Rusya’nın haritası ve Rusçuların haritası
Rusya’nın Ukrayna işgalinin ilk ayı sona erdiğinde Rusya Genelkurmay Başkanlığı bir harita paylaştı. Bu harita ne kadar “gerçek”tir bilinmez ama gösterdiği en önemli “gerçek” Türkiye’deki Rusçuların Rusya’dan bile daha Rusçu olduğuydu…
Savaş dönemlerinde tarafların yayınladığı haritalara elbette “şüpheci” yaklaşmak gerekir. Açıklanan ölü-yaralı sayılarına da… Rusya kendi kazanımlarını daha fazla gösterecektir, Ukrayna ise Rus ordusuna verdiği zararı abartabilir. Savaş aynı zamanda bir propaganda savaşıdır elbette…
Savaşın haberini yapan ya da yorumlayan için doğru olan, iki tarafın açıklamalarını da incelemek, bağımsız kaynakların açıklamalarıyla karşılaştırmak ve bir mantık süzgecinden geçirerek bir sonuca varmak olmalıdır. Örneğin, Rusya düşürdüğü bir Ukrayna uçağının videosunu yayınlıyor. Bu, Rusya’nın hava hakimiyetini tam anlamıyla sağlayamadığı anlamına gelir. Halbuki TV’lerde şöyle bir yorum duyabiliyoruz: “Rusya, Ukrayna’nın tüm hava alanlarını bombaladı, Ukrayna uçak bile kaldıramıyor.” Halbuki, Rusya’nın bile böyle bir iddiası yok. Yok ki, düşürdükleri Ukrayna uçağının videosunu “propaganda” amacıyla yayınlayabiliyorlar.
Peki, Rusya’nın bile propagandasının ötesinde Rus taraftarlığı neden yapılır?
Rusya’nın yayınladığı haritaya geri dönelim…
Harita 25 Mart tarihinde yayınlandı. Doğruluğu üzerinde durmayacağım, çünkü bu yazının konusu işgalin gidişatını tartışmak değil. Ancak Türkiye’de yayınlanan iki harita ile karşılaştırmak istiyorum.
Aydınlık ve CNN Türk’te yayınlanan haritalarda… Özellikle Ukrayna’nın kuzeydoğusunda ve Harkiv civarında Rus işgalinin “abartıldığı” görülüyor…
Türkiye’de yayın yapan bir basın-yayın kuruluşu niye Rus ilerlemesini Ruslardan bile daha fazla abartır?
Türk TV’lerinde konuşan Rusya’nın “öncü” birlikleri
ABD, 2003’te Irak’ı işgal ettiğinde “Irak’a giren ilk Amerikan birliği” manşetiyle çıkmış ve Türkiye’deki Amerikancı yazarları Irak işgalini nasıl desteklediklerini yazmıştık.
Benzer bir durum 2022’de Rusya’nın Ukrayna işgalinde de yaşanıyor. İşgali savunan, meşrulaştıran bir gazeteci/ yorumcu tayfayla karşı karşıyayız. Kimler yok ki… Rus devlet kanalı Sputnik’in Türkiye “seksiyonu”ndan Ceyda Karan…
Orta Asya’daki Rus yanlısı diktatörleri bile “özgürlükçü” diye savunma bağnazlığındaki Avrasyacı Banu Avar… Son dönem Putin güzellemeleri AKP yandaşlığını bile aşan Hulki Cevizoğlu… Ve bilumum emekli paşa…
Bu isimlerden birini ayrıntılı inceleyelim: İsmail Hakkı Pekin. Emekli Korgeneral… Bir dönem Perinçek’in Vatan Partisi’nde genel başkan yardımcılığı da yapmışı. Avrasyacı olduğu için mi Perinçek’in yanına gitmişti yoksa Perinçek’in yanına gittikten sonra mı Avrasyacı olmuştu, bilemiyorum. Rusya’nın işgali başladığından beri kanal kanal gezerek Rusya ve Rus Ordusu “güzellemeleri” yapıyor. Yabancı bir ordunun, hele hele Rusya gibi daha iki sene önce 34 askerimizi şehit etmiş bir ordunun güzellemesini TSK’dan emekli bir korgeneral nasıl yapabilir, bu zaten başlı başına “etik” bir mesele… Zaten İsmail Hakkı Pekin, TV kanallarındaki son bir aylık performansıyla ismini İsmail Hakkı “Kremlin” olarak değiştirse yeridir…
Tarih: 26 Ocak 2022… İşgalden tam bir ay öncesi… Tüm dünya Rusya’nın Ukrayna sınırındaki yığınaklarını tartışıyor. Şöyle demiş İsmail Hakkı Pekin:
“Ukrayna’da sıcak çatışma beklemiyorum. Putin’in işgal için özellikle hazırlık yaptığını zannetmiyorum.”
