ABD’nin bir önceki Başkanı Donald Trump, kısa süreli bir gözaltı işleminin ardından dün mahkemeye çıkarıldı. Trump birkaç haftadır “beni tutuklayacaklar, ayağa kalkın” açıklamaları yapıyordu. Ancak 6 Ocak 2020’de olduğu gibi bir ayağa kalkış veya ayaklanma da gerçekleşmedi.
Trump taraftarları, 6 Ocak 2020’de Washington’u ele geçirmişti. Pentagon bir gün tarafsız göründü. Ancak Başkan Yardımcısı Mike Pence, Trump’un askeri müdahale tekliflerini reddedince Pentagon, ağırlığını koydu ve Trump yanlısı göstericileri Washington’dan temizledi.
“Alfa lider” Trump başarısız olmuştu. “Başkent yürüyüşü” macerasında Mussolini kadar cesur davranamamıştı. 6 Ocak’tan geriye ABD’nin kepaze olduğu iki günlük güzel anılar kaldı bizim açımızdan. Değişik kostümlü kişiler Nancy Pelosi’nin masasının üstüne çıkmış, “İlluminati belgeleri” falan aramıştı çekmecelerinde. ABD demokrasisini, Demokrat Parti’nin veya sivil direnişin değil, Pentagon’un kurtarması da kayda değer bir detaydı.
6 Ocak 2020 ile ilgili yargılamalarda ise aşırı sağ milisler, Trump ve Cumhuriyetçi Parti tarafından satıldı. Şu anda Trump kampının resmi söylemi, o gün taşkınlık yapanların aslında gizli komünistler veya FBI ajanları olduğu şeklinde. Hatta Trump tweet atıp taşkınlıkları bitirmiş.
Dolayısıyla Trump, “beni tutuklayacaklar, sokağa çıkıp protesto edin” deyince bu sefer sokaklar boştu. Mahkeme salonuna geldiğinde, Türkiye’de çok iyi tanıdığımız “mağduriyet” kartı kalmıştı bir tek elinde: “Amerika’da bunun olabileceğini hiç tahmin etmezdim. Bir başkanının tutuklanması sürreal…”
Gerçekten de bu yaşananlar tarihi olaylardır. Trump, görevi bıraktıktan sonra tutuklanan ilk ABD Başkanı. Bu kısa süreli de olsa önemli bir karardı. Bu kapının açılması hem ABD hem dünya için çok olumludur. Her ne kadar Trump ile arası çok kötü olsa da, Bush da epey rahatsız olmuştur bu işten.
Trump, 3 yıldır yargı karşısına çıkarılamıyordu. 6 Ocak 2020 yarası belli ki ABD’de hâlâ açık. Ancak tam da ABD mafya filmlerinde olduğu gibi, ana davadan değil, çok tali gibi gözüken başka bir davadan kuyruğunu kaptırdı Trump. Al Capon’un vergi kaçakçılığından tutuklanması gibi…
Davanın konusu şu; Trump 2016’da Başkanlık kampanyasına girmeye karar verince, Stormy Daniels (Fırtına Daniels) isimli bir bayan porno oyuncusunun başına bela olacağını öngörmüş. Bu kadının, başka bir Playboy modelinin ve New York’ta bir apartmanın kapıcısının susması için, bu şahısların anılarının telif haklarını epey yüksek bir fiyatla satın almış. Ama bunlar seçim kampanyası masrafı gibi gösterilmiş. Trump’u mahkemeye getiren savcı 34 farklı suçtan iddianame hazırlamış. ABD’nin mali mevzuatına ilişkin ciddi ihlaller tespit edilmiş.
ABD içindeki çatışmaları bir yana bırakırsak, bu dava Türkiye için de çok çok önemlidir. Trump’un bazen “dostum” diye övdüğü, bazen de “aptallık yapma” diye azarladığı Tayyip Erdoğan özellikle bu mahkemeleri iyi izlemeli.
Trump, Tayyip için “çok iyi bir pazarlıkçı ve ortak” diyordu. Ucu Erdoğan ailesine dokunan Reza Sarraf ve Halk Bank davaları, Trump döneminde Türkiye adına verilen büyük tavizler sonucu sürüncemede kaldı. Biden da şimdilik bu dosyaları bekletiyor. Fakat ABD’de bir söz vardır: “Adaletin çarkı yavaş döner ama son derece iyi öğütür.”
Trump nihayet çarka kaptırdı kolunu. Dünyadaki tüm diktatörler buradan iyi bir ders çıkarmalı.
ABD’de Cumhuriyetçiler ve Demokratlar yargı gücü için de büyük bir savaş veriyor. Ancak mahkemeler bağımsızlığını koruyor. Her iki taraf için de korkutucu bir güç yargı erki. Trump’un 3 yıl sonra mahkemeye çıkması yavaş bir süreç gibi görünebilir ancak “çarkın öğütme gücü” biraz da bu “yavaşlıktan” geliyor.
AKP diktası döneminde Türkiye’de bağımsız yargının yok edildiğini hepimiz biliyoruz. Ancak işte sırf bu yüzden, devran döndüğünde değil 3 yıl, 3 hafta içinde mahkemeden tutuklama kararı hemen çıkabilir. Bürokrasi ve siyasette eskiden katıksız Fethullahçı olan nice tipin 15 Temmuz’dan hemen sonra nasıl ultra-Tayyipçi olduğunu unutmasın Tayyip. Gerçi yarattığı tipolojiyi bizden çok daha iyi biliyordur o.
Nice dersler var bu olayda… Çıkarmasını bilene…