Elimde “Hükümet Kuran Bürokrat”…
Ünal Yaltırık ile Ozan Pekgöz’ün yaptığı nehir söyleşiler kitabı…
Ünal Bey şu an oldukça hasta, yoğun bakımda. Kitabın her bir satırını, bir an önce sağlığına kavuşması dileğiyle okudum.
Ünal Bey ile Türk Solu hareketini tanıştıran Yekta Güngör Özden’dir. Kitapta da bundan bahsediyor Ünal Bey. Dışarıdan bakıldığında biraz tezat duruyor. Demirel’in en yakınlarından biri, Nihal Atsız’ın yeğeni, Türkeş’in dostu ve kardeşi, Süleyman Soylu ile tanışıklığı olan bir “sağcı” bir bürokratın ne işi olur ki bizimle!
Dışarıdan bakıldığında öyle denebilir. Aynı şey Ünal Bey için de geçerli. Hayatı “komünizm”le mücadele ile geçmiş, solcularla anlaşamayan, hatta onları sevmeyen kendini sadece milliyetçi olarak tanımlayan bir bürokrat adı “sol” olan bir hareketle niye anılsın ki?!
Bu belki AKP iktidarının yarattığı yeni Türkiye düzeninin sonucu, belki milliyetçilik ve solculuk arasındaki suni ayrımın artık geçerli olmaması ile, belki de Ünal Bey’in ve bizim iyi vatanseverler, iyi insanlar ve sadece ve sadece bu ülkeyi düşünen politik figürler ve gazeteciler olmamızda gizli. Belki de hepsi…
Gümrük müfettişliği, Bağ-Kur Genel Müdürlüğü gibi önemli görevlerde bulunmuş, 11’ler olayı gibi Türk siyasi tarihinin önemli olaylarından birinin baş aktörlerinden biri olmuş Ünal Bey, bugün 2.800 TL emekli aylığı alıyor ve İstanbul’da iyi bir yerdeki evinin kiraya vererek, Bursa’da daha makul fiyatlı bir eve yerleşerek geçimini sağlamaya çalışıyor. Aynı dönemde benzer konumlarda hatta daha alt pozisyonlarda çalışmış bürokratların yükünü nasıl tuttuğu tahmin edilebilir. Bu onun zaten nasıl bir insan olduğunu göstermeye yetiyor.
Kitapta zaten tüm samimiyetiyle yaptığı her şeyi anlatıyor. Kitabı sadece bir insanın hayat öyküsü ya da anıları olarak okumamak lazım. Bir dönemin panoraması olarak okumak bizler açısından daha ufuk açıcı. Devlette kadrolaşma nasıl olur, ne tip baskılar vardır, kimler nasıl işe alınır çıkartılır sadece bunları görmek, bugünkü kadrolaşmanın boyutunu gözden geçirmek için bile oldukça aydınlatıcı.
1930’larda bir memur çocuğu olmak, 1950’lerde Mülkiyeli olmak nedir, 1960’larda Ankara’da bir devlet memuru nasıl yaşar, arkadaşlıklar ne anlama gelir, evlilikler nasıl yapılır, siyasi iktidar değişiklikleri insanların hayatlarını nasıl değiştirir görmek için bile bir başucu kitabı. Türk Siyasi Tarihi derslerinde okuduğumuz konuların, bir insanın, bir bürokratın merkezinde incelenmesi açısından bile dikkate değer bence.
Ünal Bey tabi ki aynı zamanda önemli bir gazeteci ve dikkate değer bir karikatürist. 40 yıldan fazla zamandır çıkardığı Maya dergisi, bugün hala ayakta ve hala Ünal Bey’in denetiminde. 40 yıldır korkmadan yaptığı kapakları AKP iktidarı döneminde de sürdürdü. Sırf bu açıdan bile takdir edilecek bir duruşu var.
Kitapta Gökçe Fırat ile olan dostluğunun nasıl başladığını da anlatıyor. Kitabın önsözünü yazmasını da ondan istemiş, güzel bir Gökçe Fırat önsözü ile okumaya başlayacaksınız kitabı.
Ozan Pekgöz ‘e de bu güzel kitabın vücut bulmasında sağladığı büyük katkı için teşekkürler.