Bugün, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı giriştiği işgalin birinci yıldönümü. Bir yıl önce Putin, büyük bir şaşaa içinde askerlerini Ukrayna’ya soktu. Dünya çapında genel kanı, Rusya’nın işgal girişimini kısa süre içinde bitirmesi ve Ukrayna’da yönetimin değişmesiydi.
Putin, Rus ordusunu Ukrayna’ya sokarken, Ukrayna’nın NATO’ya üye olma çabasını gerekçe olarak sunmuştu. Elbette ki bir ülkenin NATO’ya üye olmak istemesi, o ülkeyi işgal etmek için bir gerekçe olamaz. Ama Putin gibi emperyalist bir diktatör için bu gerçeğin, uluslararası hukukun, Ukrayna’nın ayrı bir devlet olarak bağımsız, özgür iradesini kullanmasının hiçbir önemi yoktu.
Hatta Putin, Ukrayna’yı Rusya’dan ayrı, bağımsız bir devlet olarak bile görmüyordu. Putin’e göre Ukrayna yapay bir devletti ve artık ait olduğu Rusya’ya tekrar bağlanmasının zamanı gelmişti. İşgalin gerçek nedeni buydu aslında.
Ancak Putin’in de Rusçuların da Putin ve Rusya’yı destekleyenlerin de hesaba katmadığı bir şey vardı: Ukrayna halkı ve lideri Zelenskiy!
Ne diyorlardı; satranç ustası eski KGB ajanı Putin’in karşısında komedyen Zelenskiy’nin ne şansı olabilirdi?
Ama işte 1 yılın sonunda şu açığa çıkmıştır ki, Rusçuların komedyen diye dalga geçtiği Zelenskiy, daha Kiev bombalanırken sokağa çıkıp video çektiği gün aslında kazanmıştı savaşı. Ukrayna halkı, kadınıyla, yaşlısıyla, topyekun Rus işgaline direndi, direnmeye de devam ediyor.
Putin işgale giriştiğinde, 3 gün içinde Kiev’e girip Zelenskiy’i devireceğinden, Ukrayna’da Rusya yanlısı bir iktidar kuracağından çok emindi. Ancak Ukrayna halkının ve Zelenskiy’nin direnişi, dünyanın ikinci süper gücü denen Rusya’yı, bir yıl içinde defalarca bozguna uğrattı.
Kimileri diyebilir ki, Batı desteği olmasaydı Ukrayna dayanamazdı. Ukrayna’nın Batı ülkelerinde para ve silah aldığı doğru. Ancak o silahı kullananlar da Ukraynalılar. Silahı kullanan olmasa, dünyanın silahını Ukrayna’ya yığsan neye yarar?
İşgalin birinci yılında şu gerçek artık çok net bir şekilde ortaya çıkmıştır: Rusya ve Putin, sadece savaş alanında değil, ekonomik, siyasi, her alanda kaybetti. Rus ordusu, bir yıldır çok büyük kayıplar veriyor. Bütün silah stoklarını tüketmiş vaziyette. İran dronlarıyla saldırı gerçekleştirebilir hale gelmiş.
Rus ordusunun kayıpları o kadar arttı ki, Putin seferberlik ilan etmek zorunda kaldı. Seferberlik ilanının neticesi, Rusların akın akın ülkeden kaçmasıyla sonuçlandı.
Bir tarafta lideriyle bütünleşmiş Ukraynalıların direnişi vardı; diğer tarafta da Rusların karşı çıktığı, kaçtığı bir işgali inatla sürdüren bir diktatör.
Rusya’nın saldırganlığı, birkaç kendi gibi diktayla yönetilen ülke dışında genel bir tepkiyle karşılandı. Neredeyse tüm dünya, Rusya’ya ekonomik ve siyasi yaptırımlar uyguladı. Bunun bedelini de Rus halkı ödedi. Rusya 100 yıl sonra ilk defa temerrüde bile düştü.
Bütün bunların yanı sıra Rusya ve Putin, siyasi olarak da tecrit edildi.
İşgalin birinci yılında kimin kazanıp kimin kaybettiğini anlamak için iki ülkenin liderinin yıldönümü konuşmalarına bakmak bile yeterli. Gerçi Putin’in konuşmalarında sözleri değil genelde giydiği pahalı montlar gündem oluyor. İki gün önce yine Moskova’da stadyumda yaptığı mitingde de Putin’in sözlerinden çok giydiği mont gündeme geldi. Zaten edecek bir sözü de yok ki. “Kahraman” askerleriyle gurur duyuyormuş, falan. Savaşı kazanamayacağının farkında olacak ki, “kazanacağız” bile demedi.
Ukrayna lideri Zelenskiy ise işgalin yıl dönümü ile ilgili yaptığı konuşmada zafere olan inancını yineledi:
“Korkmadık, kırılmadık, pes etmedik. İnancımız, ruhumuz güçlendi. Büyük çaplı savaşın ilk gününden sağ çıktık. Yarın ne olacağını bilmiyorduk ancak her sabah savaşmak gerektiğini anlıyorduk.”
Ukrayna halkı, lideri Zelenskiy ile birlikte bir yıldır kendilerinden kat be kat güçlü bir orduya karşı direniyor. Rus ordusu, asker sivil demeden Ukrayna’ya füzeler yağdırıyor. Savaşın, düşmanlığın bile bir kuralı vardır, fakat Rus ordusu hiçbir kural tanımadan acımasızca saldırıyor.
Ukrayna halkı, tüm bu saldırılara bir yıldır dayanıyor ve dayanmaya da devam edecek. Ta ki Rusya son füzesini atıp son askerini cepheye sürene kadar… Rusya bu işgali daha ne kadar sürdürebilir bilinmez. Ancak 2023, Zelenskiy’nin dediği gibi Ukrayna için “zafer yılı” olabilir.
Rusya’nın ve Putin’in kaybetmesi, tüm dünyada Rusya tipi diktatör rejimlerin birbiri ardına devrileceği bir süreci de beraberinde getirecek. Bu nedenle hem Rus halkının hem de Rusya tipi diktatörlüklerle yönetilen diğer halkların kurtuluşu için:
Dayan Ukrayna, dayan Zelenskiy; ezilen halklar yanınızda!