Özgür Özel ve Kürtçü sağcılık
CHP’de seçimle yeni genel başkan seçildi. Önceki genel başkan Kılıçdaroğlu’na o kadar büyük bir halk tepkisi vardı ki; kendi delegeleri bile riski göze alamadı ve Özgür Özel’e oy verdi. Ancak Özgür Özel’in CHP Genel Başkanı olmasından sonra hiçbir toplumsal coşku veya destek ortaya çıkmadı. Bunun en önemli nedeni Özgür Özel’in CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun tüm siyasi hataları ve hatta suçlarında ortak olarak görülmesi.
Yine de Özgür Özel “değişim” başlattığını ilan etti. Peki, çokça vaat edilen değişim ne? En ucuzundan bir Kürtçülük!!!
“Kürt yediği ayazı unutmaz”. “Herkes eşit ama Kürtler daha az eşit.” Ve tüm bu ucuzluklara eşlik eden türlü türlü teatral hareketler. İlk gördüğü Kürtçünün “dünyaca ünlü soprano” diye elini öpmeler… Ahmet Kaya’yı yediniz, Perwin Chakar’ı yedirmeyiz diklenmeleri…
Buradaki temel mesele CHP’nin genel merkezini ele geçirmiş kadronun Kürtçü ve anti-Kemalist tavrı dahi değil. Temel mesele CHP Genel Başkanlığı’na bir şekilde oturan kişilerin çizgisizliği, siyasetsizliği, sağcılığı ve hiçbir inandırıcılığı olmayan rolcülüğü.
Kılıçdaroğlu örneğinden gidelim. Kemal Bey yeri geldiğinde otobüsün üstünden bozkurt işareti bile yapmaktan gocunmayan biri. 14 Mayıs 2023’e kadar seçim konuşmalarında ise Kürt şovenisti Demirtaş’a selam vermekten eli kolu tutulacaktı. Sonra ilk turda bitti. Baktı olmuyor, 28 Mayıs’a kadar başladı Kandil’i yerle bir etmeye, bir gece ansızın gelebiliriz naraları atmaya.
Bu kendini ciddiye almamaktır. O zaman sizin açılımlarınızı halk neden ciddiye alsın? Şimdi Özgür Özel de güya taze başkan olarak taze açılım yapacak. Üniversite kantininde kafa göz yararak ideoloji patlatmaya çalışan Kürt şovenistinden de beter laflar yumurtluyor. Ancak kamyon arkasına yakışacak bir üslup ile Kürtçülük yapıyor. “Kürt yediği ayazı unutmaz”mış.
Ne şimdi bu? İnsanın içinden yanıt veresi, polemik yürütesi bile gelmiyor! Kısacası CHP aynı seviyesizlikle, ucuzlukla yola devam ediyor. Her siyasi ve ideolojik krizde sağcılaşmayı seçiyorlar. Sağcılığa giden en kestirme yol ise Kürtçülük. Güya ucuz sokak politikası yapıp, oradan oy kazanacaklar! Bu ucuzculuğun kuzeni türbanlı bacılardan özür dilemek falan.
Hadi, köküne kadar bu mantıksızlığı denediniz. En favori olduğunuz seçimi böyle verdiniz! Şimdi aynı yollardan, bir de “değişim” adı altında geçmenin mantığı ne? Tek mantığı var. Hakikaten görevlisiniz. Büyükşehirleri saray geri vermeden rahat etmeyeceksiniz.
Saray’ın yeni stratejisi HEDEP’i CHP’ye yamamak
Türk halkının Özgür Özel’e, Kılıçdaroğlu’na tanıdığı 13 yıllık krediyi tanıma lüksü yok. Bu yüzden siyasetten anlamıyor, danışmanları kötü falan gibi argümanları hemen çöpe atıyoruz ve tüm yaptıklarını sadece ve sadece Saray’a hizmet olarak nitelendiriyoruz. Ya da CHP’lilerin çok sevdiği tabirle “Beşli Çete” mi desek?
Özgür Özel’in CHP Genel Başkanı seçilmesi Saray’ı da hemen harekete geçirdi. Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimi için yeterli oyu %50 artı 1’den %40 artı 1’e düşürme önerisi tam da bu sürece uygun bir açılımdı.
Saray siyaset sahnesini -ya da tiyatrosunu mu desek- yeniden kurgulamak istiyor. Bu yeni kurgunun ilk deneyi de 31 Mart 2024’teki yerel seçimlerde olacak.
İki bloklu Saray ve muhalefet cepheleşmesini ellerinden geldikleri kadar kullandılar. Ancak AKP şunu çok iyi görüyor ki; bu süreçte AKP nefreti ve AKP’ye halk tepkisi, iktidar bloğunun kitlesinden daha çok kemikleşiyordu. AKP’nin umduğunun tersine karşıdevrim sosyolojisi, Cumhuriyet sosyolojisi karşısında eriyor.
