Ukrayna’nın doğusunda Rusya tarafından işgal edilen Zaporijya, Herson, Donetsk ve Luhansk’ta yapılan sözde referandum sonuçlarına göre halkın neredeyse %90’ı Rusya’ya katılma yönünde oy kullandı. Dünyada hiçbir ülke tarafından tanınmayan bu sahte referandumun sonuçları tüm üçüncü dünya ülkelerinde açıklanan seçim sonuçlarına oransal olarak çok benziyor. Diktatörler enternasyonalinin yazılı olmayan anayasasına göre herhangi bir seçim sonucunu en az %90 olarak açıklamak bir zorunluluk sanırım. İnsanın aklına bizdeki 12 Eylül anayasası için yapılan oylamanın sonuçları gelmiyor değil. Kafa aynı kafa!
Böylece Rusya Ukrayna’nın doğu bölgesini tamamen işgal edecek sahte bir gerekçe yaratmış oluyor. Oysa çok değil daha 22 Şubat’ta Ruslar Ukrayna’yı işgal etmek gibi bir amaçlarının olmadığını, Ukrayna’nın NATO tarafından kışkırtıldığını, bunun bir müdahale gerekçesi yarattığını ve Ukrayna-Rusya arasında yapılmış Minsk Anlaşması’nın uygulanması gerektiğini söylüyorlardı.
Bunların hepsinin Putin’in çekmecesinde önceden beri var olan bir işgal planını gizlemek için üretilmiş yalanlar olduğu artık tartışılmayacak derecede açık. Rusya, Doğu Ukrayna işgalini meşrulaştırmaya çalışıyor.
“Kışkırtılmak” gibi içeriği tartışmalı bir kavramı Rusya’nın haklılığı ispatlamak için öne sürenlere şunu sormak gerekir: Doğu Ukrayna’nın işgali ve Rusya’ya bağlanması, Ukrayna’yı ve NATO’yu kışkırtmaz mı? Kışkırtıldığı için Rusya’ya destek olanlar bundan sonra kışkırtıldığı için Batı bloğunu haklı görecekler mi?
Tüm bu tartışmaların dışında “referandum sandığının” Türkiye açısından başka bir anlamı daha var. Emperyalizme ve batının ikiyüzlülüğüne karşı olmak adına referandum sonuçlarını alkışlayanlar yarın Türkiye’nin de önüne konulabilecek bir Kürdistan referandumunun da yolunu açmış oluyor.
Eğer bir ülke içinde yaşayan bir topluluk referanduma gitme kararını kendisi alabiliyorsa ve bu durum uluslararası hukuk tarafından da kabulleniliyorsa, Zaporijya, Herson, Donetsk ve Luhansk referandumlarının gelecekte Türkiye’nin de gözüne sokulması kaçınılmaz.
Rusya’nın tüm dünyaya dayattığı işgal hukukuna itiraz edilmezse bunun Türkiye’yi de yakından ilgilendiren sonuçları olacak.
Kürtçülüğe yakın bir kısım sosyalistin bunu görerek referandumu desteklemesi anlaşılabilir. Onlar bu uyduruk referandumu Kürdistan’ın da yolunu açacak bir yatırım olarak görüyor ve bunun için destekliyor. Peki ya kendisine milliyetçi, Türkçü diyerek Rusya’yı savunanlar? Rusya’yla empati yapacağız diyerek Rusya’yı savunanların varacağı son nokta ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin askeri olmak olacak. Referandum sandığı bunu gösteren çok güzel bir turnusol görevi görüyor.