Değerli büyüğüm Ünal Yaltırık ile yıllar önce Türk Solu’nun bir yemeğinde tanışmıştık. Yekta Güngör Özden tanıştırmıştı onunla bizleri. Maya dergisini çıkarıyor, uzun zamandır çıkardığı bu dergiyi ayakta tutmaya çalışıyordu. Biz gençlerin enerjisine, fedakârca yürüttüğü çalışmaya hayrandı. Derginin Beşiktaş’taki yerine gitmiştim birkaç kez. Orada değerli dostlarını ağırlar, onlarla sohbet eder, biz gençleri de onlarla tanıştırmayı ihmal etmezdi.
Ne kadar zaman sonra bilmiyorum,Türk Solu’ndaki yazılarımı okumuştu, Maya’da da yazmamı istedi. Gökçe Fırat ve Özgür Erdem’le birlikte biz de yazmaya başladık. Ki sanıyorum Maya’nın en genç yazarı oldum. Ünal Bey çok mutlu oluyordu Maya gençleşiyor diye, bunu her fırsatta dile getirirdi.
O Bursa’ya taşındıktan sonra telefonda görüşmeye başladık. Yazı zamanından önce mutlaka arar, hatırlatırdı. Maya’nın bizden yaşça büyük yazarlarının aksine biz son ana kadar sıkıştırırdık ve Ünal Bey bizi birkaç kez aramak zorunda kalırdı. Ama bunu öyle büyük bir nezaketle yapardı ki her defasında utanırdım. “Önemli değil” der, yazı ulaşınca da arar mutlaka teşekkür ederdi. Bizim pratik işleyişimizin getirdiği “düzlüğün” aksine her zaman onda inanılmaz bir nezaket vardı.
Gökçe Fırat tutuklandığında buna en çok üzülen insanlardan biri o oldu. Belki de hayatımın en zorlu bu dört yılında, bu yükü hafifleten, her zaman yanımızda olduğunu hissettiren, mektuplarıyla en başta Gökçe’ye, sonra da bizlere moral veren en önemli insanlardan biri oydu.
Ünal Bey’in arkadaşım olduğunu hissetmişimdir o günlerde.
Söyleyince kulağa garip geliyor ama nedeni şu: Ben dost sözcüğünden ziyade arkadaş sözcüğünü daha çok severim, arkadaş insanın arkasında duran, arkasını toplayan ve yalnız olmadığını hissettiren, geriye dönüp baktığında orada olduğuna emin olduğundur. İşte Ünal Bey de, diğer bazı büyüklerim gibi, arkadaşımdır o nedenle.
Vefatını büyük bir üzüntüyle öğrendim. Keşke sağlığı izin verseydi ve Türkiye’nin düze çıktığını görseydi. En çok bunun için üzgünüm. Çünkü onun gibi insanlar en çok bunu dert edinir, hayatlarını bununla özdeşleştirirler. Hayatının son yıllarında da olsa özgür ve mutlu bir ülke görmeyi hakediyordu.
Ruhu şad olsun.
Ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı dilerim.