Birkaç gün sonra ise, 30 Ocak’ta, Rusya’nın Ukrayna’ya gireceği yorumlarına şöyle karşı çıkmış:
“Psikolojik harp yürütülüyor. Rusya’nın bir an evvel Ukrayna’ya girmesini ve hata yapmasını istiyorlar. Rusya uluslararası hukuk açısından suçlu duruma düşmek istemiyor. Savaş olasılığı yüzde 10’u geçmez. Rusya’nın saldıracağını sanmıyorum. Zaten Rus birliklerinin düzeni de şu anda savaş düzeni değil. Rusya taarruz niyetinde değil.”
İşgale doğru, 16 Şubat’ta ise şöyle yorum yapmış:
“Bu iş yüzde doksan oranında bitmiştir. Rusya süreci kazandı.”
İsmail Hakkı Pekin, “Rusya Ukrayna’ya saldıracak diye Amerikancı bir psikolojik harekât düzenleniyor.” demiş ve birkaç gün sonra işgal başlamış.
Demek ki bir psikolojik harekât gerçekten varmış ama tam tersi yönde. “Rusya Ukrayna’ya saldırmayacak” diye diye Rusya’nın saldırı hazırlıkları gizlenmek istenmiş. Nitekim Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova da tam işgalden bir hafta önce, 16 Şubat’ta şöyle demişti:
“Bloomberg, New York Times ve The Sun gibi İngiliz ve Amerikan dezenformasyon yayıcısı medyadan bir ricam var: Lütfen gerçekleştireceğimiz işgallerin listesini bir sene önceden yayınlayın, zira tatil zamanlarımı buna göre planlamak istiyorum.”
Zaharova’nın bu açıklamasını İsmail Hakkı Pekin’in “işgale gerek kalmadı” dediği gün, 16 Şubat’ta yaptığına dikkat…
Peki işgal başladıktan sonra?
“Savaş olasılığı %10’u geçmez” diyen kendisi değilmiş gibi, İsmail Hakkı Pekin bu sefer de Rus işgalinin ne kadar “başarılı” olduğunu anlatmaya koyulmuş. Çeşitli konuşmalarından derlediklerimiz:
“Bir veya iki günde Donbas bölgesi ve Ukrayna’nın güneyi Odesa dahil ele geçirilebilir. Rusya istediğini elde etti. Ukrayna kendini savunacak durumda değil. Batının yaptığı ve yapabilecek bir şey yok. Daha ileriye gitmesine gerek yok. Zelenski’nin günleri sayılı. İktidar değişecek. Seçimlere kadar Rusya’nın istediği bir iktidar gelecek. Rusya’yla işbirliği yapacak bir grup çıkacaktır. Zaten böyle bir grup hazırdır.”
Ne dersiniz? Bu bir yorum mu? Yoksa bir niyet beyanı mı? Ya da Ukrayna’ya tehdit mi? Çünkü bir aydan uzun bir süre geçti, bırakın Odesa dahil bütün Karadeniz sahilini ele geçirmeyi, Rusya daha Mariupol’u düşüremedi. Çıkarma gemileri ise Odesa sahiline yanaşamadı bile. Hatta Rusya’nın üç büyük çıkarma gemisinden biri limandayken Ukrayna saldırısıyla batırıldı…
“Ukrayna kendini savunacak durumda değil.” demiş, direniş hâlâ sürüyor. Yazımızı kaleme aldığımız günlerde Rus birlikleri Kiev civarından geri çekilmeye başladı bile… Öldürülen Rus askerlerinin, patlatılan Rus tanklarının ve düşürülen Rus uçaklarının video ve fotoğrafları sosyal medyada her gün paylaşılıyor…
“Günleri sayılı” dediği Zelenski ise, tüm dünyanın saygı duyduğu ve halkının %90’ları aşan desteğini alan bir lidere dönüşmüş…
“Rusya’yla işbirliği yapacak grup” ise ortada yok. Elbette Rusya böyle bir grubu işgal öncesi hazırlamıştır, ancak işler öyle kontrolden çıkmış durumda ki, hiçbir Rus yanlısı Ukraynalı lider kendini gösterip de Zelenski’yi eleştirip Rusçuluk yapamıyor.
