Suriyeliler ya da genel tabirle göçmenler meselesi, en önemli gündem maddesi olarak yerini korumaya devam ediyor ve anlaşılan çok uzun bir süre de korumaya devam edecek gibi görünüyor.
Göçmenler meselesini, Suriyelisiyle, Afganıyla, Pakistanlısıyla temel olarak bir nüfus sorunu olarak değerlendirmek gerekiyor. Burada Türkiye açısından iki büyük tehlike söz konusu:
Birincisi, Türkiye Cumhuriyetinin demografisi Türk milleti aleyhine değiştiriliyor.
İkincisi ise Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin laik toplumsal yapısı değiştiriliyor.
Suriyeliler meselesinde bugüne kadar çok da gündeme gelmeyen bir başka husus ise Suriyeliler sorununda PKK’nın gizlenen rolüdür. Suriyeli göçmenlerin büyük çoğunluğu, bugün PKK’nın hakim olduğu Suriye’nin Türkiye sınırına yakın bölgelerinden gelmektedir. Oralardan göç eden Arap nüfustan doğan boşluğu ise Kürtler ve PKK doldurmuştur.
PKK taşeronu ‘sol’ zevatın Suriyeliler konusundaki tavrından, PKK’nın Suriyeliler sorunundaki gizlenen rolü anlaşılabilir. Emek Partisi ve Evrensel gazetesinin Suriyelilerin gönderilmesi konusundaki tavrı, PKK’nın tavrını birebir yansıtması bakımından dikkate alınmalı. Bunu, Evrensel gazetesinde yayımlanan bir haber ve bir köşe yazısıyla örneklendirelim.
Evrensel yazarı Yusuf Karadaş, 5 Mayıs günü yazdığı “‘Sessiz istila’ ve mülteci sorununda burjuva ikiyüzlülük!” başlıklı yazısında Suriyelilerin gönderilmesini şöyle yorumluyor: “Tabiri caizse Kürtsüzleştirilecek bu bölgeler üzerinden bir tampon oluşturulması amaçlanıyor.”
Evrensel yazarına sorsan ‘mültecilerin hakkını savunuyorum’ der ama burada savunduğu tek bir şey var, o da Suriyelilerden boşalan bölgelere ‘yerleşen’ Kürtler ve PKK. Yani o bölgenin Arapsızlaştırılması sorun değil, Araplar geri dönerse Kürtsüzleşmesi sorun.
Yine geçtiğimiz günlerde (6 Mayıs), Emek Partisi tarafından bir yazılı açıklama yapıldı. Emek Partisi, Geri Kabul Anlaşması’nın iptal edilmesi çağrısında bulundu. EMEP’in Türkiye’deki milyonlarca göçmen için bulduğu çözüm de oldukça ilginç: “Türkiye’de yaşayan milyonlarca mülteci BM gözetiminde uluslararası devletler tarafından paylaşılmalı”ymış.
Suriyelilerden boşalan yerlere yerleşen Kürtler rahat etsin, Suriyeliler de dünyaya eşit olarak dağıtılsın! Ne çözüm ama.
Şimdi bu ‘sol’ partiye ve yazarlarına sorsanız hepsi Suriye rejimini ve Esad’ı desteklerler ama iş Suriyelilerin vatanlarına dönmesine gelince geri dönüşe karşı çıkarlar. PKK taşeronluğu birtakım ‘sol’ zevatı işte böyle bir çıkışsızlığa mahkum ediyor.
Suriyelilerin geri gönderilmesine demografik planlama gerekçesiyle itiraz eden solcularımız Suriyelilerin vatanlarına gönderilmesinde nasıl bir demografik planlama görebiliyorlar? Çünkü olaya Suriyeliler açısından değil Kürtler ve PKK açısından bakıyorlar.
Peki bu arkadaşlar, aynı demografik planlamanın Suriyeliler üzerinden Türkiye’de gerçekleştirildiğini neden kabul etmiyorlar?
Göçmenlere yönelik tepkileri “burjuva ikiyüzlülük” olarak niteleyenler, Kürtler için Suriyelilerin vatanlarından edilmelerini savunarak nasıl bir ikiyüzlülük yapıyorlar?
Sözün özü, Suriyelilerin geri dönmesini iki kesim istemiyor; biri AKP diğeri ise PKK. Suriyelilerin geri gönderilmesi hem AKP’nin hem de PKK’nın planlarını bozacaktır.