Bağımsız sınıf tavrı diye diye yanlamak
31Mart 2024 seçimleri kendisine sosyalist veya komünist yakıştırması yapan irili ufaklı partiler açısından önemli dersler içeriyor. Bunlar hem “bağımsız sınıf tavrı” gibi keskin sözler paralayan hem de yıllardır sadece ittifak adı altında yancılık yapan yapılardır.
“İttifak” adı altında işbirliği yapan sol hiçbir zaman saygınlık ve güç kazanamadı. Tarihimize bakalım. Türk halkının en çok saygı duyduğu Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan gibi liderlerin Milli Demokratik Devrim çizgisi, bir ittifak politikası değildi. Çünkü onlar Kemalizm’in de sosyalizmin de sözcüleri biziz diyordu. Mahir“Kemalizm’in sağı solu olmaz, tek bir Kemalizm vardır” diyerek, Kemalizm’i en tutarlı antiemperyalist devrimcilik olarak tanımlıyordu. Daha o dönemde bu çıkışının nedeni, Perinçek’in Kemalizm’i sağ ve sol diye ikiye bölüp, sözde “sol Kemalist” diye adlandırdıkları ile ittifak yapmayı önermesindendi.
Devrimci bilinç yok edildikten sonra, Perinçek’in yozlaşmış bakış açısı Türkiye’deki bütün sosyalist geleneklerde egemen oldu. İttifakçılık adına işbirlikçilik, yancılık ve fırsatçılık yüceltildi.
Bu uğursuz geleneğin geldiği bataklığa bakalım. Şu anda üç tip “sol” var. Üçü de farklı türden yancılık yaparak Türkiye’de sola inancı ve güveni sıfırladı.
Üç tip “sol” yancılık
Birinci tip Kürtçülük, PKK ve DEM’e yanlayan sözde sol, özde etnik şovenist yancılık. Bunlar güya antifaşizm yaparak yıllarca Kürt faşizmine ve ABD emperyalizmine yamandılar. 31 Mart 2024’te hepsi sıfırı tüketti.
İkinci tip, Perinçek’in AKP-MHP’ye yanlayan sözde ulusalcı özde saray beslemesi olan yancılığı. Bunlar da güya antiemperyalizm adına, AKP ve Tayyip üzerinden ABD ve Rus emperyalizmine hizmeti savundular. Ulusalcılığı ve Kemalizm’i tüketemediler, kimse bu palyaçolara Atatürkçü demez artık ancak kendilerini sıfırın altına çektiler.
Üçüncü tip ise Kürtçülük yancılığından, CHP yancılığına terfi (!) eden TİP, Sol Parti, TKP tipi fırsatçılar. Bunlar da güya gericiliğe karşı laiklik mücadelesi vermek adı altında, CHP belediyelerine yamanarak, CHP desteğiyle kendilerine alan açarak, “bağımsız siyaset” yürütmeye çalıştılar.
22 yıllık gerici AKP diktasının kuruluşuna “laiklik sahte gündem, burjuva gündemi” diye destek veren bu keskin sirkeler, şimdi de utanmadan laiklik şövalyesi gibi ortalığa saçılıyorlar ama utanmadan anti-Kemalizm’e de devam ediyorlar. Bu seçim onlar için de hezimet oldu. Azıcık bir tabanları ve oyları varsa, nihayet onu da CHP’ye kaptırdılar.
DEM yancılığı ile CHP yancılığı arasında TİP
Şimdi örneklerle ilerleyelim. SİP geleneğinin TKP ismiyle devam ettiği süreçte bölünmeyle ortaya çıkan TİP ve başındaki fenomen Stalinist Erkan Baş ile başlayalım.
Erkan Baş için sosyal medya ve imaj çağını çözebilmiş olan başarılı bir figür diyebiliriz. Ancak her başarının bir bedeli vardır. Bu arkadaş tüm saygınlığını yitirdi. Artık sayıları ve cinsleri son yıllarda çokça artan Zübükler sirkinin en kızıl ve en pos bıyıklı elemanı olarak anılıyor.
