Zahmet edip sadece başlığa bakarak fikir beyan edecekler için baştan söyleyeyim, yalnızca Suriyelilerin değil, sığınma sebebi kalmamış herkesin geri gönderilmesini savunan bir gazeteciyim.
Suriyeli göçünün bir AKP planı olduğunu, laik sosyolojik düzeni tamamen değiştirip yeni bir “Osmanlı” modeli yaratılmak istendiğini düşünüyorum. Ve elbette bu demografik projeye de karşı çıkıyorum.
Ancak özellikle son süreçte özellikle sosyal medyada yayınlanan videolar üzerinden mültecilere yönelik çok büyük bir tepki oluştuğunu, bu tepkinin patlamaya hazır bir bomba gibi ülkenin atında durduğunu da görüyorum. Türkiye açısından en kötü senaryo zaten uzun yıllardır Suriye iç savaşının faturasını fazlasıyla ödeyen bir ülkeye farklı provokasyonlar üzerinden daha büyük bedeller ödetilme ihtimali.
6-7 Eylül 1955’te Rumlara yönelik olayların gerçek sebepleri hala bilinmese bile, sorumlu olarak hala Türkiye gösteriliyor. Bir sokak çatışması durumunda kimin haklı olduğunun da pek fazla bir önemi kalmıyor, kimse bunun gerçek sebebini de zaten araştırmıyor. Belirleyici olan bu tarz olayların ilerleyen süreçte kimlerin işine yaradığı.
Türkiye bugün tamamen mağduru olduğu bir sürecin, sorumlusu olarak gösterilmesinin arifesinde. Sosyal medyada oluşan büyük öfkenin sokağa taşması bir kıvılcıma bakar. İktidarın medyaya sığınmacılara yönelik tepkiye sebep olacak haberlerin verilmemesi için talimatına rağmen ana akım medyada bile bunların davranışları haber konusu ediliyor. Neredeyse halkın tüm kesimleri tepkili ve artık bu tepkiyi saklamak mümkün değil. Böylesine bir gidişatta, olası bir çatışma o kadar büyük olur ki buna devlet de engel olamaz.
Böylesine bir çatışmadan en çok faydalanacak olan kesimler de Suriyelilerin Türkiye’de kalmasını savunan “entegrasyoncular” ve sığınmacıların “misafir olmadığını” açıklayan AKP iktidarı olur. Mültecilere elinden geldiğince merhamet eden Türk halkı birden bire “soykırımcı” ilan edilir ve dünyadan tecrit edilir. Tamamen dışa kapanır ve içerideki otoriter düzene boyun eğmek zorunda bırakılır.
Bir tarafta sokak kavgasına dayanan siyaseti örgütlemeye çalışanlar diğer tarafta “Suriyelileri gönderemeyiz” diyenler. Bu iki taraf da farklı fikirler savunuyor olsalar bile, yürüdükleri yolun sonu aynı yere çıkıyor.
“Öfkeyle kalkan zararla oturur!”. AKP’nin ülkenin temeline yerleştirdiği Suriyeliler meselesini “sokak çatışması” üzerinden çözmeye çalışmak, daha büyük çatışmaların sebebi olacak. Suriyeliler meselesi “Suriyelilere karşı mücadele ederek” çözülecek bir sorun kesinlikle değil.
Tepki göstermek son derece doğal bir hak ancak sorunu gerçekten çözecek bir bilincin oluşması da zorunluluk. AKP gitmeden Suriyelilerin gitmeyeceğini, AKP gittikten sonra da Suriyelilerin Türkiye’de kal(a)mayacaklarını anlamak en önemli adım olacak.