Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi ve Cumhuriyet gazetesi yazarı Ali Sirmen, dün tedavi gördüğü hastanede 84 yaşında hayatını kaybetti.
Türk basınının duayenlerinden Ali Sirmen, Atatürk’ün vefatından 1 yıl sonra, 10 Kasım 1939 tarihinde doğmuştu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuydu ve uzun yıllar birlikte mücadele vereceği Uğur Mumcu ile öğrencilik günlerinde tanışmıştı.
Gazetecilik dışında oyunculuk yönü de bulunan Ali Sirmen, Cumhuriyet filminde Cumhuriyet gazetesinin kurucusu Yunus Nadi Abalıoğlu’nu canlandırmıştı. İkinci Bahar dizisinde de rol almıştı.
Bir dönem televizyon programları da yapmıştı. SkyTürk kanalında Siyah-Beyaz isimli programın sunucularından biriydi. Ayrıca Cem TV‘de Süheyl Batum ile Ayıptır Söylemesi isimli tartışma programını sunuculuğunu yaptı.
60’lı yılların ortalarından sonra gazetecilikle birlikte siyasi mücadelenin de içinde yer aldı. 1966 yılında Akşam gazetesinde köşe yazarlığına adım atmıştı. Sonra Uğur Mumcu ile birlikte Yeni Ortam‘da yazmaya başlamıştı.
Ali Sirmen, Yeni Ortam günlerini ve Uğur Mumcu ile nasıl çalıştıklarını “nöbetçi eczane” gibi tanımlamıştı. Bu tanım, hangisi hapiste değilse onun yazı yazdığını anlatıyordu. Uğur Mumcu hapisteyken Ali Sirmen yazıyordu, Ali Sirmen içerdeyken de Uğur Mumcu.
12 Mart darbesi sonrasında 1971’de hapse giren Ali Sirmen, Akşam‘dan atılır. Hapisten çıktıktan sonra ise İlhan Selçuk’un tavsiyesi üzerine Nadir Nadi tarafından Cumhuriyet‘e alınır. Burada da uzun yıllar Uğur Mumcu ile birlikte çalışacak ve mücadele edecektir.
1972’de darbeye karşı solcu aydınların kurduğu Barış Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı. 12 Eylül darbesinden sonra da Barış Derneği davasında yargılanacak ve 4 yıl hapis yatacaktı. Ancak Ali Sirmen, hapisliklere, baskılara rağmen mücadelesini bırakmamıştı. 84 yaşında bu dünyadan göçerken, arkasında on yıllardır sürdürdüğü mücadelesini ve “duayen” gazeteci ünvanını bıraktı.
Bir ara Milliyet gazetesine geçse de uzun yıllardır Cumhuriyet gazetesinde yazıyordu ve Cumhuriyet’le özdeşleşmiş bir isimdi. Sadece gazete olarak değil, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in de yılmaz savunucularından biri olarak Cumhuriyet’le özdeşleşmişti.
Cumhuriyet gazetesinin çizgisini sol-Kemalist olması gerektiği söylemiş, yazılarında CHP’yi dahi eleştirmekten kaçınmamıştı. CHP’nin sağ söylemle sol politika yapma garabetine ilk karşı çıkanlardan biriydi. 2023’teki seçimlerden sonra CHP’nin kaybettiğini açık açık ifade eden sayılı isimlerden biriydi. CHP kurultayından sonra yazdığı yazılardan birinde, CHP’nin yeniden Atatürk’ün Altı Oku’nu, özellikle de “devrimcilik”i hatırlaması gerektiğini söylüyordu.
Ali Sirmen solcuydu ama solcuların ekserisi gibi ulusalcılık düşmanı değildi. Bir dergiye verdiği röportajda ulusalcılığa şöyle sahip çıkmıştı:
“Bir ulusal Kurtuluş Savaşı’yla kurulmuş bir devletin toprakları üzerinde yaşayan bir toplumda ulusalcılığın suç sayılması kadar komik bir şey yoktur. Eskiden komünistlik vardı, şimdi ulusalcılık. Neden söyleyeyim, o kadar basit ki. Eskiden kapitalizmin karşısındaki en büyük tehlike komünizm olarak görülüyordu. Şimdi o aşamayı geçmiş ve küreselleşmiş kapitalizm karşısında en büyük kabus ulusalcılıktır. Onun için ulusalcılık şimdi tu kaka edildi.”
Ali Sirmen’in vefatının ardından pek çok fotoğrafı paylaşıldı. Ancak Ali Sirmen’i en iyi ifade eden fotoğraf, bana göre Vosvos’lu fotoğrafıydı. Yanında çok sevdiği eşi Mine, arkada ise can dostu Uğur Mumcu…
Eli kalem tuttuğu sürece yazdı. Son yazısı 6 Mart tarihliydi ve “Laiklik nedir?” başlığını taşıyordu. Ali Sirmen için yazmak, mücadele etmenin ilk şartıydı.
Ali Sirmen’in cenazesi yarın (19 Mart Salı) saat 11.30’da Cumhuriyet gazetesinin önünde yapılacak törenden sonra öğlen namazını müteakip Zincirlikuyu Mezarlığı Camii’nden kaldırılacak.
Ali Sirmen’i saygıyla anıyor, ailesine, sevenlerine baş sağlığı diliyorum.