Siyasetin yeni olmayan yeni aktörü Ümit Özdağ
Türkiye siyaset gündemi, son bir kaç haftadır her geçen gün yükselen, yıldızı parlayan yeni bir aktörle çalkalanıyor. Bu aktör, hepimizin bildiği gibi Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ.
Ümit Özdağ, aslında siyasette pek de yeni sayılamayacak bir isim. Türk siyasi hayatına yön veren bir aileden geliyor. Babası Muzaffer Özdağ, 27 Mayıs’ın tepe kadrolarından, Milli Birlik Komitesi üyesi ve Alparslan Türkeş’in en yakınındaki isimlerden biriydi.
Ümit Özdağ, akademi kökenli bir siyasetçidir. Akademik çalışmaları yanı sıra kurduğu Avrasya Stratejik Araştırma Merkezi (ASAM), Diyanet Araştırma Merkezi ve 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü gibi düşünce kuruluşlarında yaptığı çalışmalarla da ismini duyurmuştur.
Bugüne kadarki siyasi hayatının önemli bir bölümünü, aile partisi olan MHP’de geçirdi. 19 Kasım 2006’daki MHP Kongresi’nde Bahçeli’ye rakip olunca, kongreye iki gün kala partiden ihraç edildi.
Mahkeme kararıyla 2010 yılında tekrar MHP üyesi olan Özdağ, 2011 seçimlerinde milletvekili seçilemedi. 2015 yılında yapılan MHP kongresinde MYK üyesi seçildi. 2015 yılının Haziran ve Kasım aylarında yapılan seçimlerde Gaziantep’ten milletvekili seçildi ve seçimden sonra MHP Genel Başkan Yardımcısı oldu. 2016 yılının Şubat ayında kongre düzenlenmesini talep ederek görevinden istifa etti ve MHP Genel Başkanlığı için adaylığını koydu. YSK’nın kongreyi iptal etmesinin ardından parti disiplinine verilen Özdağ, 15 Kasım 2016 tarihinde MHP’den ikinci kez ihraç edildi.
Özdağ’ı daha sonra 2017 yılında kurulan İYİ Parti’de görüyoruz. Partinin kurucular kurulunda yer alan Özdağ, Strateji, İletişim, Propaganda ve Tanıtımdan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı görevini üstlendi. 2018 seçimlerinde İstanbul’dan milletvekili seçilen Özdağ, 2020 yılında İYİ Parti yönetimiyle de ters düştü. İYİ Parti’den de ihraç edildi, mahkeme kararı ihracı iptal etti. Ümit Özdağ’ın İYİ Parti macerası da 2021’in Mart ayında istifa etmesiyle sona erdi.
İYİ Parti’den istifa ettikten sonra Ayyıldız Hareketi’ni kuran Özdağ, 26 Ağustos’ta kurduğu Zafer Partisi’nin genel başkanı oldu, halen de bu görevini yürütmektedir.
Peki, siyaseten çok da başarılı olamayan ve mensubu olduğu iki partiden toplamda üç kez ihraç edilen Ümit Özdağ, nasıl oldu da Türkiye’nin en çok konuşulan adamı haline geldi?
Ümit Özdağ, Suriyeliler ve Türkiye’ye kurulan tuzak
Suriyeliler meselesi, Türkiye’nin önündeki en tehlikeli ve bu itibarla en önemli konudur. Suriyeliler veya göçmenler, Türk milleti içerisinde her geçen gün artan bir rahatsızlık yaratmaktadır.
İşte Ümit Özdağ’ın devreye sokulduğu nokta tam da burasıydı. Suriyeliler üzerinden göçmenleri gerekirse zorla gönderme çıkışı, pek çok insanın duygularına tercüman olsa da Türkiye açısından çok büyük tehlikeler içeriyor.
