AKP lideri Tayyip Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın organize ettiği Teknofest isimli etkinlik, AKP zihniyetinin komplekslerini ve zavallılığını ortaya seren tipik bir kasaba panayırını çağrıştırıyor.
En son Samsun’da düzenlenen Teknofest’te bir stanttaki komik yazı bizzat organizasyon tarafından paylaşıldı. Altına yüzlerce Ak-troll yorumlar yazdı. “Allah razı olsun”, “hem füze yapmışlar hem cumayı kaçırmıyorlar”, “CHP’li Z kuşağı ancak alkollü festival kovalasın, imanlı gençler ilim yapıyor” v.s.
Bu stanttaki tipler ileride gerçekten “teknolojik inovasyon” yapacak mı bilemeyeceğim ama AKP kafasını ve din sömürüsünü iyi çözmüşler. Bravo (!), göğsümüz kabardı. Anadolu’nun bağrından yeni zübükler geliyor.
Kılıçdaroğlu dahi bu Teknofest gazına gelip ziyarete gitmişti. “İyi şeylere destek veririz” falan gibi vasat cümleler de sarf etmişti.
Şimdi iyi şey nedir, ne değildir tartışmayacağız. Madem konumuz teknoloji sadece sayılarla durumu ortaya koyacağız.
Türkiye AKP döneminde teknoloji olarak sürekli gerileyen bir ülke oldu. Özellikle son 10 yılda ihracatımızın ağırlık başına değeri kesintisiz düşüyor. Bu net bir gerçektir.
2014 yılında Türkiye’nin ihraç ettiği ürünlerin kg başına değeri 1,59 ABD Doları iken, 2020 yılında bu değer 1,09 ABD Dolarına kadar düştü. Yani 2005 yılındaki değerine. Karşılaştırma için veriyorum. Bizi kıskanan Almanya ihracatında kg başına 3,8 ABD dolar, Çin ise 2,3 ABD Doları kazanıyor.
Bir ülke düşünün, 2005 yılından beri ihracat ürünlerine katma değer açısından hiçbir şey katamamış. Hatta geriliyor. Bu sadece TL’nin değer kaybıyla açıklanamaz. Çünkü ABD Dolarının da kendi devalüasyonu var.
“Yeğenim daha iyi işte biz de sürümden kazanırız…”
O zaman bize teknoloji deviyiz palavrası sıkma! Türkiye teknoloji liginde 3. Dünya’dan 4. Dünya’ya düşüyor. Hey Selçuk! Matematiğin iyiymiş. İktisat verilerini okumayı biliyor musun?
“Ama ben drone üretiyorum, çok yüksek teknolojili…”
O efsaneyi de çökertmiştik. Sayılar ortada. Dünya silah ihracatı pazarında Türkiye’nin payı düşük bile değil marjinal: Son 10 yılda toplam ihracatın sadece yüzde 0,7’si Türkiye’ye ait. Türkiye ilk 10’da dahi değil.
Ayrıca Türkiye’nin kendi ihracat kalemleri açısından da savunma sanayi en son sıralarda. Şöyle söyleyelim. Tüm savunma sanayi ihracatı 2021 yılında 308 milyon dolardı. Hububat ihracatımız ise 9 milyar 157 milyon dolardı. 30 kat fazla!
Damadı duyar gibiyiz. “Ama işte 20 yıl sonra bize fırsat verin. Teknolojiyi bizzat ben damat olarak üreteyim.”
Tamam, hadi bakalım. Sana da fırsat verelim de sen de yalan, palavra atma bize. Dandik dandik AKP gençlik festivallerini teknoloji festivali diye yutturma.
Her yerde “Bayraktar” reklamı, ballı saray destekleri, kamu alımı ve tekeli garantisi… Beyefendi sizin 308 milyon dolarlık silah ihracatındaki payınız ne? 25 milyon dolar! Bütün İHA’ların ihracatı bu kadar! Seninki de tek firma değil.
Senin kayınpederinin seve seve parçası olduğu S-400 provokasyondan sonra kaybettiğimiz F-35’lerin bir tanesinin değeri bu miktarın 4 katından fazla, biliyor musun?
Bir de nedense teknolojiyi sadece uçurtma, drone, kız kaçıran tipi yalandan füze prototipleri sergilemek sanıyor bu cahiller. Teknoloji bir bütündür. Türkiye yılda kaç bin mühendis kaybediyor biliyor musunuz? Türkiye’deki kaliteli mühendisin reel geliri ile Almanya’daki asgari ücreti karşılaştır damat bey. Muhasebecine sor istersen. İkincisi büyük!
Hadi onu da geçelim yine sayılarla gidelim Selçuk Bey. Sence 8,1 mi büyüktür 7,9 mu? Birincisi değil mi? Evet, aferin. Harbiden sen diğer AKP’liler gibi değilsin. Eğitimli olduğunu söylemişlerdi.
8,1 milyar dolar 2019 yılında Türkiye’de Ar-ge’ye ayrılan toplam bütçe. 7,9 milyar dolar ise 2020 yılında ayrılan bütçe. Sence neden düşmüş olabilir? Sakın Türkiye ekonomik olarak küçüldüğü ve teknolojik yatırımlara her sene daha az bütçe ayrıldığından olmasın. Senin kayınbabanın ifadesiyle “dolar yükselsin, TL ucuzlarsa ucuza üretir, ihracat devi oluruz” politikası demek ki teknolojik gelişme için çok iyi değilmiş.