Demek ki, yapılan bir yorum değil, bir “ültimatom”muş. Her daim mazlumların yanında yer alan Türk kamuoyunu manipüle etme amaçlıymış.
Daha fazla örnek vererek uzatmayacağım. Ancak şunu vurgulamak zorundayım: İsmail Hakkı Pekin, “Rusya sivillere zarar vermek istemiyor” da demişti, bombardımanla yerle bir edilen şehirler ortada, takdiri okurlara bırakıyorum…
Aydınlık: Rus fonlarının taşeronu
Peki bir gazeteci/yorumcu/ emekli paşa, neden Rusya’yı böyle cansiperane savunur? Keskin anti-Amerikancılık ya da NATO karşıtlığından mı? Böyle değerlendirmek fazlasıyla “masum” olacaktır.
Nasıl ABD tarafından fonlanan gazeteciler varsa, nasıl AB fonlarıyla beslenenler varsa, elbette Rus fonlarından nemalanan yorumcular da var. Bizzat Rusya’nın sahibi olduğu Sputnik’te çalışanları saymıyorum bile…
Digital Forensic Research Lab (Dijital Adli Araştırma Laboratuvarı) isimli bir kuruluş Kırım’ın işgalinden beri Rusya tarafından fonlanan internet sitelerini ve basın yayın kuruluşlarını ortaya çıkarmaya çalışıyor. Bunlardan biri Rusya’ya yönelik yaptırımlardan payını da alan Katehon isimli düşünce kuruluşu. Finansmanı Rus oligark Konstantin Malofeev tarafından sağlanıyor. Malofeev aşırı sağcı ve Ortodoks gericisi bir hareketin de lideri. Aynı zamanda Rusya çapında yayın yapan Çargrad TV’nin sahibi. (Burada bir parantez açalım, Çarlık Rusyası, İstanbul’a “Çargrad” (Çarın şehri) derdi. Bu isim, Rus yayılmacılığının İstanbul’u da ele geçirme amacını yansıtır.)
Çargrad TV’nin genel yayın yönetmenliğini bir dönem Aleksandr Dugin yürütüyordu. Dugin, bilindiği gibi Avrasyacılığın önde gelen teorisyeni. Aydınlıkçılar tarafından sık sık Türkiye’ye çağırılır, konferanslar verir. Katehon’un Türkiye’de desteklediği internet sitelerinden biri “Uwidata”: United World International (Birleşik Dünya Enternasyonali). Artık faal olmayan bu site Rusya’ya yönelik yaptırımlarda da listelenen kuruluşlardan biri. Peki bu sitenin Türkiye’deki sahibi kim dersiniz? Görev Vakfı… Yani Aydınlıkçıların holdingi…
Buyurun size faşist Rus oligarkı ile kurulan “fon” bağı… İsmail Hakkı Pekin’in de Uwidata’nın Türk yazarlarından olduğunu hatırlatalım. Diğer isimler yine Ukrayna işgali başladığından beri kanal kanal gezenler: Cem Gürdeniz, Deniz Berktay, Yusuf Alabarda… Tabii Doğu Perinçek’in oğlu Mehmet Perinçek de listede yer alıyor.
Basit bir açık kaynak araştırmasıyla görülebilen bir “Rus fonu” bu. (Daha ayrıntılı bir haber vaziyet.com.tr haber sitesinde bulunabilir.) “Gizlice” fonlananları elbette bilemeyiz ama TV’lerde Ruslardan bile Rusçuluk yaparak kendilerini deşifre ediyorlar.
Emin olun, Ukrayna’nın iki günde düşeceğini savunanlar, bir ateşkes durumunda Rusya askerlerini geri çekse bile Putin’in aslında ne kadar “başarılı” olduğunun propagandasını da yapacaktır. Çünkü “fon”lar öyle
buyuruyor…