Dün CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır önemli bir paylaşım yaptı. Aynen aktarıyoruz:
“Akkuyu Nükleer A.Ş. CEO’su ve Yönetim Kurulu Başkanı Anastasia Zoteeva: ‘Biz, kendi topraklarımızda değil, kendimiz için inşa ediyoruz.
Bu nükleer santral Rusya’ya aittir. Bu, başka bir ülkenin topraklarında bulunan kendi santralimizdir.’
Bu açıklama malumun ilanıdır! Bu anlaşmaya imza atanlara soruyorum, siz bu durumdan utanmıyor musunuz? Buna imkan verenler yerli ve milli olmaktan bahsedemezler!”
Bu gerçeği aslında tüm Türkiye biliyor. Akkuyu’da şu anda özel bir rejim, özel bir idare ve özel bir koloni var.
AKP lideri Tayyip Erdoğan ile Putin arasında özel bir ilişki var. Bu ilişki öyle bir ilişki ki; damat Ukrayna’ya silah satabiliyor, bu silahlarla Rus askerleri öldürülebiliyor, Rus uçakları damat için motor üreten Ukrayna’daki fabrikaları bombalayabiliyor; ancak Tayyip ve Putin’in özel dostlukları, “face to face” diplomasileri, pazarlıkları, anlaşmaları hiç bitmiyor.
Rusya Türk uçaklarını düşürebilir, Türk subaylarını katledebilir, “yanlışlıkla” Türk karakolunu havaya uçurabilir; yine de bir türlü bitmiyor sohbetleri. Masa altı, kapı arkası, arka kapı veya her ne ise “diplomasileri” hep işliyor.
Şu anda Akkuyu’da yaşananlar herhangi bir sömürge ülkesinde yaşananlarla birebir aynıdır. Burada kaç Rus vatandaşı var, kaç Rus mühendisi var, kaç Rus işçisi var, kaç Rus istihbaratçısı, kaç Rus subayı var? Kimse biliyor mu?
Tayyip Erdoğan’ın bile içeriye izin almadan giremediği bir inşaat kampüsünden bahsediyoruz. Kendi yandaş müteahhitleri tekmeyi yedi, güvenliklerden dayak yiyerek atıldılar; adam buna bile müdahale edemedi. “Bir konuşayım Putin ile bari” falan diye geçiştirdi; her şeye muktedir (!) dünya lideri.
Binlerce Türk işçi kapı önüne konduğunda kimse bir şey diyemiyor. Kaç işçi öldü, kaç işçi sakat kaldı belli değil. Gülnar, Erdemli, Silifke’de binlerce ev ile kira sözleşmesi yapılmış. İki üç ay kirası ödeniyor sonra ödeme yok. Binlerce dava var. Taraf Rus şirketi bile değil. “Adi ortaklık” kurmuşlar! Bakkal dükkanı gibi; ortada kurumsal tüzel kişilik yok dava açabilecek. Bacağın koptu veya akraban şantiyede öldü. Tazminat için dava açacağın taraf bir “adi ortaklık”!
Bir liman inşa edilmiş. Önce santral için denmiş. Sonra genişletilmiş; kocaman bir üs olmuş. Ticaret ve lojistik merkezi haline getirilmiş. Gelen geminin giden geminin hesabı yok. Sivil kılıklı askeri gemiler Larnaka-Akkuyu-Kırım arasında cayır cayır geziyor. Doğu Akdeniz’de Larnaka’dan büyük üs kapmış Rus emperyalizmi. 50 yıl, 100 yıl, bilmem kaç yıllık teminatlar!
Santralin CEO’su az söylemiş. Rusya dışında ilk mülkümüz, santral Rusya’nın lafı abartma değil, tersine durumu küçültmüş. Akkuyu şu anda Rusya’nın, Putin’in şahsi kolonisi haline gelmiş. Vatan toprağını satmışlar demiyorum, teslim etmişler.
Kendine bir gram milliyetçi, solcu veya vatansever diyen kişi; şu soruları sormuyorsa ikiyüzlüdür, yalancıdır:
- İncirlik ABD üssü kapatılsın. Tamam. Peki, Akkuyu ne? Vatan toprağının kolonileştirilmesine karşı çıkmayacak mıyız?
- İşçi cinayetlerine karşıyız tamam. Peki Ruslar öldürünce işçi işçi olmuyor mu?
- Yabancılara toprak satışına, ülkenin “göçmen” adı altında istila edilmesine karşıyız tamam. 10 binlerce Rus Akkuyu’ya çökünce ne oluyor? Orası vatan toprağı değil mi?
- ABD emperyalizmine karşıyız tamam. Ülkesinin kocaman bir parçasına doğrudan rakip emperyaliste koloni yapsın diye verince, “yerli ve milli” mi oluyorsun?
- Çevrecisin, sendikal hakları savunursun, betonlaşmaya karşısın. En renkli, en solcu muhalifsin. Neden Akkuyu’da susuyorsun?
- Müslümansın, Osmanlıcısın, milliyetçisin veya başka bir şey. Esad’dan ne farkınız var? Rusya’ya vatan toprağını koloni olarak vermenin neresi milliyetçilik veya Müslümanlık?
Biz bu soruları soracağız. Nazım Hikmet gibi “vatan hainliğine” devam edeceğiz.
“Ben bu vatanı pazarlamakla mükellefim” diyen şahıs! Sen kimin vatanını kime satıyorsun, bunun hesabı sorulmaz mı sanıyorsunuz?
Yok, 50 yıllığına vermiş, 100 yıllığına kiralamış! Görürüz bakalım. Rus ayısı ayağını denk al! Burayı Suriye sanma!