Uzun zamandır konuşulan ve sosyal medya kullanımı ile ilgili geniş düzenlemeler amaçlayan 40 maddelik “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, AK Parti ve MHP milletvekillerinin ortak imzasıyla Meclis’e sunuldu.
İktidar bloğunun yasa teklifini hazırlarken sunduğu temel söylem “Türkiye’nin dezenformasyonun en yoğun yapıldığı ülke olması ancak buna karşı yasal bir tedbirin olmaması”. 20 senedir iktidarda olan, merkez medyayı tasfiye etmiş, bütün ana akım medya gruplarını iktidara bağlı iş adamlarına üleştirmiş bir iktidarın dezenformasyondan şikayetçi olması zaten durumun trajikomik niteliğini ortaya koyuyor.
Adına “basın kanunu” denilerek yazılı ve görsel medyayı hedefliyor gibi görünse de asıl amacın sosyal medya kullanımıyla ilgili olduğu yapılan tartışmaların içeriğiyle ortaya çıkıyor. Her ne kadar Cumhurbaşkanına hakaret maddesi sosyal medya kullanıcıları üzerinde bir kılıç gibi sallansa ve yüz binlerce insan bu durumdan ötürü yargılansa da, “suç” tanımlamasının genişletilmesi iktidar açısından bir zorunluluk.
Yeni yasayla birlikte “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” gibi ucu belirsiz bir suç tanımı getiriliyor. Buna göre “Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle; ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılıyor.”
Böylelikle “korku ve panik” gibi belirsiz kavramlar üzerinden yeni bir suç tanımlaması yapılıyor. Muhalefet ve iktidarın çok farklı “korku ve panik” gerekçeleri olduğu düşünüldüğünde yasanın hangi amaca hizmet edebileceği çok açık.
“Sosyal medya” kanunun işletilmesinde kilit rolü oynayacak. Örneğin alternatif bir enflasyon hesabının yapılması ve bunun açıklanması bile “yanıltıcı bilgi” kapsamına sokulup dava konusu edilebilir.
Gerçek olduğu ortada olan bir videonun yayınlanması ise “korku ve panik yaratması” gerekçesiyle suç konusu edilebilir. “İç ve dış güvenlik” gibi iktidarın çok sevdiği ve suistimal ettiği kavramlar, yasanın kullanımı için sonsuz bir hareket alanı tanıyor.
Asıl amacın “dezenformasyon” olmadığını, iktidarın sürekli şikayet ettiği dezenformasyonun asıl kaynağının yine iktidar olduğunu, bu kirliliğin devamı için de yüz binlerce trole istihdam yaratıldığını biliyoruz. Bu yasanın asıl amacı da AKP’nin memurları için sosyal medyayı dikensiz bir gül bahçesi haline getirmek. Yasanın yaklaşan seçim öncesi Meclis’e sunulması, seçim sürecinin nasıl geçeceğini gösteren önemli bir işaret.