Yüzyılın en büyük depreminde üçüncü günü yaşıyoruz. Deprem bölgesindeki öfke ve çaresizliği tüm ülkede hissediyoruz. Herkesin ortak çığlığı “Devlet Nerede?”
Yollar, havalimanları, binalarla birlikte AKP’nin dayattığı sistem de çöktü. Başkanlık Sistemi’nin getirdiği tek adam rejimi de çöktü. Liyakatın olmadığı bürokrasi de çöktü.
Bu çöküşü hepimiz hissedip yaşarken, esas sorumlular, hesap vermesi gerekenler büyük bir pişkinlik içerisindeler. AKP Grup Sözcüsü Ömer Çelik “Cumhur İttifakı olarak sahadayız” açıklaması yaptı. Onun anlayışına göre sahada olmak yarım saat deprem bölgesinde gezinmek. Milletine bir tas çorba ulaştıramayan bir ittifaktan bahsediyoruz.
Milleti göçük altında bırakarak öldüren iktidar bununla da sınırlı kalmadı. Dışarıda olanları da soğuktan öldürdü. Sorumsuzca açıklamalar ise bitmiyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, gönderilen battaniye sayısının çokluğundan bahsederek, Türkiye’yi üreten bir ülke olarak ilan etti. Deprem bölgesiyle iletişim kurulamıyor, Teknoloji Bakanı battaniyeden bahsediyor. İnsanlar yakınlarının seslerinin duymak için saatlerce telefon başında bekliyor. Bağlantı sıkıntısından kanallar haber yapmakta zorlanıyor ama Teknoloji Bakanı her şey kontrol altında diyor.
Tepkiler üzerine attığı tweeti silen Mehmet Metiner, Adıyaman’da feryat eden bir vatandaşa “Adıyaman’ın arkasında Reis var” yazmıştı. Peki Reis gerçekten var mıydı? Tayyip Erdoğan henüz deprem bölgesine gitmedi, gidemedi. Sokaktaki bakanlarına gösterilen tepki kendisine ulaşmıştır. Bölgede kendi güvenliğini sağlamadan Tayyip Erdoğan bölgeye gidemez. Yaşanan felaketin sorumlusunun bu iktidar olduğunu halk görüyor.
Milli yas ve OHAL ilan ederek duruma müdahale ettiğini sanan Tayyip Erdoğan’dan ikinci günün ortasında bir açıklama geldi. Açıklama değil de tehdit demek daha doğru olur. Gerçekler karşısında hesap vermek yerine hesap soran bir açıklama Tayyip Erdoğan’a yakışırdı zaten. Çöken binaların müteahhitleri için defterleri açmaktan bahsetmiyor, iktidarı eleştirenler için savcıları vazifelendireceğinden bahsediyor.
Sağduyuyu değil, öfkeyi büyüten bir iktidar ülkeyi 20 yıldır yönetiyor. AKP’nin ülkeyi getirdiği nokta tam olarak budur. Tayyip Erdoğan’ın son açıklamasını izleyebilen herkes izlesin. Ne bir üzüntü ne bir çaresizlik var o açıklamada. Halktan ne kadar koptuklarının en büyük göstergesini bu açıklamada görüyoruz.
Millet de tabi ki bu açıklamaları, yaşadıklarını unutmaz. Toplumsal hafızaya bunların hepsi kaydedildi. Tepkiler ne şekilde gösterilir, bunun hesabı nasıl sorulur yaşayarak göreceğiz.
İktidar sadece bu felaketin değil, 20 yıldır yaşattıkları bütün felaketlerin hesabını verecek.