1. AKP dönemindeki AKP-PKK-Cemaat-liberal ittifakı nasıl hızla %50’nin altına düştüyse, 2. AKP dönemindeki AKP-MHP-Dinci Kürtçü bloğu da %50’nin üstüne çıkamıyor, hatta AKP’yi de %30’lara kadar eritiyor.
Bu yüzden AKP kendi dayattığı ikili cepheleşmeden vazgeçiyor. Türkiye’de sağ %70, sol %30 oy alır mantığıyla iki bloklu sistemi istediler. AKP nefreti o kadar büyük ki; Tayyip o kadar kötü bir lider ki; o meşhur %70’lik bir türlü %50’yi bile bulamıyor.
Bu yüzden Tayyip, üçe bölünmüş yeni bir siyaset arenası kurguluyor. Bunun için AKP’nin MHP’den kurtulması da gerekiyor. AKP böylelikle Kürtçüler ile yeni bir iktidar bloku oluşturacak ve AKP’nin oylarını da arttırarak %40’a ulaştıracak. İktidarın rantını MHP veya diğer güçlerle paylaşmayacak.
Yeni kurguda ikinci blok ise CHP ve HEDEP ittifakı olacak. Böylelikle Gezi Direnişi’nden beri AKP’yi en çok tehdit eden taban tasfiye edilecek. Sokakta ve tabanda oluşmuş halk birliği, Atatürkçülük temelinde birleşen solcu-milliyetçi direniş cephesi dağıtılacak. İyi Parti ile CHP’nin ittifakı olasılığı kesin olarak yok edilecek. Yeni 2019 hezimetlerinin önü alınacak. CHP ve İyi Parti birliğinin AKP’ye yaşattıkları belli… CHP ve HEDEP ise %25 bandını bile asla zorlayamaz.
Üçüncü blok ise AKP’nin dışladığı MHP ile İyi Parti arasında kurulacak cephe olacak. Bunların da birlikte kısır bir ülkücü tabana hapsedilmesi planlanıyor. Milliyetçi oyların %35’lerden, %15’lere düşürülmesi için MHP’nin iktidar mevzilerinden tasfiyesi, İyi Parti’nin de muhalif kitleden tecrit edilmesi şart!
İşte bütün matematik hesabı, siyasi mühendislik bu! Hiç zekâ dolu da değil. Tek dayandığı denklem şu: İki blok olmasın, üç blok olsun. “Reis” de aradan sıyrılsın.
Siyasetteki yeni yapay kavgaları, zıtlaşmaları, sahte atışmaları bu yeni matematik formül ile yorumlayın ki şaşırmayın. Aslında aptalca ve kesinlikle ileride aksayacak bir mühendislik bu. Çünkü eğer sen ülkeyi saraydan, en alttan en üste kadar iktidarı destekleyenler ve desteklemeyenler olarak yönetirsen ve iktidar bloğundaki güçleri de sadece ülke içi talan vaadiyle seferber edersen; mecburen o siyasi rejimden iki blok çıkar. Ancak Tayyip elinde bu açmazı açacak bir anahtar olduğunu düşünüyor. Bu da HEDEP yani daha doğrusu hep kullandığı PKK anahtarı.
Eğer Saray HEDEP’i CHP’ye yamamayı başarırsa, olmayacak matematik oldurulur. Hem muhalefet ortadan ikiye bölünür, hem PKK’yla işbirliği yapmakla suçlanacak CHP’nin oyları %10’lara kadar düşürülür hem de AKP istediği gibi Kürtçülük yapar. Özgür Özel bu iş için dünden razı gibi gözüküyor. Çapı da bu saray projesine alet olmaya müsait.
CHP ile HEDEP ittifakı, CHP’nin oylarını %10’a düşürür
CHP artı HEDEP ittifakı önerenlere bakın. Hepsi Saray’ın ve çok eskilerden beri MİT’in ajanları ve özellikle sözde muhalif medyada ve Merdan’ın TELE 1’inde çok etkinler. Bu sahte sol blok kurulursa, milyonlarca Atatürkçü seçmen CHP’ye oy vermeyecektir. Müneccim olmaya gerek yok. SHP’nin nasıl yok olduğunu ve en sonunda barajın dahi altında kaldığını biliyoruz.
Eğer CHP bu tuzağa düşerse kesinlikle önümüzdeki yerel seçimde oyunu yüzde 20’nin altına düşürecektir. HEDEP ile birlikte ancak %25’i bile zor elde edecek bu blok, Saray için asla bir tehdit olmayacaktır.
Saray rejimi için ikinci büyük kazanç ise, en büyük ideolojik tehdit olarak gördükleri on milyonlara denk düşen muhalif cephenin Kemalist-milliyetçi-solcu ana damarın, bu kirli ittifak vesilesiyle CHP eliyle tasfiye edilecek olmasıdır.
Üçüncü kazanç, PKK lekesinin CHP’ye sıçratılmasıdır. Böylelikle AKP hem Kürtçülük hem PKK ile “masa altı diplomasisi” yapabilecek hem de muhalefeti de PKK’lı olmakla suçlayabilecek.
