Erdoğan’ın, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev‘in özel davetlisi olarak katıldığı ŞİÖ zirvesi dün başladı. Erdoğan’ın zirveye katılan liderlerle ikili görüşmelerde de bulunduğu toplantı ile ilgili dün servis edilen bir fotoğrafın üzerinde önemle durulması gerekiyor.
Erdoğan’ın baş köşede bir tekli koltukta görüldüğü fotoğrafta Putin, Reisi, Aliyev, Lukaşenko, Tokayev gibi liderler göze çarpıyor.
Sadece Süleyman Soylu’nun twitini buraya alalım, gerisini siz düşünün: “Dünya lideri. Allah nazardan korusun.” Yandaş basında ve sosyal medyadaki paralı AKP ordusunda da tonla benzer yorum vardı elbet.
Bu fotoğraf elbette ki böyle bir mesaj veriyor. Erdoğan tekli koltukta, ortama hakim bir pozisyonda görülüyor. Putin, Lukaşenko, Reisi kanepede ve biraz daha alçak bir pozisyonda Erdoğan’ın dinliyorlar. Diğer liderlerin de gözü Erdoğan’da, ilgiyle dinliyorlar.
Erdoğan’ı pek çok noktadan eleştirebiliriz ama bir konuda hakkını yemeyelim, algı işini çok iyi biliyor. ŞİÖ zirvesine dış kapının mandalı olarak davet edilen Erdoğan, Semerkant’ta istediği kareyi çektirmiş oldu.
Fotoğrafa dikkatli bakacak olursak, Reisi’nin fotoğraf çekildiği sırada Erdoğan’a bakmadığını, başını öne eğdiğini görüyoruz. Eh, bir siyasal İslamcı olarak Erdoğan’ın aklından geçenleri en iyi o anlar neticede. Erdoğan’ın propagandası için konu mankeni olduklarının bir tek o farkında.
Bu fotoğrafın alıcısı olur mu derseniz, olur. Hem de çok alcısı olur. Türkiye’de bu fotoğrafın alıcısı AKP tabanıdır, yandaş medyadır, trol ordusudur. Bunlar almaları gereken şeyi çoktan aldılar ve işlemeye başladılar.
Diğer taraftan bu fotoğrafın Batı başkentlerinde de alıcıları var. Erdoğan her ne kadar öyle davranmasa da Türkiye hâlâ Batı müttefiki bir ülke ve Erdoğan’ın her hareketi oralarda da yankılanıyor. Kuşkusuz bu fotoğrafın da yankıları olacaktır ama bence Erdoğan ve AKP’lilerin beklediği türde değil.
Erdoğan bu fotoğrafla Batı’ya “benim kıymetimi bilmezseniz, bilenler hazır” mesajını vermek istiyor ama özellikle de Batı’nın Türkiye’yi Rusya’ya yaptırımları delmekle suçladığı bir dönemde Erdoğan’ın verdiği bu kare, Batı’nın Erdoğan’ın değerini anlamasından ziyade Erdoğan’ın tamamen yalnız bırakılması gibi bir sonuç da verebilir. “Dünya lideri” Erdoğan, tıpkı Putin gibi, dünyanın dışladığı bir lider olabilir. Böyle bir durumda, bugün aynı masada liderleriyle gülerek sohbet ettiği ŞİÖ için bile bir kıymeti harbiyesi kalmaz.
Yakın zamanda New York’ta gerçekleştirilecek BM toplantısında Batı’nın tavrı daha net ortaya çıkacaktır. Erdoğan muhtemelen orada da, başta Biden olmak üzere, Batılı liderlerle poz verme gayretine girecektir. Bir önceki BM zirvesinde Biden ile görüşebilmek için neler yaptığını hepimiz hatırlıyoruz. Ancak Biden ve Batılı liderler Erdoğan’a gereken “ilgiyi” gösterecekler mi, göreceğiz.