Birincisi, Suriyelilere veya göçmenlere yönelik şiddet olaylarını artıracak tonda yapılan bu açıklamalar, Türk toplumunun rahatsızlığını nefrete dönüştürebilecek ve dahası Suriyelilere yönelik ikinci bir 6-7 Eylül olaylarına sebep olabilecek bir çatışma ortamının yaratılması tehlikesidir.
Suriyelilere yönelik bu tür olayların meydana gelmesi ve seçim arifesinde ilan edilmesi muhtemel bir OHAL, AKP’nin en çok işine gelecek şeydir. Evet, göçmenler geldikleri yerlere gönderilmelidirler. Ancak bu konuda siyasilerin ve özellikle Ümit Özdağ’ın söylemlerinde çok dikkatli olması gerekmektedir. Göçmenlere yönelik nefret söylemi, en çok AKP’nin işine gelir.
İkinci olarak, Ümit Özdağ’ın “gerekirse zorla göndeririz” söylemi ve Ermeni tehcirini olumlu gösteren açıklamaları, Türkiye’nin önümüzdeki on yıllar boyunca yeni bir “soykırım” belasıyla uğraşması anlamına gelecektir. Yüz yılı aşkın süredir sözde Ermeni soykırımıyla itham edilen Türkiye ve Türk milleti, bir yüz yıl da Suriyeli soykırımıyla itham edilmesin diyorsak, söylemlerimize çok dikkat etmeliyiz.
Bir üçüncü tehlike ise muhalefet açısından dikkate alınmalıdır. Şimdilerde Suriyeliler üzerinden popülaritesi artan, anketlerde oy oranı artan Ümit Özdağ, yakın bir zamanda muhalefeti bölen bir aktör olarak kendini gösterebilir.
Ümit Özdağ’ın çıkışları ve oy oranının artması, düşünülenin aksine AKP’den değil, muhalif kesimden oy devşirmesini sağlayacak. Elbette ki AKP tabanında da Suriyelilerin gönderilmesini isteyen ciddi oranda bir kesim var. Ancak Tayyip Erdoğan’ın Suriyeliler konusunda yaptığı birbirini tutmayan açıklamaları, tabanını bir arada tutmaya çalıştığı şeklinde yorumlanmalıdır.
Suriyelilerin gönderilmesini isteyen muhalif kesimler ise Özdağ’ın bu sert çıkışlarını coşkuyla karşılamakta ve Suriyeliler konusunda pasif tavır aldıklarını düşündükleri CHP ve İYİ Parti başta olmak üzere muhalefeti eleştirmektedirler.
Özdağ’ın Suriyeliler üzerinden yakaladığı popülarite ve oy artışı seçime kadar bu şekilde giderse, Zafer Partisi, AKP’den değil CHP ve İYİ Parti’den oy çalacaktır.
Özdağ, sorunun kaynağı AKP’ye değil muhalefete saldırıyor
Ümit Özdağ, Suriyeliler meselesine, tabiri caizse, bodoslama daldığından bu yana, Suriyeliler dışında tek bir kesimle kavgalı; o da muhalefet!
Ümit Özdağ, kendi tabiriyle “sarı muhalefet”in Suriyeliler konusundaki yaklaşımını yetersiz buluyor ve her fırsatta muhalif partileri eleştiriyor.
Ancak Suriyeliler meselesinin kaynağı muhalefet partileri değil iktidardaki AKP!
Peki, Ümit Özdağ neden AKP’yi hedef almıyor da muhalefete saldırıyor?
Şimdi diyeceksiniz ki; İçişleri Bakanlığı’nın kapısına dayandı, Süleyman Soylu’yu düelloya davet etti, daha ne yapsın?
O zaman hemen şunu sorayım: Suriyeliler sorununun kaynağı Süleyman Soylu mu, Tayyip Erdoğan mı?
Eğer cevabınız Erdoğan ise o zaman şunu sormalısınız: Ümit Özdağ neden Erdoğan’a tek laf edemiyor da Soylu’ya esip gürlüyor?
