Konyalı bir gencin İslami Dayanışma Oyunları kapsamında düzenlenen “İz Bırakan Ezgiler” konserinde sahneye çıkarak “Konya uyan artık AKP’ye oy verme” diyerek haykırması artık hiçbir yerin AKP açısından güvenli olmadığını gösteriyor.
Korkmakta da haklısınız! Konserleri iptal ettiniz, üniversite şenliklerini kaldırdınız, mezuniyet törenlerini bile engellemeye çalıştınız. Protesto edilme korkusu aklınızı başınızdan aldı; muhalefet göğsünü gere gere esnafı dolaşırken birisi bir şey söyler de videoya çekerler, sosyal medyaya düşeriz diyerek sokaklara bile çıkamadınız.
Hiçbir AKP’li belediye başkanının ya da milletvekilinin sokaklarda yürüdüğünü görüyor musunuz? AKP rozetini takıp göstererek dolaşan birilerine rastladınız mı? AKP düzeninin nasıl ayakta kaldığı böyle anlaşılabilir işte. 20 sene Türkiye’yi yönet, her şey elinde olsun; bütün medyayı “ağlatarak” kendine bağla, her kanalda senin adamların konuşsun, sosyal medyada paralı trollerin etrafa küfür saçsın ama sokağa çıkmaktan kork. Kalabalıkların içine girme! Koruma ordusuyla dolaş.
Ama yetmiyor işte. AKP’nin kâğıttan bir kaplan olduğu, bu düzenin her geçen gün daha fazla çürüdüğü ortaya çıkıyor. Konyalı bir genç, AKP’nin en güçlü olduğu yerde “uyan” diye haykırıyor. Gençlerin ve kadınların AKP’nin dayattığı kölecilik sistemine daha fazla baş kaldırması tesadüf değil. Diğer taraftan sokak röportajları adeta bir direniş mevzisine dönüşmüş durumda. Medya tamamen bir yalan makinesine dönüştüğü için hiç kimse tarafından izlenmiyor ve ciddiye alınmıyor.
Ülkenin nabzı sokak röportajlarında ölçülüyor. Orada sansür yok, korku yok. AKP’ye karşı tavır almak riskli olsa bile “cezbedici”. Vatandaşlar doğruyu söyleyerek özgürlük şerbetini tatmış oluyor ki “hakikati ifade etmenin getirdiği huzur” kişi açısından çok önemli ve tatmin edici bir his. İkinci olarak da cesur olmak zincirleme bir etki yaratıyor. Örneğin sahneye çıkan Konyalı gencin arkadaşları onunla gurur duyuyorlar ve farklı eylem planları yapmaya başlıyorlar. Sokakta konuşan teyzenin komşusu “Ben de konuşmalıyım” diyor ve sesini duyuracak bir mikrofon arıyor. Bu artık engellenemeyecek bir domino etkisidir.
Toplumsal bir eylemlilik durumu olmadığı için halk tepkisini böyle ortaya koyuyor. Sokak röportajları yapan muhabirlere yönelik saldırılar ve polisin yaptığı hukuksuzca müdahalelerin sebebi düzenin artık iyice korkaklaşması…
Ama korkunun ecele faydası yok. Adını bilmediğimiz o genç sahneye çıktı ve “uyan” dedi. Bir anlık bir tepki değil bu. Dövüleceğini, gözaltına alınacağını da çok iyi biliyordu. Ama işte “kahraman olma” isteği ağır bastı. “İz bırakan ezgiler” konserinde iz bırakan şey, bir gencin onurlu davranışı oldu. Sorsanız geri adım atmaz, “Yine olsa yine yaparım” der. Bunu duyumsayabilmek ve haksızlığa karşı ses olabilmek gençlerde daha baskın bir davranış. O yüzden Atatürk Bursa Nutku’nda gençlere direniş çağrısında bulunmuştu.
Kayseri’de hep bir ağızdan “Yaşa Mustafa Kemal Paşa!” diyen on binlerce genç de, Konya’da sahneye çıkan genç de uzaklardan o çağrıyı duyuyor ve hissediyor. Bu artık Türkiye’nin her yerinden yükselen bir çığlığa dönüştü. Herkesin önünde bir tercih şansı var, uyanmazsan utanılacak duruma düşersin. Konyalı genç görevini yaptı artık görevini yapma sırası bizde:
Türkiye uyan, artık AKP’ye oy verme!