Türkiye Büyük Millet Meclisi, dün tarihin en büyük zulümlerinden birine sahne oldu. Önce kürsüye DEM’li vekil George Aslan çıktı. Kendisi, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Altındağ’da diktiği Talat Paşa anıtından çok rahatsızmış. Çünkü Türkiye’de Hıristiyanlar soykırıma uğramış ve Talat Paşa bir katilmiş.
DEM’linin bu namussuzca iftiraları, yapılan asıl zulmün yanında hafif kalacaktı. Bakın, sonra ne oldu…
İYİ Partili Milletvekili Şenol Sunat, DEM’li Aslan’ın yaptığı saldırıya cevap vermek için kürsüye çıktı. Fakat Sunat’ın mikrofonu kesildi, konuşması yarıda bırakıldı. Bunu yapan kişi, oturumu yöneten CHP’li TBMM Başkanvekili Tekin Bingöl. Bingöl’ün gerekçesi evlere şenlik: Şenol Sunat’ın George Aslan’ın söylemlerini “lanetlemesi”. Çünkü lanetlemek çok ağır bir ifadeymiş.
Yani CHP’li Tekin Bingöl’e göre Türk ulusunun parlamentosunda Türklere “soykırımcı”, Türklerin önemli bir tarihsel şahsiyetine “katil” denilmesi fikir ve ifade özgürlüğü iken; böyle alçakça iftiraları lanetlemek “ağır ifade” oluyor.
Olayın devamında İYİ Partili Divan Katibi Yasin Öztürk, dayanamıyor ve Bingöl’e itiraz ediyor. Maksat kürsü dokunulmazlığı ise, Meclis İç Tüzüğü ise, maksat parlamenter demokrasi ve ifade özgürlüğü ise; Başkanvekili Tekin Bingöl’ün de buna riayet etmesi, adil olması ve Şenol Sunat’a haksızlık etmemesi gerektiğini söylüyor. Tekin Bingöl’ün haksız tutumunda diretmesi üzerine, masaya vurarak tepkisini gösteriyor.
Peki, Tekin Bingöl bunun üzerine ne mi yapıyor?
Yasin Öztürk’e kınama cezası veriyor.
Aslında görüntülere bakarsanız Yasin Öztürk’ün hareketinin göz göre göre edilen bir zulme karşı çok doğal bir refleks olduğunu anlarsınız. Ama mesele bu da değil.
Taşları bağlamışlar… Mesele tam olarak bu.
Olay, Nemrut Mustafa Divanı’nda veya Malta’daki İngiliz askeri mahkemesinde geçmiyor…
Maalesef bu hüküm ve tavırlar, TBMM çatısı altında ve Kuvayı Milliye kadroları tarafından Atatürk’ün önderliğinde kurulmuş Cumhuriyet Halk Partisi üyesi bir milletvekiline ait.
Şenol Sunat gibi biz de burada cevabımızı verebiliriz. Tarih ortada, belgeler ortada. 1915’te Ermeniler soykırıma uğramadı. Aslına bakarsanız, Rus ordusunu arkalarına alıp Türk soykırımına giriştikten sonra köklü bir intikam saldırısından kurtarıldılar.
İttihat ve Terakki’nin siyasi geleneği, tarihteki yeri ayrı bir tartışma konusu. Ama Revan Hanlığı’ndan bakiye tek bir Türk, bugünkü Ermenistan’da nefes alamıyorken, akıl ve vicdandan nasibini alamamış George Aslan gibi bir DEM’li militan Türk parlamentosunda söz sahibi olabiliyor. Her şey zaten ortada.
Tekin Bingöl’den beklenen asgari tavır ise, şerefi ve haysiyetini ortaya koyarak yemin ettiği meclisin çatısı altında seçilmesini sağlayan Türk milletinin cevap hakkını korumaktı…
Ama Tekin Bingöl de kaç dönemdir CHP’ye çöreklenmiş Taşnak-Hoybun zihniyetli kadrolar da, utanmadan huyuna suyuna gittikleri açılımcı MHP’li ve AKP’liler de şunu iyi bilsin. Öyle mikrofon kesmekle, kınama cezasıyla büyük bir ulusun cevap hakkını ortadan kaldıramazlar. Gün gelir, o masaya nasıl vurulduğunu Türk milletinden öğrenirler.
Atatürk’ün dediği gibi; “…milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.” Yani Türk milleti, dokunulmaz olana dokunabildiği için egemen oldu! Bunu kimse aklından çıkarmasın.
***
İşin ilginci, yarın da Ermenistan Başbakanı Paşinyan Türkiye’ye geliyor. George Aslan ve Tekin Bingöl gibi dejenere tiplerin aksine Paşinyan, soykırım hikayelerine apaçık karşı çıkmış, bunun bir Sovyet propagandası olduğunu bildirmiş, Batı’daki diasporayı şaşkına çevirmişti.
Hazır gelmişken kendisine teklifte bulunalım. Paşinyan gibi aklı başında, uyduruk mağduriyet hikayelerinden medet ummayan bir adamın Tekin Bingöl gibi, George Aslan gibi tiplerden çok daha hayrı dokunur bu ülkeye. Zaten orada gördüğü fanatik anlayışsızlığın, tehditlerin haddi hesabı yok.
Ermenistan versin Paşinyan’ı, alsın Tekin Bingöl’ü. George Aslan ve diğer DEM’lileri de eşantiyon olarak verebiliriz.
