Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın Türkiye ziyaretinin yankıları sürüyor.
Veliaht Prens Selman’ın önceki gün gerçekleştirdiği ziyaret sonrası Suudi basınında haberlerin veriliş tarzı ve kullanılan fotoğraflar, AKP’nin Türkiye Cumhuriyeti’ni nasıl utanç verici bir duruma düşürdüğünü gözler önüne seriyor.
AKP’nin bu ziyaretten en büyük beklentisi elbette ki para. Biz Türkler AKP’nin para için neler yapabileceğini az çok biliyorduk da bu ziyaret vesilesiyle tüm dünya da görmüş oldu.
Ama ne yalan söyleyeyim, AKP para için boyun eğme olayında bu kez kendini aştı.
Suudi basını, Veliaht Prens Selman ile Erdoğan’ın görüşmesini Erdoğan’la Selman’ın el sıkışırken Erdoğan’ın yere bakan fotoğrafıyla verdi. Bu fotoğraf, “Selman, Erdoğan’a nasıl da boyun eğdirdi” mesajını vermek için özellikle seçilmişti.
Bunun dışında Selman’ın özel görevlileri tarafından servis edilen diğer görsellerde de aynı mesaj veriliyordu. Sürekli sırıtan, ağzı kulaklarında Selman ve yüzü sirke satan AKP’liler…
Erdoğan ile Suudi Arabistan arasında yaşanan gelişmeler göz önüne alınınca, Arapların Erdoğan’a ders vermek istemesi anlaşılabilir. Cemal Kaşıkçı davası ile ilgili daha önce Erdoğan’ın Selman’a “katil” dediği düşünüldüğünde, Araplar da “katil dediğiniz adama böyle muhtaç kalırsınız” havasında Erdoğan’ı küçük düşürmeye çalıştılar ve başarılı oldular da.
Elbette ki bu durumda Araplar kadar Erdoğan’ı da eleştirmek gerek, çünkü Türkiye’yi bu utanç verici duruma düşüren bizzat Erdoğan’ın kendisi. “Dik duruşu” ile ünlü Erdoğan’ın Suudi Prens’in yanında süt dökmüş kedi gibi boynunu eğmesi çok hoşuna gitmiş olmalı ki, Selman durmadan sırıtıyordu.
Selman’ın ziyaretinde pek çok ilk gerçekleşti. Bu ilklerden biri, Bakanlar Kurulu’nun cümbür cemaat Selman’ı karşılamak izin Saray’ın bahçesinde el pençe divan durmasıydı. Bu görüntüyle Suudilere verilmek istenen elbette ki, “hiçbir bakanım bundan böyle size yanlış yapmayacak” mesajıydı.
O kadar abartmışlardı ki, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş bile karşılamaya çağrılmıştı. Tıpkı Erdoğan’ın mitinglerine devlet memurlarının katılmasının zorunlu tutulması gibi bir manzara değil mi? Hadi bakanları anladık, Erbaş ne alaka? Yoksa Diyanet, fetvaları artık Arabistan’dan mı alacak?
Bir önceki Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün, Kaşıkçı davasının Arabistan’a verilmesine karşı çıktığı için görevden alındığı iddiaları gündeme gelmişti. Dosyanın, Türkiye’nin yargı bağımsızlığı ve egemenlik hakları çiğnenerek, Suudi Arabistan’a verilmesinden sonra Erdoğan’ın Suudi Arabistan ziyaretine çiçeği burnunda Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da katılmıştı. Bozdağ’ın ziyarete dahil olması, şüphesiz ki, “artık bu yönden bir sıkıntı yaşanmayacak” mesajıydı.
Önceki gün bütün bakanların Selman karşısında tespih tanesi gibi dizilmeleri de aynı mesajın genişletilmiş versiyonuydu sadece. Fotoğrafta yer alan Nebati’nin gözlerindeki ışıltı, beklentinin ne kadar büyük olduğunun göstergesiydi.
Selman’ın Saray’da karşılanması sırasında Erdoğan’ın Selman’ın bir adım gerisinden gelmesi, ortak yayınlanan bildirideki gibi iki kardeş ülke değil, sanki iki düşman ülke zoraki görüşüyormuş gibi bir hava yarattı.
Bu hava en çok Erdoğan’ı etkiledi. Sonuçta Selman’ın milyonlarca dolarına onun ihtiyacı vardı. Selman ise “parasına muhtaç olunan” olmanın verdiği güvenle mütemadiyen sırıtıyordu.
Öyle ki, “selamünaleyküm” dediği askerlerden cevap alamaması bile keyfini kaçırmamıştı. Normal şartlarda Türkiye’ye gelen yabancı devlet başkanları, hükümet yetkilileri, tören kıtasını “Merhaba asker” diyerek selamlar. Prens Selman, AKP’yi ezmenin verdiği zevk ve şımarıklıkla askerleri “selamünaleyküm” diye selamlamış ve Türk askeri de Selman’ın hakettiği gibi selamını almamıştı. Sanırım AKP açısından ziyaretin tek artı puanı da askerlerin verdiği bu tepkiydi.
Arap müziği eşliğinde Selman’ın onuruna verilen yemek de ayrı bir rezaletti. Ancak bence işin rezillik kısmı Arap müziğiyle yemek değil, Erdoğan nezdinde Türkiye’nin onurunu ayaklar altına alan Selman’ın “onuruna” yemek verilmesiydi. Ama işte AKP açısından para için her şey mübahtı.
Bütün bu rezilliklerin son perdesi ise Esenboğa havalimanında yaşandı. Yine bugüne kadar yapılmamış bir şey yaparak Selman’ı uçağının kapısına kadar geçiren Erdoğan, Selman’ı sarılarak uğurladı. Uğurlama merasimi de Arap basınında Erdoğan yerde, Selman uçağın merdivenlerinin başında bulunduğu fotoğrafla yer aldı. Burada da elbette “biz sizden üstteyiz” mesajı veriyorlardı.
Suudiler hazır para için her şeyi yapabilecek birilerini bulmuşlardı, vurdukça vuruyorlardı. Hani parayla dövmek gibi bir deyim vardır ya, Suudiler, AKP’lileri resmen paralarıyla dövdüler, Erdoğan’a boyun eğdirdiler.
AKP’nin ve Erdoğan’ın bu kadar eğilmesinin ardında para dışında başka bir şey mi var diye sormadan edemiyor insan. Mesele Cemal Kaşıkçı cinayeti etrafında dönüp duruyor ya, acaba Arapların ellerinde de AKP’nin Kaşıkçı cinayetine göz yumduğu veya bir şekilde bu komploya dahil olduğu yönünde bilgiler mi var?
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman’ın ziyareti, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en utanç verici günü olarak tarihe geçti. Ancak bu utanç Türkiye’nin utancı değil, para için her şeyi yapabilecek AKP zihniyetinin ve AKP’nin lideri olarak Erdoğan’ın utancıdır. AKP gittiğinde, Türkiye için utanç sayfası da kapanacaktır.