Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ı kastederek “Onların nasıl ihanetin içerisinde olduklarını kendilerinin düşünmesi lazım. Onlar o makamlara kendi layık oldukları için gelmediler. O makamlara getirildiler. Eğer onlara bakanlık verildiyse, başbakanlık verildiyse, hepsi onlara bir irade o makamları verdi.” dedi.
Böylelikle iç siyasette liyakat tartışması yeniden gündem geldi.
Erdoğan’ın büyük bir kibir içinde “O makamlara onları biz getirdik. Biz olmasaydık o makamlara gelemezlerdi.” mealindeki açıklamaları Babacan ve Davutoğlu cephesinde sert sözlerle karşılık buldu.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Sayın Erdoğan siz de ben de o makamlara gökten inmedik. Milletin iradesi ve partinin ortak aklı bizi göreve getirdi. 13 sene layıkıyla Dışişleri ve Ekonomi bakanlıkları yaptım. Madem keramet sizde; 2018’den beri kaç bakan değişti, buldunuz mu çare? Halep oradaysa arşın burada.” sözleriyle karşılık verdi.
Davutoğlu da konu ile ilgili bir televizyon programında yaptığı açıklamada, “Layık olmayan birine ülkeyi nasıl emanet ettin. Bir hiçtim de neden emanet ettin. Biz olmasak Tayyip Erdoğan bir hiçti aynı zamanda.” dedi.
Babacan ve Davutoğlu, kendilerinin ne kadar başarılı bakanlık, başbakanlık görevi yaptıklarını, ne kadar liyakat sahibi olduklarını söyleyedursun, Erdoğan’ın görev verdiği insanlarda gözettiği en önemli şeyin liyakat olmadığı hepimizin malumu.
Erdoğan her atamada adeta “Ben liyakatsiz adam severim” diye bağırıyor. Hal böyle iken Davutoğlu ve Babacan istedikleri kadar “Biz liyakatliydik, bizden sonrakiler liyakatsizdi” desinler, pek bir anlamı kalmıyor.
Tamam, Davutoğlu ve Babacan, Erdoğan’a biat etmediler ve dayanamadıkları yerde Erdoğan’la yollarını ayırdılar. Ancak bu durum her ikisinin de bir dönem Erdoğan tarafından bir takım görevlere atandıkları gerçeğini değiştirmez. Eh Erdoğan’ın görev tevdi etmede birinci kıstasının liyakat olmadığını da hepimiz biliyoruz. Özellikle de Davutoğlu’nun başbakan atanması döneminde. Kendisinin “emanetçi” olduğunu ve günü geldiğinde de emaneti teslim ettiğini de hepimiz biliyoruz.
Ayrıca Erdoğan’ın açıklamasında bir sakat nokta daha var. Erdoğan diyor ki, “onlar liyakatleri ile bu makamlara gelmediler, bizim tarafımızdan atandılar.” Demek ki, Erdoğan o dönemde Babacan ve Davutoğlu’nu atarken liyakate bakmamış. İnsanın içinden, o dönemde liyakate dikkat etmeyen Erdoğan şimdi neden etsin diye sormak geliyor. Şimdiki atamalarında da liyakatin en son kriter bile olmadığını biliyoruz zaten.
Hem zaten vasıfsızlığın, liyakatsizliğin geçer akçe olduğu günümüzde ne işi var liyakatli adamın Erdoğan’ın yanında?