter… Yani toplam hava gücünün %3’ünü, cepheye seferber ettiğinin ise %15’ini… Büyük bir başarısızlık…
Rus Donanması da ağır zarar gördü. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı Karadeniz’de tartışmasız bir üstünlüğü var. Buna rağmen Ukrayna, Rusya’nın en büyük ve prestijli gemisi Moskva’yı batırmayı başardı. İşgalin başlarında Karadeniz üzerinden Odessa’ya top atışı, Herson ve kuzeyine füzelerle saldıran Rus donanmasının bu etkinliği de tamamen bitmiş durumda.
Benzer bir durum kara kuvvetlerinde de geçerli. Rusya’nın tank kayıplarının sayısına ulaşmak uçaklardaki kadar kolay değil elbette. Ancak cephedeki tankların modelleri bile durumun hiç de iç açıcı olmadığını gösteriyor. İşgale yeni nesil olmasa bile nispeten yeni sayılabilecek, 80’lerin teknolojisiyle üretilmiş T-80 tanklarıyla başlayan Rus Ordusu, aylar geçtikçe adeta zaman makinesinde seyahat etti. Ukrayna’da önce 70’lerin tankı T-72’ler görülmeye başlandı. Zamanla 60’ların tankı T-64’ler devreye sokuldu. Son günlerde ise İkinci Dünya Savaşı’nın hemen ertesinde üretilmeye başlanan T-54’lere bile rastlanır oldu… 10 bini aşkın tankı bulunan Rus Ordusunun toplam tank kaybı 1.500 civarında. Yani toplam tank stoğunun %15’i… Bu da çok büyük bir oran…
Ukrayna yedi ayda yitirdiğinin %40’ını kurtardı
Ukrayna karşı-saldırısı büyük başarılar kazandı. Herson’da olsun, Kiev civarında olsun, Harkov cephesinde olsun, Rus işgalinden kurtarılan bölge toplamda 45 bin kilometrekareye ulaşıyor. Rusya’nın 24 Şubat’tan beri işgal ettiği bölge ise 115 bin kilometrekare kadardı. Yani Ukrayna karşı-saldırısı birkaç hafta içinde Rusların sekiz aydır işgal ettiği bölgenin %40’ını kurtarmayı başardı.
Rusya’nın Kırım’ı işgalinin simgesi haline gelen Kerç Köprüsü’nün yıkılması, elbette büyük psikolojik etkiye sahip. Ancak daha da önemlisi, Rusya’nın kendi topraklarından işgal bölgelerine asker, araç ve mühimmat sevkiyatına büyük zarar veren bir saldırı oldu bu.
İran silahlarıyla destan (!) yazan Rus ordusu
Rusya’nın lojistikte de ciddi sıkıntıları var. Ukrayna’ya artık yeni teknoloji füzelerle saldıramadığı gözlemleniyor. Bu durum “harcanan” füzelerin yerine yenisinin konulamadığı anlamına geliyor. Bunun en büyük nedeni Rusya’nın ambargo ve yaptırımlar nedeniyle yeni nesil füzelerde kullandığı mikroçiplere ulaşamaması. Rusya’nın elbette büyük bir savaş sanayisi var, ancak mikroçiplerde tamamen dışa bağımlı… Rus ordusu, bu zaafın sonuçlarını görüyor.
Son haftalarda Rus saldırıları daha çok İran’dan alınan İHA’larla gerçekleşiyor. Dünyanın ikinci en büyük silah üreticisi ve satıcısı olmakla övünen Rusya’nın İran’dan aldığı İHA’lara mecbur kalması aslında başka bir fecaat… İran silahlarıyla destan (!) yazan bir Rus ordusu… “Karizma” daha fazla nasıl çizilebilir…
Doğalgaz tehdidi de tutmadı, sırada nükleer var
Rus komuta kademesinde de ciddi sıkıntılar var. Rusya’da fikir özgürlüğü, basın hürriyeti veya demokrasi hiçbir şekilde olmadığı için aralarında yaşadıkları tartışmalara tanık olamıyoruz. Ancak Kadirov’un işgal başında yaptığı “Sadece Ukrayna’yı değil Polonya’yı da alacağız!” gibi açıklamalarını artık bir kenara bıraktığı, hatta geri çekilen Rus komutanları “hainlik”le suçladığı düşünülürse, durumun Rus komuta kademesi için hiç de iç açıcı olmadığı görülebilir.
Son olarak, Rusya’nın elindeki doğalgaz kozu da patladı… “Avrupa kışın donacak. Almanya doğalgaz olmadan ne yapacak, sanayisi duracak,” gibi söylemlerle heyecanla bekleyen Rus propagandistler için durum hiç iyi değil.
Avrupa doğal krizini çözmüş gözüküyor. Tabii bu konuda ancak Aralık/Ocak aylarında kesin bir şey söylenebilir. Ancak “Doğalgaz yüzünden Avrupa dize gelecek” söylemlerinin ne kadar yanlış çıktığı Rusya’nın bu sefer de Avrupa’yı nükleerle tehdit etmeye başlamasıyla anlaşılabilir. Dün doğalgazla tehdit ediyorlardı, bugün nükleerle…