Diyarbakır’da Apocu, İzmir’de Atatürkçü, Gebze’de Hamasçı! Cihangir’de LGBT dostu “they/them”, Kartal’da sekter Stalinist, Gebze’de CHP’li fabrika sahibiyle kol kola girmiş sarı sosyalist.
Erkan Baş siyaseti bu sanıyor. Önerme şu: Eğer proleterya için zübüklük yapalırsa, bu zübüklük sadece taktik ve strateji olarak algılanmalıdır. PKK’lılar da yıllarca “Başkan Apo diplomasi yapıyor” dememiş miydi? Ancak kimse bu işi proleterya ile alakalı göremedi. Erkan Baş’a kötü bir oportünizm ününden başka bir şey kalmadı.
İşin komik yanı, yıllardır her türlü sol fraksiyonu güden, yancılık yapan “solcuları” maraba gibi kullanan PKK/DEM çizgisi bile, Erkan Baş ve arkadaşlarının fantastik hareketlerinden yaka silkti.
TİP’liler HDP’nin şemsiyesinde, pamuk gibi rahat kontenjanları kullanarak 2018 seçimlerinde TBMM’ye girip, özlük haklarını garanti altına aldılar. Bu seçimde HDP de “baraj altında kalmasın” taktik oylarını da alıp %11,7’lik bir orana ulaşmıştı.
5 yıl içinde TİP’liler HDP/YSP saflarını paramparça yaptılar. Seçimlere hem ittifakla hem de ayrı girmeyi başardılar. Bu nasıl bir ittifak ise HDP/YSP taraftarları açıkça TİP’lilere polis ajanı diye saldırıyordu. Ahmet Şık yüzsüzdü. Gocunmadı. Barış Atay ise PKK tehditlerinden yılarak kendi ilinden kaçıp, Antalya’dan aday olmuştu.
Sonuç? 14 Mayıs 2023’te TİP %1,8, YSP %8,8 oyda kaldı. Erkan Baş meclise girdiği için bunu zafer ilan etti ama toplam oyları düşürmüştü. Olsun yine de TİP %1,8’di. Oysa önceden sıfırdılar. Acaba bu zübüklük ve kurnazlık adına bir zafer miydi?
Aradan 10 ay geçti ve TİP kendini DEM’in kollarından CHP’nin kollarına attı. Hem de aynı kazığı CHP’ye de atmaya çalışmaktan da vazgeçmediler. Hem şirin çocuklar adına CHP’den destek alacak hem de CHP’den “beyaz yakalı laik oyları” çalacaktı aklı sıra Erkan. Ancak TİP’in %1,8 olan oyu sadece 10 ayda 700 binlik düşüşle, üçte bir orana, %0,6’ya kadar indi. Belediye başkanlığı oyları daha da kötüydü %0,15.
Elbette oy her şey değildir ancak TİP çok ciddi bir itibar düşüşü de yaşadı. Herkes Hatay’da Barış Atay’ın aday olacağını düşünüyordu. CHP adayı Lütfü Savaş’a halkın büyük ve haklı tepkisi vardı. Ancak DEM’in BarışAtay ambargosu devam etti. TİP ne yaptı? Gökhan Zan’ı aday gösterdi. Barış Atay kendi halkını ve ilini yine yalnız bıraktı.
Hatay rezaleti, Gebze hezimeti
Böyle kalsa yine iyi, sonra TİP, Gökhan Zan’ı da sattı. Bir ses kaydı ortaya atıldı. Bu işin içinde AKP mi var yoksa CHP ve Lütfü Savaş mı Hatay halkı hiç emin değil. Çünkü Gökhan Zan’ın çekilmesi AKP’nin işine hiç gelmiyordu. Gökhan Zan da inat etti. Çekilmedi. TİP’in açıkça kendisini aforoz etmesine rağmen TİP’in yarısı kadar oy aldı. TİP safi zarar verdi tüm dostlarına. Çünkü CHP yine de bu küçük fark yüzünden kaybetti.
