Volga kıyısındaki Saratov’un bölge valisi Roman Busargin, pazartesi sabahı Telegram üzerinden halkın yüreğine su serpen bir açıklamada bulundu:
“Sevgili kent sakinlerimiz. Sosyal medyada Engels Hava Üssü’nde sabah saatlerinde şiddetli bir patlama olduğuna dair bilgiler yayılıyor. Kentin herhangi bir noktasında acil bir durum olmadığına sizi temin ederim. Hiçbir sivil yapı zarar görmedi. Askeri tesisteki olay, kolluk kuvvetleri tarafından inceleniyor.”
Saratov, Sovyetlerden beri Rus askerî sanayiinin kalelerinden biri. Stalingrad kuşatmasında Urallar ile bağlantıyı sağlayan önemli bir lojistik ve harekât üssüydü. Yani Rusya’nın bu kadar içerisinde olması, Saratov’u jeostratejik bir dayanak noktası haline getiriyor.

Ne var ki Kiev’e kuş uçuşu 1100 kilometre mesafede olmak, buradaki Engels hava üssünü dünkü dron saldırısından koruyamadı. Aynı gün, Kiev’e 770 km mesafedeki Ryazan’da bir başka hava üssüne yine dron saldırısı gerçekleştirildi. Ryazan’ın Moskova’ya mesafesi ise 200 km. Burası Kremlin’in burnunun ucu sayılır.
Her iki üssün de Rus askeri havacılığı açısından önemi biliniyor. Dahası Ryazan’daki üs, iki aydır Ukrayna şehirlerine yapılan füze saldırılarının ana sıklet noktalarından biri. Seyir füzelerine sivil hedeflerin koordinatları yükleniyor ve buradan kalkan stratejik bombardıman uçakları bu füzeleri taşıyıp hedefe yolluyor. Ryazan’daki saldırıda bu uçaklardan en az birinin zarar gördüğü bildiriliyor.
Salıya bağlanan gece ise Ukrayna’nın sınır komşuluğundaki Kursk’ta yine bir askeri hava üssüne dronla saldırı yapıldığı haberi ajanslara düştü.
İki ay önce Rus emperyalizminin ve ırkçı yayılmacılığının Kırım’daki simgesi Kerç Köprüsü patlatıldığı anda Kremlin, Ukrayna ordusu ile savaşmaktan tamamen vazgeçti. Rus ordusu, yine en iyi bildiği işi yapmaya, alçakça sivil katliamı yapmaya yoğunlaştı.
O gün bugündür Ukrayna’ya atılan binlerce seyir füzesi içinde askeri hedeflere yönelmiş olanı herhalde bir elin parmağını geçmez. Oysa Saratov, Ryazan ve Kursk saldırılarında görüldüğü gibi Ukrayna, resmen sahiplenmediği sınır ötesi harekâtta dahi sivil hedeflerden kaçınıyor ve halkına yapılan saldırıyı tam kaynağında yok etmeye girişiyor.
Batı başkentlerindeki çok güçlü motivasyonun altında işte bu temel fark var. Yani Rusya’nın “terör devleti” olduğu yönündeki kararlar bir günde alınmadı.
İşin komiği; Rusya’nın en derinindeki askeri üsler vurulurken Putin, yeni onarılan Kerç köprüsünde araba kullanarak güya meydan okuyordu.Türk yurdu Kırım’ın ilhakını simgeleyen Kerç köprüsü, Putin’e doğum günü hediyesi (!) olarak vurulduğunda hiçbir sivil zarar görmemişti. Ukrayna, Silahlı Kuvvetler Gününe denk getirdiği bu saldırılarda de sivil zayiata sebep olmadı.
İşte Saratov Valisi Busargin’in halka verdiği “sivil altyapı zarar görmedi” müjdesi, bu yüzden ilginç bir gerçeğe işaret ediyor. Ukrayna, Rus devletine ve Rus ordusuna, bu namussuzluğun bedelini çok ağır ödetecek ama bunu yaparken aynı namussuzluğa teslim olmayacak. Rus valiler, hiçbir sivil altyapının zarar görmeyeceğini şimdiden ilan edebilir. Karşılarında kendileri gibi terörist bir devlet yok.
Bir başka deyişle, 24 Şubat’tan beri Ukrayna’da yaşananlara “savaş” deniyorsa ve ücretli/gönüllü Rusçular bile savaşta Ukrayna’yı (veya destek olan NATO’yu) sorumlu gösteriyorsa bunun sebebi Ukrayna’nın savaşması. Rusya’nın soykırımlarına ve hukuksuz ilhakına hem yurt içinde hem de Rusya’nın içlerine kadar savaşarak direnmesi…