Bir ikincisi, kendisine yönelik en küçük bir eleştiride dahi yargı sopasıyla cezalandırma yoluna giden Soylu, neden İçişleri Bakanlığı’nı “basan” Ümit Özdağ ile ilgili bir şey yapmadı?
Yoksa bize liseli ergen kavgası tadında yeni bir tiyatro, danışıklı dövüş mü izlettirdiler?
Ümit Özdağ, sığınmacılar meselesini televizyonda tartışmak için neden Tayyip Erdoğan’a değil de Kılıçdaroğlu’na çağrıda bulunuyor? Bu kadar sığınmacıyı ülkemize Tayyip Erdoğan mı doldurdu Kılıçdaroğlu mu?
Kaldı ki, Kılıçdaroğlu da, Ümit Özdağ kadar radikal olmasa da, Suriyelilerin geri gönderilmesi gerektiğini söylüyor.
Özdağ, operasyonu muhalefete çekiyor!
Ümit Özdağ, Süleyman Soylu ile tartışmasında Soylu’nun “operasyon çocuğu” demesi üzerine bazı operasyonel faaliyetlerde bulunduğunu kabul etmişti. Şimdi tüm bu yaşananları bütünlüklü bir şekilde değerlendirdiğimizde, benim aklıma Ümit Özdağ’ın yeni bir operasyona memur edildiği geliyor.
Ancak bu operasyon AKP iktidarına değil muhalefete yönelik bir operasyon. Çünkü Ümit Özdağ’ın söylediği ve yaptığı hiçbir şey AKP’yi hedef almıyor ve AKP’ye zarar vermiyor. Ümit Özdağ, AKP’yi bırakmış CHP’yle, İYİ Parti’yle didişiyor. Bu da akla şu soruyu getiriyor: Ümit Özdağ bu kez operasyonu muhalefete mi çekiyor?
Yukarıda bahsettiğimiz gibi Ümit Özdağ’ın Suriyeliler meselesiyle ilgili çıkışlarıyla birlikte artan popülaritesi ve oyları AKP’ye değil muhalefete zarar verecek. Erdoğan, geçtiğimiz gün “Suriyelileri göndermeyeceğiz” dedi ve bunu yine ensar, muhacir gibi İslamcı söylemlerle süsledi.
Bu söylem, Erdoğan’ın tabanını bir arada tutmaya yönelik bir söylemdi ve bu söylemdeki İslamcı tema, Deva ve Gelecek Partilerine kayması muhtemel AKP tabanını da hedefliyor.
Ümit Özdağ, muhalefet açısından ikinci bir Cem Uzan, Zafer Partisi de ikinci bir Genç Parti tehlikesi olarak ortaya çıkmış durumda.
Hatırlanırsa, Cem Uzan da aynen Ümit Özdağ gibi AKP’nin iktidara geldiği 2002 seçimlerinden birkaç ay önce partisini kurmuş ve “mazot 1 lira olacak” gibi popülist söylemlerle 2002 seçimlerinde %7,24 oy almıştı. Ancak Cem Uzan’ın aldığı oylar AKP tabanından değil, esas olarak CHP ile birlikte çok az oy farkıyla baraj altı kalan DYP ve MHP tabanındandı. DYP ve MHP baraj altı kalınca, AKP 365 milletvekili çıkararak tek başına iktidar olmuştu. Cem Uzan’ın amacı AKP’yi tek başına iktidara taşımak mıydı bilinmez. Ama neticede AKP’nin tek başına iktidar olmasında payı büyüktü.
Şimdi Türkiye tarihinin belki de en hayati seçimlerine hazırlanırken hem muhalefeti hem de Ümit Özdağ’ı uyarmak görevimiz:
İkinci bir Genç Parti ve Cem Uzan vakasına izin vermeyin!
Kaygılarımızı haksız çıkartıp bizi utandırın.