TİP, Hatay’da kime hizmet etti? AKP mi CHP mi belli değil. Kendine bile etmediği kesin! 31 Mart 2024 seçimlerinde Gökhan Zan %2 oranında 15.691 oy aldı. İl Genel Meclisi’nde TİP’in seviyesi ise %4,7 yani 36.669 oydu. Oysa 10 ay önceki genel seçimde Hatay’da TİP %8,6 oranıyla 76580 oy almıştı.
TİP için diğer önemli yer ise Gebze’ydi. TİP Genel Başkanı Erkan Baş çok garip bir karar alıp Kocaeli-Gebze’de aday oldu. Sol çevrelere bunu proleter devrimcilik ile açıkladılar. Ama çok garip bir proleter devrimcilikti bu. Erkan Baş İstanbul’da aday göstermemek karşılığında CHP’nin Gebze’de kendisini desteklemesini rica etti. Bu arkadaşa yine alan açıldı. Sadece CHP değil DEM de aday göstermedi Gebze’de. Erkan Baş da fabrikalara CHP’li işverenlerle birlikte gidip oy istedi. Diğer yandan da Gebze’nin “mütedeyyin halkını” tavlamak için Filistin’in Nablus şehriyle kardeş belediye olacağız diye sms mesajları atılıyordu on binlerce kişiye.
Sonuç hezimet. Orada Hamasçı, burada laikçi, beride Kürtçü, geride Stalinist! Her yol var. Ha, bir tek “Türk” kelimesi yasak… Erkan Baş’ın tek hassasiyeti “Türkiyeli”lik!
Erkan Baş adeta hayal ettiği çalışmayı yaptı. Hem CHP hem DEM onu destekli. Ama her kesimden vatandaştan tokat yedi. 31 Mart 2024 seçiminde ortak belediye başkanı adayı olarak ErkanBaş 40.438 oyla %19,9 oranında sonuç elde etti. Ve hiç gocunmadan bunu zafer ilan etti. Oysa Gebze il genel meclisinde CHP %15,6, TİP %8,6 oy almıştı. 14 Mayıs 2023’te ise Gebze’de CHP’nin oy %22,8, YSP’nin oy oranı %5,5’ti.
Yani Gebze’de Erkan Baş’ı destekleyen CHP, TİP ve DEM’in toplam oyları 2023’te %28,3 iken, Erkan Baş’ın adaylığı yüzünden il genel meclisinde bu üç partinin toplam oyunu %24,2’e düşürdü. Erkan Baş ise bundan da düşük aldı. Sadece %19,9!
Maocu Maçoğlu “Dersim”den kaçıp Tunceli’yi PKK’ya bıraktı, TKP ile birlikte Kadıköy’de tasfiye oldu
Bir diğer yancı ekip ise TKP-Maçoğlu (SMF) ittifakıydı. Maçoğlu Maocu bir fraksiyonun Tunceli Ovacık Belediye Başkanı olmasına rağmen, Atatürkçülere yönelik yayın yapan CHP medyasında yıllarca yer bulmuş, halkın sempatisini kazanmış ve bu sayede Brejnevci TKP (SİP) kontejanından Tunceli belediye başkanı olmuştu. Komünist başkan konsepti herkese sempatik gelmişti. Ayrıca etnikçi ve Kürtçü “sol” imajından bıkan eski kuşak Türk sosyalistlerine de olumlu bir gelişme gibiydi yaşananlar. SMF Kaypakkaya söylemiyle Atatürk’e “faşist” diyen bir fraksiyon da olsa, Maçoğlu bu tarz bir halk düşmanı ve gerici bir söylemden kaçınmıştı.
