Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), geçtiğimiz günlerde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında, savaş suçları işlediği iddiasıyla tutuklama kararı çıkardı. Bu karar, 1 yılı aşkın süredir süren Rusya’nın Ukrayna işgali için bir dönüm noktası oluşturuyor.
Kararın en önemli gerekçesi, Ukraynalı çocukların Rusya’ya götürülmesi ve burada evlat edinilerek veya çeşitli kurumlara verilerek Ruslaştırılması. Keza UCM, Putin ile birlikte Rusya Çocuk Hakları Komiseri Maria Alekseyevna Lovova-Belova hakkında da tutuklama kararı çıkardı.
Maria Alekseyevna Lovova-Belova, sıradan bir bürokrat değil. Putin’in etrafındaki en önemli bürokratlardan biri ve çocukların kaçırılması ve Ruslaştırılması organizasyonunun başındaki isim. Cumhuriyet gazetesinden Nilgün Cerrahoğlu’nun verdiği bilgilere göre bir Ortodoks papazla evli olan Maria Alekseyevna Lovova-Belova’nın 18’i evlat edinilmiş 23 çocuğu var. Son evlat edindiği çocuk da Rus işgali altındaki Mariupol’den getirilmiş.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başladığı 24 Şubat 2022’den beri en çok dile getirilen konuların başında Ukraynalı çocukların Rusya’ya kaçırılması ve devşirilmesi geliyordu. UCM’nin aldığı karar, iddiaların artık resmiyete döküldüğünü ve bu konuda elde kanıtlar olduğunu gösteriyor.
Putin, uzun süredir devlet başkanlığından diktatörlüğe düşmüştü, artık bir savaş suçlusu olarak tanınacak ve anılacak.
Elbette ki Putin’in Ukrayna’da işlediği tek suç çocuk kaçırma değil. İşgalin başladığı günden beri özellikle sivillere yönelik saldırılarla da Rusya’nın ve Putin’in savaş suçu işlediği birçok kez dile getirilmişti. İşgalin simgelerinden biri olan Mariupol’de yaşananlar tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşti.
Elbette Putin ve Maria Alekseyevna Lovova-Belova hakkında çıkarılan tutuklama kararının hemen uygulanması çok mümkün görünmüyor. Öncelikle Putin’in iktidardan düşüp gücünü yitirmesi gerek. Sonra UCM’nin kararı, UCM’ye taraf olan 123 ülkede geçerli. Türkiye, Rusya, Çin, Hindistan, Afrika ülkelerinin çoğu ve ABD’nin de aralarında bulunduğu pek çok ülke ise UCM’ye taraf değil.
UCM’nin verdiği tutuklama kararına Putin, Rus işgali altındaki Mariupol’e giderek cevap verdi. Basında Putin’in Mariupol ziyareti “meydan okuma” başlıklarıyla yer aldı. Ancak bana göre Putin’in Mariupol ziyareti, suçun kabulü ve katilin cinayet mahalline geri dönmesiydi.
Mariupol, Rusya’nın Ukrayna işgalinin simge şehri oldu. İşgalin ilk aylarında Rus ordusunun yoğun bombardımanına maruz kalan Mariupol, özellikle doğum hastanesinin bombalanmasından sonra yayınlanan görüntülerle tüm dünyanın hafızasına kazınmıştı.
Rusya ve Putin, özellikle Mariupol’de tüm savaş ve insanlık suçlarına imza attılar. UCM’nin tutuklama kararının akıbeti ne olur bilinmez. Ancak bilinen tek bir şey var: O da Putin Rusya’sının nasıl insanlık dışı bir rejim olduğu tüm dünya tarafından artık iyice anlaşılmıştır.

Sağda: Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin simgelerinden biri olan Mariupol’deki doğum hastanesibombalamasından bir kare.