En önemli kazanç. CHP, Kürt oyu alacağım diye HEDEP gibi tüm toplumun nefretini kazanmış bir siyasi ortak ile dibe batırılmasıyla birlikte, 2019 Yerel Seçimlerinde olduğu gibi toplumu heyecanlandıracak meşru bir siyasi ittifak yapma şansını da tamamen yitirecektir. HEDEP’in olduğu yere kimse gitmez! CHP ile MHP veya İyi Parti arasındaki tüm köprüler yıkılacak. Muhalefetin %50 aritmetiği tamamen çöpe atılacak. Gezi’de kurulan solcu-milliyetçi birliği parçalanacak.
Bu denklemde Kürt şovenistlerinin de büyük kazancı var. Birincisi, Kürtçülük İslamcı takılarak iktidarın rantını yiyecek. İkincisi, Kürtçüler solcu takılarak da CHP’nin ve muhalefetin rantını yiyebilecek. Kürtçü sosyoloji her iki cephede kazanacak.
Hele bir de “Batı tipi sol” adı altında LGBT v.s. gibi hayali eklentiler bu cepheye dâhil edilirse, Saray “100 yıl” rahat edebileceğini düşünüyor.
İmamoğlu oportünizmi Saray’a yarıyor
Tayyip Erdoğan’ın senarist olarak ne istediği belli… Özgür Özel’in sergilediği figüranlık da tam gaz devam ediyor. Ancak üçüncü bir aktör daha var. O da Ekrem İmamoğlu.
Ekrem İmamoğlu, halka güven verecek, dürüst, mert ve mücadeleci bir lider gibi ön plana çıkmaktansa, tıpkı Tayyip gibi gölge oyunları ve gizli kombinasyonlarla bir yere gelmeye çalışıyor.
Halka karşı bir saygısızlık var. CHP içindeki muhalefetin medyaya sızan meşhur “zoom” toplantısı görüntülerinde, toplantıyı yöneten İmamoğlu’ydu. Özgür Özel ise yönetilenlerden biriydi. Yani herkese bir tiyatro da burada izletilmek isteniyor.
Şimdi de Özgür Özel belli ki; CHP Genel Başkanı gibi değil, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimleri kampanya organizatörü gibi davranıyor. Çünkü bu yeni “Kürtçü” CHP açılımı belki, o da küçük bir ihtimal, bir tek İmamoğlu’nun bir daha seçilmesine hizmet edebilir ama CHP geri kalan her yerde hezimete uğrar. Yani “seçim kazanma” matematiğiyle hiçbir şekilde örtüşmeyen bir kafasızlık söz konusu. PKK açılımı neredeyse AKP’yi bile yıkıyordu. HEDEP ile seçim mi kazanılırmış?
Çok açık yazıyoruz. CHP, yerel seçime HEDEP ile ittifak halinde giderse, Adana, Mersin ve Ankara’yı kesinlikle kaybedecektir. İzmir dahi tehlikeye girebilir. Geçen yerel seçimde İyi Parti ile birlikte kazandığı tüm illeri kaybeden CHP’nin sadece kolu kanadı değil, tüm uzuvları kırılır. “CHP’yi savunmak lazım” diye CHP’nin tüm hatalarına itirazsız itaat isteyenler, bizzat CHP’yi yok ediyorlar.
HEDEP ile batağa çekilen, geçen yerel seçimlerde kazandığı tüm illeri kaybeden bir CHP, Ekrem İmamoğlu İstanbul’u kazansa bile neye yarar? Belki İmamoğlu’na yarar. Gider, bu düzeye düşürülmüş bir CHP’yi, “son kurtarıcı” olarak rahatlıkla teslim alır.
İmamoğlu klasik bir oportünist gibi davranıyor ve Tayyip gibi kurnazlıkla başarılı olacağını hayal ediyor. Ancak bu tür bir siyasal oportünizmin gerçek kazananı yine asıl oyun kurucu konumundaki Tayyip olur.
Saray, İmamoğlu’nu emri altındaki bir mahkemenin “siyasi yasak” kararıyla saf dışı edebilirdi. Ancak bu ileride İmamoğlu’nun mağdur ve kahraman lider olarak daha da güçlü karşısına çıkmasına yol açabilirdi. Ancak Saray’ın planı hem CHP’ye HEDEP’i yamamak, hem de İmamoğlu’nu “PKK’nın adayı” diyerek sandıkta ezmek. İmamoğlu ayak oyunu neymiş o zaman görür.
Eğer önümüzdeki süreçte yaşanacak bu rezilliklere karşı çıktığınızda herhangi bir gafil çıkıp sizi “CHP düşmanlığı” ile suçlarsa; mutlaka gerçeği onların suratına çarpın: HEDEP ile CHP’yi bir araya getirmeye çalışan herkes Saray ajanıdır, Atatürk düşmanıdır ve nihayetinde en büyük CHP düşmanıdır.