Sana bir soru daha. 3 milyar dolar mı daha büyüktür 2,66 milyar dolar mı? Birincisi değil mi? Evet birincisi 2010 yılında merkezi bütçeden Ar-Ge’ye ayrılan yatırım payı, ikincisi ise 2019 yılında.
“Ama artık Türkiye uçuyor!!!”
Evet ya. Uçuyor. Ama pike yapmış yere çakılıyor. Dünyada ilk 20’de bile değiliz Ar-Ge yatırımlarında.
Artık bu drone, kız kaçıran, pır pır cehaletinden gına geldi. Eminiz ki bir danışmanı Tayyip’e “efendim Z kuşağından oy alamayız” dedi. O da “ne sever onlar, onlara ne hitap eder” falan dedi. “Ya işte internet minternet, teknoloji meknoloji çok severler reisim.” “Öyle mi ya? Bizim damada söyleyin o zaman o festivali her yerde yapsın.”
“Cumaya gittim” yazısının bulunduğu, kız kaçırandan hallice bir füze maketinin sergilendiği en son Teknofest Samsun’da düzenlendi. Diyanet’in Samsun’un köylerinden dahi minibüs ile Kuran Kursu öğrencilerini festivaline taşıdığı haberleri basına yansıdı. Madem teknoloji bu kadar önemli, çocukları matematik kursuna verseydiniz ya!
Bir de şu saçma kompleks yok mu? Hem imanlı olacağız hem de teknolojiyi en acar biz bileceğiz. Batılılar bile şaşıracak. Çaktırmadan onların teknolojisini alıp, ahlaksızlığına “ıh ıh olmaz, bizim kendi öz yerli ve milli sapıklıklarımız var” diyeceğiz. Japonlar öyle yapmış. Vay kurnaz vay!
Teknolojiyi böyle atari salonundaki ışıklar falan sanıyorlar. Aptal mısınız? Bilimin olmadığı yerde teknoloji mi olur? Bilimadamı olmadan bilim mi olur? Aaa unutmuşum. “Giderlerse gitsinler!” diyordu değil mi kayınbaban onlar için de Selçuk Bey?
Bir de şu beyinsizlik yok mu? “Muhalifler alkol peşinde koşsun, yepyeni bir imanlı gençler geliyor. Hem namazında hem biliminde…”
Mal mısınız? Hangi çağa geldik. Bu palavraları kime yutturabilirsiniz?
Hey Selçuk! Sen kendi firmana bak bakalım. En iyi mühendisler hangi üniversitelerden mezun? Hangi liselerden?
Yani bu “imanlı” gençler daha lise çağında Teknofest’te füze sergiliyor da, bir zahmet iki tane trigonometri, türev, integral sorusu çözüp neden Boğaziçi’ni, ODTÜ’yü, İTÜ’yü “alkolik ve dinsiz” gençliğin elinden kurtarmıyor?
Hey Selçuk. Al bak sana bir sayı serisi daha: 50,4 – 28,3 – 26,4 – 25,8 – 14,9 – 4,5.
Hey “yerli ve milli” Steve Job! “İmanlı” ve “kayınbabalı” ve pek tabi “patronajlı” teknoloji gurusu! Dikkatini çekti mi? Sayılar büyükten küçüğe doğru sıralanmış.
Bunlar lise tiplerine göre üniversite sınavına giren ve bir lisans programına yerleştirilen öğrencilerin oranı. Birinci Fen Lisesi. İkincisi Anadolu Lisesi. Üçüncüsü Özel Lise. Dördüncüsü İmam Hatip Lisesi. Sonuncusu Meslek Lisesi.
Meslek Lisesi’nin amacı zaten sınavsız ön lisans programına yerleştirmek. Sonuncu kimmiş Selçuk? İmam Hatip Lisesi. Ve her sene daha da düşüyor oran. Neden biliyor musun? Senin kayınçonun ve kayınbabanın böyle bir fantezisi var. Her yere İmam Hatip yapılıyor ama eğitim yerlerde sürünüyor.
“Ama onlar imanlı” yetişiyor. Ulan ne garip adamlarsınız? “İmam Hatiplerde deist yetişiyor” diye bağırıp çağıran da sizsiniz, herkesi İmam Hatipli yapacağız diye din sömürüsü yapan da sizsiniz.
Bir şey soracağım. YÖK yıllar önce bir rapor yayınladı. Hangi lise üniversite sınavında hangi sorularda ne kadar başarılı oldu diye. İmam Hatipler sayısalda en sonuncuydu. Ama Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi sorularında da birinci değillerdi. Hatta “alkolik ve günahkâr” gençliğin yetiştiği iddia edilen Fen Liseleri ve Anadolu Liseleri, Din Bilgisi sorularında da İmam Hatiplilere fark atmıştı.
Sonra o raporu apar topar kaldırdılar. Bir zahmet yayınlasınlar tekrar. İmam Hatip Ortaokulları liseye giriş, İmam Hatip Liseleri de üniversiteye girişte Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi sorularında kaç net yapıyor? Gerçekten çok merak ediyorum.
“Ya o imanı göstermez ki; sınav sorusuyla, ezberle mi olur iman? Gönülle olur, ibadet ile olur.” İyi de o zaman neden sınavda soruyorsunuz?
Teknoloji palavrasını geçin de, siz gerçekten din öğretebiliyor musunuz İmam Hatip’te veya Kuran Kurslarında?
Teknofest’in adı değişsin. Palavrafest olsun. Ne de olsa tek yapabildiğiniz ve tek öğretebildiğiniz bu!