Erdoğan’ın Semerkant’ta verdiği fotoğraf karesi bir de şöyle yorumlanabilir: Fotoğraftaki liderlerin ülkeleri, demokrasi, hukukun üstünlüğü, basın özgürlüğü gibi alanlarda dünyanın en geri ülkeleri. Aslında bu ülkeler bir nevi diktatörlükle yönetilen ülkeler. Yani bu kare için “diktatörler enternasyonali” yorumu yapılsa çok da haksızlık olmaz.
Erdoğan’ın ŞİÖ zirvesine katılan liderlerle verdiği bu samimi pozlar, belli çevrelerde tekrar “Türkiye eksen mi değiştiriyor?” tartışmalarını başlatacak. Aslında bu haliyle tartışma biraz yanlış bir noktadan başlıyor. Çünkü öncelikle Türkiye ile Erdoğan’ı ayırmak lazım.
Türkiye’nin devlet olarak bir ekseni var ve olmalı da ancak Erdoğan ve AKP’nin bir ekseni yok. Erdoğan’ın tek bir ekseni var, o da iktidarını mümkün olduğunca uzatmak. ŞİÖ’ymüş, Avrasya’ymış, Batı’ymış, NATO’ymuş çok da umurunda olduğunu sanmıyorum.
Dün ŞİÖ zirvesinde o kareyi vermek zorundaydı. Yarın BM zirvesinde Biden ile bir kare vermek zorunda ki, hem tabanı bir arada kalabilsin, hem de yandaş basın, trol ordusu “dünya lideri” propagandasını yapabilsin.
Erdoğan’ın Esad’la görüşme ile ilgili sözlerini de bu şekilde değerlendirmek gerekiyor. Esad’ın oraya davetli olmadığı biliyordu, öyle söyledi. Esad gelseydi onunla görüşür müydü? Belki görüşürdü. Dostu Putin ısrarcı olursa niye görüşmesin?
Erdoğan-Esad görüşmesi için daha zaman var anlaşılan. Erdoğan gerekli görse bugüne kadar zaten görüşürdü. Seçimler yaklaştıkça, Erdoğan’ın görüşme için daha da hevesli olacağını göreceğiz. Esad’la görüşmeden, Suriyeliler meselesini en azından kağıt üzerinde halletmeden Erdoğan seçime gitmeyecektir.
Son olarak muhalefetin bu fotoğraf karesini çok iyi değerlendirmesi gerekiyor. Erdoğan öyle ya da böyle tecriti kırmış görünüyor. Bundan yaklaşık bir yıl önce Erdoğan dünyada kimsenin görüşmek istemediği bir liderdi. Ekonomi tamamen çökmüştü ve psikolojik üstünlük muhalefetteydi.
Bugün işlerin Erdoğan lehine değişmeye başladığı muhalefetin görmesi gerekiyor. Özellikle Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasından sonra Erdoğan’ın oynamaya çalıştığı rol, etkisini göstermeye başladı. En son tahıl anlaşması ile Erdoğan’ın tüm falsolarına rağmen Batı ülkeleri nezdinde de kredisi arttı. Doğuda ise durum fotoğraf karesinde görüldüğü gibi.
Ekonomik olarak da her ne kadar vatandaşın aleyhine bile olsa Erdoğan belli adımları atıyor. En önemlisi de, son konut projesinde olduğu gibi, Erdoğan vatandaşa hâlâ bir şeyler vadedebiliyor.
Muhalefetin bir an önce “yapacağız”, “edeceğiz”i bırakıp somut şeyler konuşması, muhalefetini sadece ekonomiden ibaret görmeyi bırakıp başta dış politika olmak üzere diğer alanlarda da yapması gerekiyor. Yoksa Türkiye’nin her alanda en ağır şartları yaşadığı şu günlerde bile Erdoğan’ın sandıktan tekrar çıktığını görebiliriz.