Nihayetinde Maçoğlu PKK’dan çok sert bir ihtar ve tehdit aldı. Tunceli’yi apar topar terk etti. Fraksiyonu da Tunceli’de DEM adayına destek olacaklarını deklare etmek zorunda kaldı. Ancak hikâye burada bitmedi. Son yıllarda TİP’in ve Sol Parti’nin CHP’ye yanaşma siyasetine karşıt olmasına ve bu partileri ilkesizlikle eleştirmesine rağmen TKP, en üst düzey ilkesizliklere imza attı. Eski TİKKO’cu Maçoğlu’nu, DEM desteğiyle Kadıköy’de belediye başkanı gösterdiler. Amaç CHP’yi kalesinde yenip, sosyalist belediyeciliği Kadıköy’e getirmekti!
Atatürkçülere ve laik kesimlere, “gerçek Cumhuriyetçi biziz” diyen TKP, kendisi çok absürt bir ittifakla Atatürkçülerin karşısına çıktı. Cumhuriyet düşmanı feodal “Dersimci” unsurlarla, Atatürkçülüğün kalesi sayılan Kadıköy’ü, kızıl siyasi üs yapmak! Bu nasıl bir fantezi!
Saray diktasında her türlü fantezisini uygulama şansı bulan on çeşit “komünist” partimiz var. Bunlara sorsan en devrimci kendileri! Sıfır soruşturma ve sıfır baskı ile “kızıl üsler” yaratıyorlar.
Sonuçta hepsi yine hezimete uğradı. Maçoğlu beklenenin çok altında bir oy aldı. DEM artı bütün Kadıköy solcuları artı “destek olalım nasılsa burada risk yok”çular ile Maçoğlu Kadıköy’de sadece %10 aldı. TKP’nin oyu daha da düşüktü, %4. Türkiye çapındaki TKP oyları ise sadece %0,29’da kaldı. Bunların çoğu Kadıköy’den geldi.
Geçen seçim Genel Başkanını, tıpkı bu seçim TİP’in yaptığı gibi, CHP oylarıyla Beyoğlu’nda belediye başkanı seçtirtmeye çalışan eski ÖDP yeni Sol Parti de hezimet yaşadı. Yıllar içinde PKK yancılığından CHP yancılığına evrilmiş olmaları da onlara yaramadı. Sadece %0,12’lik bir oy oranına ulaştılar. 10 ay önceki genel seçimlerde ise %0,14 oy almışlardı.
AKP yancısı Perinçek ve “Vatan” Partisi
Ve son olarak ünlü işbirlikçi Perinçek! Türk solunu yozlaştıran ve PKK kuyrukçuluğunu ilk başlatan isimdir kendisi. Bir aralar ulusalcı ve Atatürkçü numarası yapıyordu. Son 10 yıldır doğrudan Tayyipçi ve AKP yancısı bir politika izliyorlar.
Yukarıda saydığımız bütün sol fraksiyonlar güya Perinçek’e düşmandır. Ama aslında hepsinin akıl hocası ve örnek aldığı kişi Perinçek’tir. İlkesizlik ve pervane gibi dönmenin adına ittifak politikası denir.
Örnek aldıkları adamın tüm faaliyeti safi Türkiye’ye, sola ve hatta kendi tarikatına zarar. Alın işte ispatı. 2002 seçiminde 41 milyon seçmen vardı. Perinçek’in partisi 160 bin oy almıştı. O zamanlar Atatürkçü numarası yapıyorlardı.
10 yıldır açık AKP’lilik yapıyorlar. 2024 yılına geldik. Seçmen sayısı 61 milyon olmuş. Perinçek oyunu 37 bine, %0,08’e düşürmüş. Perinçek için bile bu bir rekordur. Artık yüzde değil binde değil, on binde 1’i zorluyor. Yıllardır PKK’nın yanında icazetle siyaset yapa yapa yok olma noktasına gelen EMEP bile %0,09 almış. Perinçek onun bile altına düşmüş.
Uzun lafın kısası: Solcu yancı olmaz. Solcu bağımsız olur, öncü olur, ilkeli olur. Halka yol gösterir. Devrimcilik budur.
Her türden yancı “sol”un yaşadığı hezimet artık bir ders olsun.