Rusya’nın Ukrayna’yı işgali başladığından beri özellikle BirGün gazetesinin Rusya/Putin yanlısı yayınını eleştiriyoruz. Burada BirGün gazetesinin Rus işgalini haklı gösteren, Rus emperyalizminin üzerini örten yayınları üzerine birkaç yazı yazdık.
BirGün gazetesi son günlerde Ukrayna ile ilgili yayınlarında çizgi değişikliğine gitti. Artık BirGün gazetesinde de Rusya’nın Ukrayna’yı “işgal ettiğini” okuyabiliyoruz.
BirGün açısından kayda değer bir gelişme olan bu çizgi değişikliğinin bir sebebi, elbette ki Rusya’da da sol kesimin Putin’e ve işgal hareketine karşı geliştirdiği tepki. Diğer bir sebep ise Avrupa solundan da Rusya’ya tepki yükselmesiydi.
Anlaşılan BirGün gazetesi bağımsız tavır alamıyor, Avrupa solu, Rus solu ne yaparsa onu taklit ediyor.
BirGün gazetesinin Yayın Kurulu Üyesi İbrahim Varlı, bugün ” Ukrayna’yı anlama kılavuzu!” başlıklı bir yazı yazmış. Yazısında Rusya ile ilgili gerçekleri kabullenmekle birlikte yine de utangaç bir şekilde Rusya’yı savunma refleksinden de vazgeçemiyor.
Maddeler halinde yazdığı yazısında İbrahim Varlı en nihayetinde Rusya’nın Ukrayna’da işgalci olduğunu kabul ediyor. “Kara birliklerinin bir ülkeye girmesinin adı işgaldir” diye yazmış.
İyi de o kara birlikleri bugün sabaha karşı mı girdi Ukrayna’ya?
O birlikler 12 gündür Ukrayna’yı işgal ediyor ve sen bunu 12 gün sonra mı dile getiriyorsun?
İbrahim Varlı’nın geç de olsa kabul ettiği bir diğer şey ise Ukrayna diye bir ulusun varlığı. Putin’in işgali meşru gören tezlerinden sıyrılıp Leninist ulusların kendi kaderini tayin hakkını 12 gün sonra hatırlayan İbrahim Varlı’yı tebrik ediyorum.
Rusya’nın işgal için en önemli gerekçelerinden biri olan Ukrayna’da Nazilerin yönetimde olduğu iddiası da İbrahim Varlı’ya göre işgali gizlemek için kullanılan bir kamuflaj.
Sonunda İbrahim Varlı da anladı ki, Ukrayna neo-Naziler tarafından yönetilmiyormuş ve Zelenskiy de faşist değilmiş.
Şimdiye kadar neden tam tersi propaganda yaptılar peki?
Gelelim İbrahim Varlı’nın bunca doğrusuna karşı yaptığı tek ve büyük falsoya. Yazıda “Rusya emperyalist mi?” sorusu soruluyor. İşte tam da burada İbrahim Varlı’nın utangaçça hâlâ Rusya’yı ve Putin’i savunmaya çalıştığını görebiliyoruz.
İbrahim Varlı’ya göre Rusya emperyalist olamazmış, çünkü Rusya sermaye ihraç etmiyormuş. Burada İbrahim Varlı’nın yeniden Leninizmi hatırladığını görüyoruz. Çünkü Lenin’in emperyalizm teorisine göre Putin Rusya’sı, tam da İbrahim Varlı’nın öne sürdüğü gerekçeyle, emperyalist devlet olarak görülemez.
İbrahim Varlı, Putin’i aklamak için Putin’in eleştirdiği ve ihanetle suçladığı Lenin’in emperyalizm teorisini öne sürüyor. Vallahi bravo!
Peki, Rusya Ukrayna’yı işgal edince ne yapacak? Oranın doğal kaynaklarını sömürüp kendi birikimine katmayacak mı? Böyle yapınca da emperyalist olmayacak öyle mi?
Dünya değişecek, her şey değişecek, kapitalizm değişecek ama emperyalizm değişmeyecek, Lenin zamanında kalacak. Niye? Çünkü emperyalizm değişirse İbrahim Varlı, Putin’i savunamaz!
Soralım o zaman İbrahim Varlı’ya, Rusya emperyalist değilse ne?
Devrimci bir devlet mi?
Demokrat mı?
Gerici mi?
Diktatörlük mü?
Neye göre tanımlayacağız Rusya’yı?
Türkiye de emperyalist değil ama Türkiye’de gerici bir iktidar var ve BirGün çevresi gericiliğe karşı mücadele ediyor. Rusya’da mücadele edeceği hiçbir şey yok mu?
BirGün’de istisnasız her ay bir Orban yazısı çıkıyor, Orban’ın diktatörlüğü yazılıp çiziliyor. Bu Orban’ın en büyük destekçisi Putin değil mi? Putin’i eleştirmeden Orban’ı eleştirebilir misin?
ABD emperyalist, ABD kötü tamam. Rusya emperyalist değil de iyi mi?
Almanya’yı geriden gelen bir emperyalist devlet olarak iyi mi göreceğiz?
İbrahim Varlı’ya göre Rusya “yayılmacı, nüfuz peşinde koşan, hegemonik bir güç, ancak emperyalist denilemez”miş. Ne diyeceğiz peki, Mahmut mu diyeceğiz? Emperyalizmin tanımı bu değilse nedir? Üstelik Rusya, İbrahim Varlı’nın yazdığının aksine, sermaye de ihraç eden bir ülke. Böyle bir devirde bu büyüklükteki bir gücün dünya düzeninde sermaye ihraç etmeden varlığını sürdürdüğü nasıl iddia edilebilir?
Tam da hissetmiş gibi Evrensel gazetesinde Mustafa Yalçıner bugünkü yazısında Rusya’nın sermaye ihraç eden emperyalist bir ülke olduğunu yazmış: “Dünyada herhalde tekellerin egemen olmadığı bir ülke kalmamışken Rusya’nın mali sermaye egemenliğinde olmayışı ancak gülünç bir iddia olabilirken tez olarak ileri sürülebiliyor.”
İbrahim Varlı’ya tavsiyem, Rusya’yı, Putin’i savunacaksa savunsun, ama bunu utangaçça değil, cesurca, açık açık yapsın. Bir taraftan emperyalist Rusya’yı savunayım diğer taraftan da solculuğuma zeval gelmesin dersen o olmaz işte. Ya antiemperyalist olacaksın ve adı ne olursa olsun emperyalizme karşı duracaksın ya da antiemperyalistim diye geçinmeyeceksin. Emperyalist bir işgalin yaşandığı şu günlerde özellikle net duruş gerekir.